Affetmenin İhtişamı – Yusuf Sûresi’nin Günümüze Mesajı
Affetmenin İhtişamı – Yusuf Sûresi’nin Günümüze Mesajı
“Yûsuf, “Siz, cahilliğiniz yüzünden Yûsuf ve kardeşine yaptıklarınızı biliyor musunuz? dedi.
“Yoksa sen, gerçekten sen Yûsuf musun?” diye sordular. O da “Evet” dedi, “Ben Yûsufum, bu da kardeşim. Allah bize iyilik etti. Kim Allah’tan korkar ve sabrederse, şüphesiz Allah güzel davrananların mükâfatını zayi etmez.”
Dediler ki: “Allah’a andolsun, hakikaten Allah seni bize üstün kılmış. Gerçekten biz hataya düşmüşüz.”
Yûsuf şöyle dedi: “Bugün yaptıklarınız yüzünüze vurulmayacak, Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir.”( Yusuf Suresi. 89-92)
*******
Yusuf Sûresi’ndeki “Bugün sizi kınamak yok, Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir” (Yusuf Sûresi, 12:92) ayeti etrafında şekillenen, günümüz Türkiye ve İslam dünyasına dair hikmetli, ibretli ve düşündürücü bir bakış açısı:
*******
Tarih boyunca insanlık, kardeşlik ile düşmanlık, affetmek ile intikam, tevazu ile kibir arasında salınıp durmuştur. Yusuf Sûresi’nin 92. ayeti, bu salınımın en kritik anında insanlığa yön gösteren bir hakikat feneridir:
> “Bugün sizi kınamak yok, Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir.”
(Yusuf, 12/92)
Bu sözler, kardeşleri tarafından kuyuya atılan, köle yapılan, iftiraya uğrayan, zindanlara atılan bir Peygamberin, yıllar sonra gücü ele geçirdiğinde söylediği sözlerdir. Affetme iradesiyle sarsılan nefsânî gurur, bu sözlerin yankısıyla insanlık tarihine altın bir ibret dersi olarak kazınmıştır.
1. Affetmek Kudretin Zirvesidir
Affetmek zayıflık değil, tam tersine gücün en olgun hâlidir. Yusuf (as), Mısır’ın hazinelerine hâkimken, onu düşman belleyen kardeşleri çaresiz bir halde karşısına çıkmıştı. Bu anda çoğumuzun kalbi intikamla dolarken, o “sizi kınamak yok” diyerek bir çağ açtı: Affetme çağı.
Bugün Türkiye ve İslam dünyasında yaşanan kin, mezhep çatışmaları, siyasi ayrılıklar, toplumsal kutuplaşmalar bu çağın en çok ihtiyaç duyduğu şeyin Yusuf ahlakı olduğunu göstermektedir. Çünkü affetmek, yeni bir başlangıcın kapısını açar. Tıpkı Yusuf’un kardeşlerine açtığı gibi…
2. Kardeşlik Yaralarını Affetmeden Saramayız
İslam dünyası, adeta Yusuf’un kardeşleri gibidir: Aynı babadan, aynı dinden, aynı kıbleden beslenip de birbirini kıskanan, birbirine tuzak kuran, birbirini kuyulara atan bir ümmet… Bu durum ümmetin zayıflamasına, zillete düşmesine neden olmuştur.
Bu kardeşliğin yeniden ihyası için Yusuf’un örnekliğine sarılmalıyız. Dünü sorgulamak, geçmiş hataları gündem etmek yerine; bugün “sizi kınamak yok” diyerek yeni bir ümmet bilinci inşa etmeliyiz. Çünkü ümmet bilinci affetmekle dirilir, kinle değil.
3. Affetmek, İlahi Rahmete Vesile Olur
Yusuf’un affı sadece kardeşlerini kurtarmadı, kendisini de Allah’ın özel bir rahmetine mazhar kıldı. Çünkü o, Rabbinden gördüğü rahmeti, kullara yansıttı. Bizler de Rabbimizin “merhametlilerin en merhametlisi” olduğunu bilerek, kullara merhamet göstermeliyiz ki, ilahi merhamet bizi de kuşatsın.
