Kur’ân-ı Kerîm’de Medih ve Zem İfadeleri: Hakikati Gösteren İki Ayna
Kur’ân-ı Kerîm’de Medih ve Zem İfadeleri: Hakikati Gösteren İki Ayna
Kur’ân-ı Kerîm, sadece bir ibadet rehberi değil; aynı zamanda insanın iç dünyasını şekillendiren bir eğitim ve terbiye kitabıdır. Bu ilahî kitap, insanı kemale erdirmek için hem medih (övme) hem de zem (yerme) ifadeleri kullanır. Medih ile insanın hangi davranış ve vasıflarla yüceleceğini, zem ile ise hangi hâl ve huylarla aşağıların aşağısına düşeceğini bildirir. Böylece insanın yol haritası çizilir; aydınlık ve karanlık, hak ve bâtıl ayrıştırılır.
- Medih: Faziletin Yankısı
Kur’ân’da medhedilen kimseler, ahlaki kemâlata erişmiş, Allah’ın rızasına uygun bir hayat süren kimselerdir. Bu övgüler, insanı yüceltmekten ziyade bir örnekliği temsil eder.
Müminlerin özellikleri: “Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler…” (Mü’minûn, 23/2) gibi ayetlerde iman ehlinin davranışları överek sunulur.
Sabredenler, sadıklar, mütevaziler, infak edenler, bağışlayanlar gibi birçok grup övgüyle anılır. Bu medihler, bir teşvik metodudur.
Muradifler (anlam benzerliği olan ifadeler):
Hamid (övülmüş), muhsin (güzel davranan), salih (iyi işler yapan), muttaki (takva sahibi) gibi kelimeler medih yüklü anlamlar taşır.
- Zem: Hakikati Göstermek İçin Ayna
Zem ifadeleri ise insanı küçük düşürmek için değil, onun uyanmasına vesile olmak için kullanılır. Allah Teâlâ, Kur’ân’da bazı davranışları sert ifadelerle yermiştir.
Münafıklar: “Şüphesiz münafıklar, cehennemin en alt tabakasındadır.” (Nisâ, 4/145)
Kibirlenenler, alay edenler, zalimler, yalanlayanlar hep zemmedilmiş; bu vasıflardan sakınmamız istenmiştir.
Muradifler:
Fâsık (yoldan çıkan), zâlim (haksızlık yapan), mütekebbir (büyüklenen), kezzâb (çok yalan söyleyen) gibi kelimeler zem yüklü terimlerdir.
- Hikmet: Medih ve Zem’in Terbiye Edici Yönü
Kur’ân’ın bu iki yönlü hitabı, bir muvazene (denge) kurar. Sadece medih olsaydı, insan gaflete düşer; sadece zem olsaydı, ümidi kaybederdi. Lütuf ve azap, ödül ve ceza, teşvik ve tehdit birlikte zikredilir. Bu da insanın fıtratına hitap eden ilahi bir eğitim metodudur.
- İbretlik Misaller
Firavun kibriyle zemmedilirken, Yusuf (a.s) iffetiyle medhedilir.
Karun malıyla böbürlenirken lanetlenir, Eyyub (a.s) sabrıyla övülür.
Ashab-ı Kehf, genç yaşta hakka bağlılıklarıyla anılır; Bel’am bin Bâurâ ilmiyle saptığı için ibretle anlatılır.
Bu örnekler bize şunu öğretir: Allah nazarında değer, şekle değil niyete ve ahlaka bağlıdır.
Sonuç ve Özet
Kur’ân-ı Kerîm’de medih ve zem, sadece ödül-ceza sistemi değil, aynı zamanda insanın neye yönelirse yükselip neye saparsa düşeceğini gösteren ilahi bir terbiye metodudur. Medih, bir model sunar; zem, bir uyarı taşır. Her biri birer ayna gibidir: biri bize ne olabileceğimizi, diğeri ne olmamamız gerektiğini gösterir. Bu dualite, insanın hakikate yönelişi ve ahlaken olgunlaşması için vazgeçilmezdir. Kur’ân’ın bu dengeli hitabını anlayan bir kalp, hem ümidi hem de korkuyu dengede tutarak sırat-ı müstakîm üzere yürür.
Makale Özeti:
Bu makalede Kur’ân-ı Kerîm’de yer alan medih (övme) ve zem (yerme) ifadeleri ile bunların muradifleri incelenmiştir. Medih ifadeleri insanı yücelten ahlaki örnekleri teşvik ederken, zem ifadeleri kötü huy ve davranışlardan sakındırmayı hedefler. Her iki ifade biçimi de insanın ahlaki tekâmülünü sağlamayı amaçlayan bir ilahi terbiye yöntemidir. Kur’ân, bu yöntemle insanın iç dünyasını şekillendirir, ona doğru ile yanlışı gösteren bir ayna tutar.