GÖZ, KULAK, KALP VE AKIL: İNSANIN İÇ YOLCULUĞU
GÖZ, KULAK, KALP VE AKIL: İNSANIN İÇ YOLCULUĞU
Sözlerin yolu gözlerden geçer.
Kalbin yolu kulaktan geçer.
Aklın yolu kalpten geçer.
İnsanın özü ve sözü, göz ve kulaktan geçer.
Ruh ise bunlarla kanat bulup, pervaz eder.
Göz ve kulaktan nefse yol bulursa, kalb ve akıl yolunu şaşırır.
Ne kol kalır ne de kanat.
Uçmak değil, sürüngen gibi sürünmek kalır.
*********
İnsanın hakikat yolculuğu dıştan içe, içten öze doğru bir seyirdir. Göz bakar, kulak duyar, kalp hisseder, akıl tartar ve ruh uçar. Bu zincirin her halkası sağlam olursa insan yücelir; halkalardan biri koptuğunda ise insan sürçer, düşer, sürünür.
Söz gözden geçer. Çünkü göz sadece bakmaz, aynı zamanda konuşur. Bazen bir bakış, bir kitaptan daha çok şey anlatır. Bir gözün donukluğu, bir gönlün ölü olduğunu haber verir. Göz, gönlün penceresidir. Temizse manzara güzeldir. Kirliyse iç âlem bulanıktır.
Kalp kulağa bağlıdır. Çünkü kalp neye kulak verirse onu sever, ona bağlanır. Kulak, kalbin anahtarıdır. Gafletle dolu sözleri dinleyen bir kulak, zamanla kalbi katılaştırır. Hikmetle dolu seslere açılan bir kulak ise, kalbi cilalar, yumuşatır. Neye kulak verirsek, oraya yöneliriz.
Aklın yolu kalpten geçer. Çünkü akıl, sadece bilgiyle değil, kalbin yönlendirdiği istikametle çalışır. Kalpsiz bir akıl şeytanın eline düşer. Bu yüzden “akıllı ama zalim” insanlar çıkar ortaya. Kalp doğruysa, akıl hikmetli kararlar verir. Aksi hâlde akıl, kibir üretir; bilgi, bela olur.
Eğer göz ve kulak, nefse hizmet ederse; kalp şaşar, akıl sapar, ruh mahpus kalır. Göz harama bakarsa, kulak boş söze açılırsa, kalp kararır. Kalp karardığında akıl karışır. Akıl karışınca insan, kanatlı bir varlıkken sürünen bir varlık hâline gelir.
İnsan ya yükselmek için yaratılmış bir ruh kuşudur, ya da nefsin esiri olmuş bir sürüngendir. Ve bu fark, göz ve kulağın tercihiyle başlar.
O halde neye bakıyoruz, neyi dinliyoruz?
Kulaklarımızı neyle, gözlerimizi kimle, kalbimizi hangi sesle, aklımızı hangi bilgiyle besliyoruz?
Unutmayalım:
Göz ve kulak nefse yol bulursa, kalp ve akıl yolunu şaşırır.
Ama göz ve kulak Hakk’a yönelirse, kalp ve akıl nurla dolar, ruh özgürce kanatlanır.
ÖZET:
Bu makalede insanın göz, kulak, kalp, akıl ve ruh arasındaki hikmetli bağ anlatılır. Gözün kalbin aynası olduğu, kulağın kalbi şekillendirdiği, kalbin ise akla yön verdiği vurgulanır. Göz ve kulak nefse hizmet ederse insanın öz dengesini kaybedip sürünür hâle geleceği, Hakk’a yönelirse ise yüceleceği ifade edilir. İnsan ya göz ve kulakla beslenip ruhen uçar, ya da nefsin girdabında sürünür.