Bugün Gazze’de, Yemen’de, Doğu Türkistan’da akan kan, İslam dünyasının birliği ile durabilir. Ama birlik, nefretten değil, affetmekten doğar. Yusuf’un ahlakı, sadece bir kıssanın özeti değil; ümmetin kurtuluş reçetesidir.
ÖZET
Yusuf Sûresi’nin 92. ayeti, affetmenin zirvesini, nefsin terbiyesini ve ümmet birliğinin temelini gösteren derin bir hikmeti taşır. Bugün İslam dünyasının karşı karşıya kaldığı dağınıklık, düşmanlık ve iç çatışmalar, Yusuf’un kardeşlerini affettiği gibi, bizim de birbirimizi affetmemizi zaruri kılıyor. Affetmek sadece bireysel bir erdem değil, toplumsal ve ümmet halinde bir diriliştir. Bu çağda en büyük değişim; merhametle kuşanmak, “sizi kınamak yok” diyerek kardeşliği ihya etmektir.
********
Hz. Yûsuf, artık kendisini tanıtmanın zamanı geldiğini düşünerek, cahillikleri yüzünden kardeşlerinin kendisine ve kardeşi Bünyâmin’e yaptıklarını onlara hatırlatıp kendini tanıttı. Böylece Yûsuf kuyuya atıldığı zaman, kendisine vahyedilmiş olan, “Kardeşlerinin yaptıklarını bir gün onlara kendileri (senin kim olduğunun) farkına varmadan mutlaka haber vereceksin!” meâlindeki 15. âyetin verdiği haber, gerçekleşmiş oldu. Kardeşleri kusurlarını itiraf edip özür dilediler. O da onları bağışladığını bildirdi. İnsanların kıskanması, Allah’ın bir kimse için takdir etmiş olduğu nimeti engelleyemez. Nitekim, Resûlullah duasında şöyle demiştir: “Allahım! Senin verdiğine engel olacak yoktur. Senin engel olduğunu da verecek yoktur” (Buhârî, “Ezân”, 155). Kardeşlerinin kıskanması da Yûsuf’un yükselmesine engel olamamıştır. Sonunda kendileri mahcup olmuş ve Allah’ın Yûsuf’u kendilerinden üstün kılmış olduğunu yemin ederek itiraf etmişlerdir. Ziyâ Paşa’nın dediği gibi:
Zalimlere bir gün dedirir kudret-i Mevlâ:
Tallahi lekad âserekellahu aleynâ!
Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 254
https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Y%C3%BBsuf-suresi/1685/89-92-ayet-tefsiri
*******
“Bu sûrede anlatılan kıssa da, dolaylı olarak Hz. Muhammed ve arkadaşlarına, sabrettikleri takdirde Hz. Yûsuf’a verilmiş olan mükâfatın bir benzerinin onlara da verileceğini ve Kureyşliler’in kendilerine boyun eğeceğini müjdelemektedir. Nitekim kavminin baskısı neticesinde Medine’ye göç etmiş olan Resûlullah sekiz sene sonra Mekke’yi fethetmiş ve Kureyşliler ona boyun eğmiştir. Ancak Hz. Peygamber Kureyşliler’e, Hz. Yûsuf’un Mısır’da kardeşlerine söylediği sözün aynısını söylemiş ve şöyle demiştir: “Bugün sizi kınamak yok, Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir” (İbn Sa‘d, Tabakāt, II, 142). “Gidiniz, hepiniz serbestsiniz!” (İbn Kesîr, es-Sîre, III, 570). Muhtevasına ve işaret ettiği konulara bakıldığında sûrenin, hicretin arifesinde meydana gelen olaylar esnasında, yani Kureyş’in Hz. Peygamber’i öldürme, sürgün etme veya hapsetme planlarını tasarladığı sırada ve bir defada inmiş olduğu anlaşılmaktadır.”
https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/sure/12-yusuf-suresi#:~:text=Peygamber%20Kurey%C5%9Fliler’e%2C%20Hz.,Tabak%C4%81t%2C%20II%2C%20142).