Alemler Arasında Sırra Kadem Basan Kudret: Rabbü’l-Âlemin’e Açılan Pencere
Alemler Arasında Sırra Kadem Basan Kudret: Rabbü’l-Âlemin’e Açılan Pencere
1. Giriş: Göz Açıldıkça Derinleşen Hakikat
İnsan gözü bir noktaya dikkatle odaklandığında, o noktada saklı binlerce sırla karşılaşır. Kâinata bu gözle bakan bir mü’min, sadece yıldızları, gezegenleri değil; onların ardındaki ilahi düzeni, kudreti ve vahdeti de görür. Zira bu kâinat, sadece bir madde yığını değil, her an yazılan, okunan ve yenilenen bir ilahi kitaptır. Her bir zerresiyle Allah’ın varlığına ve birliğine şahitlik eden sonsuz satırlardan oluşur.
2. Milyonlarca Âlemin Sahibi: Rabbü’l-Âlemin
Kur’ân’ın “Elhamdülillahi Rabbil-âlemîn” hitabında gizli olan mana, sadece bir gök kubbenin değil, sayısız âlemin Rabbi olan bir Zât’a işaret eder. Bediüzzaman’ın ifadesiyle, kâinatta milyonlarca âlem iç içedir: Hayvanat âlemi, nebatat âlemi, mikro âlem, makro âlem, ruhlar âlemi, kalpler âlemi… Her birinin idaresi farklı kurallar, hassas dengeler ve hikmetli kanunlara dayanır.
Ama bu farklılık, kaosa değil; hayranlık uyandıran bir düzene yol açar. Çünkü onları idare eden Zât, tek bir irade, tek bir kudret ve tek bir ilimle hükmedendir. O’nun birliğinden başka hiçbir izah bu sistematiği açıklayamaz.
3. Kudretin Kalemiyle Yazılan Satırlar
Her bir varlık, bir harf gibidir. Bütün bir âlem, satırlar hâlinde kudret kalemiyle yazılmış bir kitap gibidir. Gözle görülemeyen zerreler bile, kaderin ince mürekkebiyle belirlenmiş birer mana taşır. Her saniye milyarlarca yeni yazım olur; doğumlar, ölümler, dönüşümler… Bütün bu değişim içinde kaotik bir rastlantı değil, ilahi bir hikmetin mühürleri görülür.
Bu terkip ve tedbirde bir kusur bulunmaması, ne tesadüf ne tabiatla açıklanabilir. Sadece sonsuz bir ilim ve rahmet sahibi Rabbü’l-Âlemin’in tecellisidir.
4. Şahitlik Eden Her Şey: Zerreden Galaksilere
Atomlardan galaksilere kadar her şey, kendi varlığıyla “Ben O’nun sanatıyım” der. Bu şahitlik hem cüzidir (bir çiçeğin güzelliğiyle “Allah güzeldir” demesi gibi), hem de küllidir (bütün ekosistemin birlikte işlemesiyle “Allah birdir” demesi gibi). Bu şehadet, sadece şekille değil, faaliyete ve faydaya da yansır. Bir sineğin kanadındaki simetri de, bir yıldız kümesinin hareketindeki denge de aynı Zât’a delildir.
5. İnsan: Okuyan ve Şahitlik Eden Varlık
İnsanın en büyük görevi bu kitabı okumaktır. Kainat kitabı, Kur’ân kitabı ve insanın vicdan kitabı… Üçü birlikte okunduğunda, gerçek tevhid bilgisi doğar. Gözle görülen her şeyin ardında, göremediğimiz ama kalple hissedilen bir Rabbü’l-Âlemin vardır. İman, bu hissin sürekli ve bilinçli bir şekilde farkında olmaktır.
SONUÇ VE ÖZET:
Bu kâinat; kudret kalemiyle yazılmış bir kitap, her âlem bir satır, her varlık bir kelimedir. Milyonlarca âlemin bir arada ve uyum içinde işlemesi, ancak nihayetsiz bir ilim, kudret ve rahmet sahibi Rabbü’l-Âlemin’in eseri olabilir. Her zerre, her sistem bu birliğe ve rububiyete şahitlik eder. İnsan ise bu muhteşem kitabı okuyarak imanı derinleştirmekle mükelleftir. Görünen âlemler, görünmeyen hakikatlerin aynalarıdır. Onlara bakarken asıl Zât’ı unutmamak gerekir: Rabbü’l-Âlemin.