Yeminlerin Diliyle Konuşan Hakikat: Kur’ân’da Allah’ın Yeminleri
Yeminlerin Diliyle Konuşan Hakikat: Kur’ân’da Allah’ın Yeminleri
Kur’ân-ı Kerîm, yalnızca bir hitap değil; aynı zamanda bir ilan, bir davet, bir ikaz ve bir beyandır. Rabbimiz bu ilahî hitabında bazı hakikatlerin altını çizmek, zihinleri uyandırmak, kalpleri uyandırmak için yemin eder. Fakat bu yeminler, insanlar gibi bir isbat zayıflığına değil; hakikatin haşyetini vurgulamaya, dikkatleri celbetmeye, azametli bir hakikati göstermeye yöneliktir.
Kur’ân’da Allah Teâlâ, çeşitli mahlukatı üzerine yemin eder:
“Asra andolsun” (Asr, 1), “Fecre andolsun” (Fecr, 1), “Tine andolsun” (Tin, 1), “Yıldızlar kaydığı zaman andolsun” (Necm, 1), “Güneş’e ve onun aydınlığına andolsun” (Şems, 1-2), “Geceye ve gündüze andolsun” (Leyl, 1-2), “İncire ve zeytine andolsun” (Tin, 1).
Bu yeminin muhatabı, aklını çalıştıran insandır. Rabbimiz, kâinat kitabının sayfaları olan zaman, mekan, varlık ve olaylar üzerine yemin ederek, bu işaret levhaları üzerinden insanı düşünmeye sevk eder. Çünkü Allah’ın üzerine yemin ettiği her şey, ya azametli bir kudret tecellisidir, ya da derin bir hikmet penceresidir.
Güneş’e yemin eder; çünkü O’nun nizamı ve devamlılığı, İlahi Kudret’in mührüdür.
Geceye yemin eder; çünkü gecenin gelişiyle oluşan sükûn, Rahman’ın rahmetli terbiyesidir.
Yıldızlara yemin eder; çünkü karanlıklar içinde yol gösteren yıldızlar, Hâdî olan Allah’ın sembolleridir.
Zamana yemin eder; çünkü zaman, bütün hadiselerin sahnesi ve kaderin kalemidir.
İncir ve zeytine yemin eder; çünkü onların içinde, hem maddî hem manevî rızka açılan mucizevî hikmetler vardır.
Allah mahlukata değil, mahlukatın taşıdığı manaya yemin eder. Bu yeminler, sıradan unsurlara değil; İlahi sıfatların bir tecellisi olarak yaratılmış, ibret taşıyan ayetlere yöneliktir. Her bir yemin, arkasından gelen ayetin mesajına büyük bir kuvvet kazandırır.
Bu yeminlerin hedefi; insana, her şeyin başıboş, gelişigüzel değil; ölçülü, hikmetli ve murad edilmiş olduğunu göstermek ve insanı sorumluluk duygusuna, şuur haline çağırmaktır. Rabbimiz, “Baksın, görsün, düşünsün, anlasın, iman etsin” diye yeminin diliyle konuşur.
Özet:
Bu makalede, Allah’ın Kur’ân-ı Kerim’de neden yemin ettiği, nelere yemin ettiği ve bu yeminlerin hikmeti açıklanmıştır. Allah; zaman, mekân ve varlıklar üzerine yemin ederken onların taşıdığı derin anlamlara, kudret ve hikmet tecellilerine dikkat çeker. Bu yeminler, insanların gafletini dağıtmak, kalplerini uyandırmak ve ilahî hakikatleri daha güçlü kavratmak içindir. Yani Allah’ın yemini, hakikatin büyüklüğünü ve kesinliğini ilan eden bir uyarı ve tefekkür davetidir.