İZZETİN KAYNAĞI: KUR’ÂN’DA İZZET KAVRAMI VE HİKMETİ
İZZETİN KAYNAĞI: KUR’ÂN’DA İZZET KAVRAMI VE HİKMETİ
“İzzet yalnızca Allah’a, Peygamberine ve mü’minlere aittir; fakat münafıklar bunu bilmezler.”
(Münâfikûn, 8)
İnsanlık tarihi boyunca izzet, yani onur, şeref, yücelik ve saygınlık, aranan en kıymetli değerlerden biri olmuştur. Kimileri bu değeri tahtta, servette, makamda aramış; kimileri hakikatte, kullukta, sadakatta bulmuştur. Kur’ân-ı Kerîm, izzetin mahiyetini, gerçek kaynağını ve izzeti arayanların izlemesi gereken yolu belirler. Bu kavram, sadece dünyevî bir şeref değil, aynı zamanda uhrevî bir değer, Allah katında bir mevki ifadesidir.
İzzet Nedir? Kur’ânî Anlamı ve Muradifleri
İzzet (عِزَّة) kelimesi Arapça asıllı olup sözlükte; “güç, onur, yücelik, üstünlük, başkalarına galebe çalma ve karşı konulmazlık” anlamlarına gelir. Kur’ân’da “izzet” kelimesi türevleriyle birlikte yaklaşık 17 yerde geçer. Genellikle şu anlamlara gelir:
Yücelik ve Üstünlük
Şeref ve Saygınlık
Güç ve Kuvvet
Mağlubiyeti reddetme, zilleti kabul etmeme
Muradifleri (eşanlamlıları) arasında şunlar yer alır:
Şeref (كرامة)
Celâl (جلال)
Kuvvet (قوة)
Saltanat (ملك)
Heybet (رهبة)
Ancak “izzet” bu kelimelerden farklı olarak hem kalbî bir vakar, hem de dıştan görülen bir otorite ifadesidir. En önemlisi de, izzet “özde” bir değerdir; görüntüde değil.
Kur’ân’da İzzetin Kaynakları
Kur’ân-ı Kerîm izzeti üç temel kaynağa bağlar:
- Allah’a Ait İzzet
> “İzzet bütünüyle Allah’a aittir.”
(Fâtır, 10)
Allah izzetin asıl ve mutlak kaynağıdır. Her izzetli varlık O’nun izniyle izzet bulur. O’nun izni olmadan hiç kimse ne gerçek şerefe ne de ebedî bir güce sahip olabilir.
- Peygamber ve Mü’minlere Ait İzzet
> “Oysa izzet Allah’ın, Resûlü’nün ve mü’minlerindir.”
(Münâfikûn, 8)
Gerçek izzet, Allah’a bağlılıkta ve Resûl’e ittibâda gizlidir. Bir mümin, toplumun gözünde zayıf, fakir veya mazlum olabilir ama Kur’ân ona izzet sahibi der. Çünkü onun izzeti, Hakk’a dayanır.
- Dünyevî İzzet Arayışı ve Aldanış
> “Onlar müşrikleri dost edinerek izzet mi arıyorlar? Oysa izzet tümüyle Allah’a aittir.”
(Nisâ, 139)
Allah’tan başkasında izzet aramak, aslında zillete kapı açmaktır. Zira insanlar ne kadar güçlü olursa olsun, Allah dilemedikçe bir sineğe bile galip gelemezler.
İzzet ve Zillet Arasındaki İnce Çizgi
Kur’ân’da “izzet” genellikle “zillet” (aşağılık, horluk) zıddıyla birlikte düşünülür. İzzet, kendini büyük görmek değil; Allah karşısında boyun eğip kullar karşısında izzeti muhafaza etmektir.
Hz. Ömer’in meşhur sözü bu hakikati vecizce anlatır:
> “Biz izzeti İslam’da bulduk. Başka bir şeyde izzet ararsak, Allah bizi zelil eder.”
İzzeti Kaybedenler: Şekile yönelik Gurur, Özde Zillet
Kur’ân’da Firavun, Karun ve Ebu Cehil gibiler, izzeti güce, mala ve kibre dayandırmışlardır. Ama bu izzet zannedilen şey, sahte bir kibir perdesinden ibarettir. En sonunda bu sahte izzetleriyle birlikte zillete gömülmüşlerdir.
Bugün de dünyada geçici makamlar, güçler, şanlar izzet gibi görünse de, hakiki izzeti ancak Allah’a kul olanlar kazanır. Çünkü izzetin özü, bağlılıkta ve sadakatte gizlidir.
İzzetli Bir Kul Olmak: Şerefli Bir Yolculuk
Gerçek izzet, kişinin Allah’a olan itimadıyla başlar. Kalbinde iman taşıyan bir mümin, insanlardan değil Allah’tan korkar. İnsanların övgüsüne değil, Allah’ın rızasına taliptir. Bu hal, ona vakar, sükûnet, cesaret ve özgüven verir. O kişi artık ne makamla büyür, ne de düşmekten korkar. Çünkü bilir ki izzetin kaynağı halk değil, Hakk’tır.
Sonuç: Hakiki İzzet Nerededir?
İzzet ne diplomanın, ne servetin, ne de şöhretin içindedir. O, yalnızca Allah’ın huzurunda baş eğen kalplerin içindedir. Kur’ân bize bu hakikati fısıldar:
Allah’a yönelin; izzet oradadır.
Resûl’e bağlanın; şeref ondadır.
Salih müminlerle olun; yücelik oradadır.
Zira kim Allah’ın izzetiyle yücelirse, artık düşmez.
Kim Allah’tan başkasında izzet ararsa, eninde sonunda zelil olur.
Özet:
Kur’ân’da “izzet”, onur, yücelik ve güç anlamına gelir. Bu kavram, yaklaşık 17 yerde geçer ve temel anlamıyla sadece Allah’a ait olduğu vurgulanır. Mü’minler izzeti yalnızca Allah’ta aramalı; dünya malı, makam veya insanlardan değil, iman ve sadakatten güç almalıdır. İzzet; hem dünyada vakar, hem de ahirette yüceliktir. Allah’a kul olan izzet bulur, kuldan medet uman ise zillete düşer.