KEMÂLİN ZİRVESİ: ONA SELÂM OLSUN
KEMÂLİN ZİRVESİ: ONA SELÂM OLSUN
Belağa’l-ûlâ bi-kemâlihi
Keşefe’d-ducâ bi-cemâlihi
Hasunet cemî’i hısâlihi
Sallû aleyhi ve âlihi.
“Belağa’l-ûlâ bi-kemâlihi” Beytinin Gölgesinde Bir Fikri Yolculuk
“Belağa’l-ûlâ bi-kemâlihi – Kemâliyle yüceliklerin en son noktasına ulaştı.
Keşefe’d-ducâ bi-cemâlihi – Cemâliyle karanlıkları aydınlattı.
Hasunet cemî’i hısâlihi – Bütün vasıfları güzeldi.
Sallû aleyhi ve âlihi – O’na ve âline salât edin.”
Bu beyit, yalnızca bir şiir değil; bir iman ve hayranlık manifestosudur. Efendimiz Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) yeryüzünde yürüyen bir rahmet olduğunu, hem zâtında hem sıfatlarında kemâl üzere olduğunu veciz bir şekilde beyan eder. Her bir mısrası, insana rehber olacak bir derinliği taşır.
“Belağa’l-ûlâ bi-kemâlihi” – Efendimiz, insanlık âleminde ulaşılamayacak bir kemâl zirvesine erişmiştir. Onun bu kemâli, yaratılışının hikmetiyle örtüşür: O, âlemlere rahmettir. Ahlakı Kur’an’dır. Yani onun sözleriyle değil, yaşayışıyla konuşan bir vahiydir. Hiçbir kral, hiçbir bilge, hiçbir filozof onun kadar dengeli, onun kadar derin, onun kadar merhametli olamamıştır. Zira onun kemâli, beşerî değil, ilahî terbiye ile yoğrulmuştur.
“Keşefe’d-ducâ bi-cemâlihi” – Onun cemâli, yalnızca yüzündeki nûr değildir; o cemâl, küfür karanlıklarını yırtan hakikat parıltısıdır. Câhiliye devrinde gömülen kız çocuklarını kurtaran, zalimlerle mazlumları yer değiştiren, kâinatı anlamlandıran bir aydınlıktır bu. Efendimizin gelişiyle “gece” bitmiş, varlık yeni bir sabah kazanmıştır.
“Hasunet cemî’i hısâlihi” – O’nun tüm ahlâkî vasıfları güzeldir. Sadece bir yönü değil, her yönüyle güzeldir. Zira doğruluğu ile güven, sabrı ile rehber, tevazusu ile sultan, affı ile baba gibidir. “Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin” (Kalem, 4) ayeti bu hâlini tasdik eder. O, ahlâkın yaşayan şeklidir.
“Sallû aleyhi ve âlihi” – O halde, O’na ve onun tertemiz âline salât ve selâm getirin! Zira her salât, kalbi arındırır. Her salavat, o nurdan nasip almanın bir vesilesidir. Unutmayalım, O’na salavat getiren kişi, aslında kendi karanlığını aydınlatmaktadır.
Bu beyit bize şunu hatırlatır: İnsan, kemâle ulaşmak isterse, en kemâl örneğe bakmalıdır. Peygamberimiz (s.a.v.), hem inananların rehberi, hem düşünenlerin örneği, hem ahlâk arayanların güneşidir. O’nun hayatı sadece bir tarih değil, her asırda dirilmesi gereken bir modeldir.
Makale Özeti:
“Belağa’l-ûlâ bi-kemâlihi” beyti, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) kemâl, cemâl ve güzel ahlâkını veciz şekilde anlatır. O’nun varlığı karanlıkları aydınlatmış, insanlığa rahmet olmuş ve tüm yönleriyle örnek bir şahsiyet olmuştur. Bu makale, bu beyit çerçevesinde Efendimizin yüceliğini, insanlık için taşıdığı manayı ve her asırdaki rehberliğini düşünmeye davet eder.