MÛSÂ: KUR’ÂN’DA BİR PEYGAMBERİN BÜTÜNLÜĞÜ

  1. MÛSÂ: KUR’ÂN’DA BİR PEYGAMBERİN BÜTÜNLÜĞÜ

“Ve seni kendi katımdan bir sevgiyle sevdim, tâ ki gözetim altında yetiştirilesin.”
(Tâhâ Sûresi, 39)

Kur’ân-ı Kerîm’in en çok adı geçen peygamberi olan Hz. Mûsâ, sadece bir kavmin kurtarıcısı değil, aynı zamanda bir önder, muallim, sabır timsali ve insan psikolojisinin en derin örneklerinden biridir. Onun kıssası, Kur’ân’ın hemen her bölümüne dağılmıştır. Bu da bize bir hakikati fısıldar: Hz. Mûsâ’nın hayatı, zamana ve mekâna değil, insanlığın hikmet yolculuğuna aittir.

Kur’ân, onun doğumundan vefatına, kavmiyle mücadelesinden Allah’la münâcâtına kadar birçok safhayı anlatır. Bu anlatım, kronolojik değil, tematik ve hikmet merkezlidir. Zira Hz. Mûsâ’nın hayatı, zamanlar üstü bir ahlâkî haritadır.

  1. Doğum ve İlâhî Koruma: Kaderin Sessiz Eli
    (Kasas 7–13, Tâhâ 39–40)

Hz. Mûsâ, bir bebek olarak dünyaya geldiğinde zulmün en karanlık dönemine doğmuştur. Firavun, erkek çocukları öldürmektedir. Annesine ilham edilir:

> “Onu suya bırak, korkma, üzülme.”
Bu sahne, tevvekkülün ve ilâhî korumanın en çarpıcı örneğidir. Bir annenin çaresizliğiyle Allah’ın kudreti birleşince, bebek nehirde değil, kaderde yürür.

  1. Medyen Yılları: Tevazu ve Hizmet Eğitimi
    (Kasas 22–28)

Firavun’un sarayında büyüyen Hz. Mûsâ, istemeden bir adam öldürünce Medyen’e sığınır. Orada bir çoban olur. Zenginlikten yokluğa, saraydan çöle… Fakat Medyen, onun nefsini eğittiği ve hizmet ahlâkını öğrendiği bir mekteptir. Hz. Şuayb’ın yanında geçirdiği bu yıllar, ileride bir ümmeti taşıyacak omuzları kuvvetlendirir.

  1. Tur Dağı ve Nübüvvet: Kelîmullah Olmak
    (Tâhâ 9–48, Kasas 29–35)

Allah, ona “Tur” dağında seslenir. Asa mucizesi, yedi beyza, Firavun’a gönderilişi…

> “Gidin Firavun’a, çünkü o azdı!”
Bu davet, sadece Firavun’a değil, zulmün her şekline karşı ebedî bir çağrıdır. Hz. Mûsâ, bir peygamber olarak önce kendi korkusunu yener, sonra kavmini karanlıktan aydınlığa taşır.

  1. Firavun’la Yüzleşme: Zalimle Konuşmanın Sabrı
    (A’râf 103–137, Şuarâ 10–66, Yunus 75–92)

Firavun’un inkârı, sihirbazlarla yüzleşme, denizin yarılması gibi sahneler, hak ile batılın çarpışmasını temsil eder. Hz. Mûsâ, zalime karşı konuşurken bile Rabbinin öğüdüne uyar:

> “Ona yumuşak söz söyleyin, belki öğüt alır.”
Kur’ân burada bize öğretir ki: Hakikat, kibirle değil, sabırla ve yumuşaklıkla taşınır.

  1. Kavmiyle İmtihan: Peygamberin Yorgunluğu
    (Bakara 51–61, A’râf 138–171, Tâhâ 83–97)

Hz. Mûsâ’nın kıssasında en acı taraflardan biri, kendi kavminin nankörlüğüdür. Onlara deniz yarılır, kudret helvası iner, susuzlukta taş delinerek su fışkırır; yine de inkâr ve isyan eksik olmaz. Bu, bir önderin yalnızlığıdır. Hz. Mûsâ bazen dua eder, bazen öfkelenir, bazen sitem eder. Ama hiçbir zaman ümmetini terk etmez.

  1. Hızır ile Yolculuk: Beşer Bilgisinin Sınırı
    (Kehf 60–82)

Hz. Mûsâ, Hızır ile yaptığı üç olaylık yolculukta kendi bilgisine sınır çizer. Kur’ân bu kıssa ile der ki:

> “Sadece bildiğine dayanma; her bilginin üstünde bir bilen vardır.”
Hz. Mûsâ’nın bu kıssadaki hali, bilginin tevazu ile birleşmezse nasıl eksik kaldığını gösterir. Bu sahne, onun beşerî yönünü ve öğrenmeye açık kalbini vurgular.

  1. Kur’ân’da Hz. Mûsâ’nın Genel Yeri: İnsani ve İlâhî Arasında Bir Köprü

Hz. Mûsâ’nın ismi Kur’ân’da 136 kez geçer. Onun kıssası sadece tarihî bir olay değil, bir ahlâk ve iman atlasıdır. O, hem ilâhî kudretin bir delili, hem de insani zaafların aynasıdır. Kur’ân onu bir kez değil, birçok surede, farklı bağlamlarda anlatır. Çünkü onun hayatı, farklı hâller için örnekler sunar: Zorbalığa karşı duruş, sabır, dua, gayret, öfke, tövbe, liderlik…

SONUÇ: BİR PEYGAMBERİN AYDINLIĞINDA YÜRÜMEK

Hz. Mûsâ, Kur’ân’da sadece bir kişilik değil, bir ahlâk okuludur. O, zalime karşı bir cesaret, kavmine karşı bir şefkat, hakikate karşı bir sadakat örneğidir. Onun kıssası bize şunu öğretir: Allah yolunda yürümek, mucize aramak değil; sabır, gayret ve teslimiyetle yürümektir.

Kur’ân’da Hz. Mûsâ’nın çokça zikredilmesi, onun peygamberlik hikmetinin sadece geçmişe değil, bugüne ve geleceğe de ışık tutması içindir. Her Firavun’a karşı bir Mûsâ, her karanlığa karşı bir Tur ışığı gereklidir.

ÖZET

Hz. Mûsâ, Kur’ân-ı Kerîm’in en çok adı geçen peygamberidir. Kıssası doğumundan vefatına dek birçok surede farklı boyutlarıyla ele alınır. Allah’ın koruması altında büyür, Medyen’de hizmet eğitimi alır, Tur’da vahiy alır, Firavun’a karşı mücadele eder, kavminin nankörlüğüyle sınanır ve Hızır’la yolculuğunda beşerî sınırlılığı öğrenir. Onun kıssası, zulme karşı direniş, ilme karşı tevazu ve kulluğa dair teslimiyet dersleriyle doludur. Kur’ân’da bu kadar geniş yer bulması, onun sadece tarihî değil, evrensel bir örnek oluşundandır. Hz. Mûsâ, hem bir öğretmen, hem bir yol gösterici, hem de insanın Rabbine doğru yürüyüşünde bir rehberdir.

 

 

Loading

No ResponsesMayıs 16th, 2025