TERK VE TEFEKKÜR: İKİ YOL, TEK HAKİKAT

TERK VE TEFEKKÜR: İKİ YOL, TEK HAKİKAT

“Der tarik-i Nakşibendî lazım âmed çâr terk / Terk-i dünya, terk-i ukbâ, terk-i hestî, terk-i terk” ile “Der tarik-i aczmendî lazım âmed çâr çiz / Fakr-ı mutlak, acz-i mutlak, şükr-ü mutlak, şevk-i mutlak ey aziz”

İnsanın kendini tanıması, Rabbini tanımasına açılan ilk kapıdır. Fakat bu tanıma, kuru bir bilgiyle değil; nefsin arınması, kalbin saflaşması ve ruhun yükselmesiyle gerçekleşir. Tasavvuf yolları işte bu manevi terakki için birer yoldur, birer terbiyedir. Bu yollardan biri olan Nakşibendîlik “terk” esasına dayanırken; Aczmendîlik ise “kabul” ve “idrak” esasına dayanır.

İlk mısrada Nakşibendî yolunun dört temel prensibi şöyle ifade edilir:

“Der tarik-i Nakşibendî lazım âmed çâr terk / Terk-i dünya, terk-i ukbâ, terk-i hestî, terk-i terk”

Yani:

1. Terk-i Dünya: Kalben dünyadan geçmek; mal, makam ve şöhreti gaye edinmemek.

2. Terk-i Ukbâ: Cennet arzusuna bile bağlanmadan sadece Allah rızasını aramak.

3. Terk-i Hestî: Benlikten, varlık vehminden sıyrılarak “hiçliğe” ulaşmak.

4. Terk-i Terk: Bu terk ettim duygusunu bile terk ederek, “terkten dahi geçmek”, yani mutlak tevhid ve fenâya ulaşmak.

Bu yol, nefsin kat kat soyulmasını, arınmasını, adeta insanın hiçleşmesini ister. Varlık vehminden sıyrılmak, Hakk’ın mutlak varlığında fani olmakla mümkündür.

İkinci mısra ise Aczmendî meşrebinin dört temel düsturunu bildirir:

“Der tarik-i aczmendî lazım âmed çâr çiz / Fakr-ı mutlak, acz-i mutlak, şükr-ü mutlak, şevk-i mutlak ey aziz”

Yani:

1. Fakr-ı Mutlak: Kendi zenginliğinden değil, Allah’ın rahmetinden beklemek.

2. Acz-i Mutlak: Kudret ve kuvvetten soyunup, her şeyi Allah’a havale etmek.

3. Şükr-ü Mutlak: Her halde, her nimette, hatta musibette bile şükredebilmek.

4. Şevk-i Mutlak: Bütün bu hallere rağmen ruhen coşmak, Allah’a olan sevgiyle yanmak.

Aczmendîlik; insanın fakirliğini, acizliğini, minnettarlığını ve aşkını bir gül gibi sunarak Rabbine yönelmesini öğütler. Bu yol, benliğin soyulmasından çok, acz ve fakrını idrakle Allah’a yaklaşmayı esas alır.

Her iki yol da hakikatin yoludur. Nakşibendîlik “terk ederek ulaşmayı”, Aczmendîlik ise “hiç olduğunu bilerek yaklaşmayı” öğütler. Biri susarak ve yok olarak seyreder; diğeri ağlayarak ve yalvararak… Ama neticede her ikisi de kulun, Rabbini bulduğu birer seyr u sülûk yoludur.

MAKALE ÖZETİ:

Nakşibendîlik ve Aczmendîlik, insanı nefsinden arındırarak Allah’a yaklaştırmayı hedefleyen iki tasavvuf yoludur. Nakşibendîlikte dört “terk” ile benlikten soyutlanma esastır; Aczmendîlikte ise dört “mutlak hal” ile acziyetin ve minnettarlığın idraki vardır. İki yol da farklı metotlarla aynı hakikate ulaşır: Allah’a kul olmak, O’nu tanımak ve sevmek.

 

 

Loading

No ResponsesMayıs 13th, 2025