Bir Tohumun Lisanında Tevhid: On Beş Dil ile Konuşan Kudret
Bir Tohumun Lisanında Tevhid: On Beş Dil ile Konuşan Kudret
“Evet, mesela nutfeler, yumurtalar, tohumlar, çekirdekler, herbiri birden ilimden gelen bir ince nizam ve o nizam, maharetten gelen tam bir mizan içinde; o mizan, yeni bir tanzim, o ise taze bir ölçü ve tevzin içinde; o dahi bir temyiz ve terbiye ve müteşabih emsalinden kasti farika alametleri içinde; o da sanatlı bir tezyin ve süslenmek içinde; bu dahi hakimane, layık, mükemmel cihazat ve tasvir içinde; bu ise kerimane, rızık isteyenlerin zevklerini memnun etmek için, o mahlukların ve meyvelerin etleri ve yenilen kısımlan ihtilaf içinde; bu ise alimane, mucizane, ayrı ayrı nakışlar, zinetler içinde; bu da ayn ayrı güzel, hoş kokular ve lezzetli tatlar içinde; ki kemal-i intizam içinde, birbirinden mütemayiz, ayn iken, kesret ve sürat ve vüsat-i mutlaka içinde, sehivsiz, hatasız, bütün onlann suretlerinin inkişafları ve her mevsimde o harika halin devamı içinde, bütün o mübareklerin herbiri ve beraber, bu mezkur on beş dil ile ustalarının harika maharetini ve mu’cizâtlı ilmini göze gösterip Allamü’l-Guyub, Vacibü’l-Vücud Sanilerini güneş gibi bildiriyorlar.
İşte bu pek geniş ve parlak şehadetleri ve Sanini tebrikleri içindir ki, Mirac Gecesinde bütün mahlukat hesabına konuşan zat-ı Muhammediye (a.s.m.) El Mübarekât kelimesini selam yerinde demiş.
“(Şualar)
Her bahar bir diriliş, her tohum bir sır, her meyve bir kelamdır. İnsan gözü, çoğu zaman alışkanlık perdesiyle bakar ve gördüğü şeylerdeki mucizeyi fark edemez. Oysa toprak altındaki bir çekirdekte, göze görünmeyen bir hücrede, kudretin kalemiyle yazılmış sayısız delil ve işaret saklıdır.
Bediüzzaman Hazretleri’nin ifadesiyle; bir nutfe, bir yumurta, bir çekirdek öyle bir nizam, mizan, tanzim, tezyin, terbiye ve tasvir sürecinden geçer ki, her bir safha, arkasındaki sonsuz ilmi, şuur sahibi bir zatın kastını ve rahmetle yoğrulmuş bir sanatı gösterir. Her mahlûk, adeta on beş ayrı dille Allah’ın varlığını ve birliğini ilan eder. Ve her bir lisan, sadece ilimle değil, aynı zamanda hikmet, rahmet, inayet ve ihsan ile örülmüştür.
Topraktan çıkan bir nar tanesi; içindeki çekirdek sayısı, zarif dizilimi, dış kabuğu, içindeki suyu, lezzeti, kokusu ve besleyici yapısıyla bir laboratuvar hüviyetindedir. Bütün bunlar birbirinden bağımsız değil, tek bir Kudretin iradesiyle birlikte işler. Üstelik bu işler, sehivsiz, hatasız, büyük bir hız ve genişlikte, aynı anda milyarlarca defa gerçekleşir. Bu, kâinatta rastgeleliğe, tesadüfe yer bırakmaz.
Bu muazzam şehadet sebebiyledir ki, Mirac gecesinde, bütün mahlukat adına konuşan Peygamber Efendimiz (a.s.m.), “Et-Tahiyyatü lillâhi” diyerek; bütün varlıkların tesbihatını, selamını, secdesini Allah’a takdim etmiştir. Çünkü tohumdan meyveye, çekirdekten ağaca kadar her şey, kendi lisanınca “Allah var, birdir ve her şeye kadirdir” demektedir.
Zira tohumlar susmaz, çekirdekler susturulamaz. Onlar her mevsimde yeniden dile gelir.
Özet:
Bu makale, Risale-i Nur’dan alınan bir pasajdan hareketle, tohumlar, çekirdekler ve mahlukatın yaratılışındaki hikmet ve kudreti ele alıyor. Her mahlûkun ilim, hikmet, sanat ve rahmetle yaratıldığı ve bu yaratılışla Allah’ın birliğine on beş ayrı dille şahitlik ettiği vurgulanıyor. Sonuçta, kainattaki her varlığın sessizce ama açıkça Allah’a birer tahiyyat sunduğu anlatılıyor.