BEN SİZİN BİLMEDİĞİNİZİ BİLİRİM”: HALİFELİKTEN FESADA
BEN SİZİN BİLMEDİĞİNİZİ BİLİRİM”: HALİFELİKTEN FESADA
“Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.” (Bakara. 30)
Meleklerin korktukları başlarına geldi.
İşte fesad çıkarıp kan döken İsrail, abd,Rusya, Ukrayna,Avrupa ülkeleri
********
“Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım…”
Bu ilahi kelâm, insanın yeryüzündeki yüce misyonunu haber verirken, meleklerin sarsıcı bir sorusuna da vesile olmuştur:
“Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?”
Meleklerin bu tesbiti, sadece bir endişe değil, insanın ileride sapabileceği tehlikeli yola dair bir işaretti. Ve ne yazık ki, insanlık tarihinin büyük bir kısmı bu korkunun gerçekleşmesinden ibarettir.
Bugün modern çağın zirvesinde, ileri teknolojiyle donatılmış toplumların elinde kanlı bir geçmişin değil, kanlı bir günümüzün yaşandığına tanıklık ediyoruz.
Halifelik Makamından Fesada Düşen İnsan
İnsan, halife olarak yaratıldı. Yani yeryüzünü ıslah etmek, adaletle hükmetmek, merhameti yaymak, hakkı ayakta tutmakla vazifelendirildi. Fakat bu emaneti yüklenenlerin çoğu, nefsin esaretine girerek halifeliği hegemonyaya, emaneti sömürüye, adaleti zulme çevirdi.
İsrail, Gazze’de çoluk çocuk demeden katlederken;
ABD, dünyanın dört bir yanında çıkar için savaş çıkarırken;
Rusya, Ukrayna’yı kan gölüne çevirirken;
Avrupa, menfaat için her zulme göz yumar ve hatta ortak olurken;
Ukrayna, başka bir zulmün ya da çıkarın piyonu haline gelirken;
insanoğlunun yeryüzünde neye dönüştüğünü meleklerin endişesiyle daha net anlıyoruz.
Melekler Haklı mıydı? Allah’ın Cevabı Ne Demekti?
Melekler, insanın potansiyel kötülüğüne dikkat çekmişti. Ama Allah, onların bilmedikleri bir hakikate işaret etmişti:
“Ben sizin bilmediğinizi bilirim.”
O bilinmeyen, peygamberler, veliler, şehitler, sadıklar, adil yöneticiler, hakkı savunan garipler, merhametiyle dünyayı yaşanır kılan güzel kullar idi.
İnsan, en büyük fesadın da faili olabilir, en yüksek faziletin de taşıyıcısı olabilir.
Bu ikisi arasındaki fark, insanın Allah’la olan bağında gizlidir.
Bugünün Dünyasında Halifelik Nerede?
Bugün insanlık büyük bir hesap gününe doğru sürükleniyor. Gazze’de dökülen kan, Sudan’da açlıktan ölen çocuklar, Yemen’de susturulan feryatlar, İslam coğrafyasının dört bir yanındaki gözyaşları; halifeliği unutan bir insanlığın, kan dökücü tabiatına yenildiğini gösteriyor.
İnsanlık, teknolojiyle değil, merhametle yücelir.
Savaşlarla değil, adaletle hükmeder.
Sömürüyle değil, emanet bilinciyle halifeliğini isbatlar.
Ama bugün ne yazık ki, meleklerin korktuğu o insanlık karşımızda duruyor:
Silahıyla, hırsıyla, vahşetiyle, açgözlülüğüyle…
Ve bu hâl, kıyametin sessiz habercisidir.
ÖZET:
Makale, Bakara Suresi 30. ayeti bağlamında, insanın halifelik makamından saparak fesada ve kan dökücülüğe sürüklenmesini işler. Meleklerin endişesi günümüzde başta İsrail, ABD, Rusya, Avrupa gibi devletlerin işlediği zulümlerle adeta vücut bulmuştur. Oysa Allah, insanın taşıyabileceği yüce faziletleri bildiğini beyan etmişti. Bugün bu fazilet unutulmuş, yerine güç tutkusu, çıkar savaşları ve adaletsizlik geçmiştir. Bu hâl, insanlığın hem vicdanen hem de ahlaken bir çöküş içinde olduğunu göstermekte ve meleklerin o tarihi endişesini teyit etmektedir.