İlmin Çekilmesi
İlmin Çekilmesi
وَعَنْ عَبْدِ اللّٰهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمَا قَالَ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ: «إِنَّ اللّٰهَ لَا يَقْبِضُ الْعِلْمَ انْتِزَاعًا يَنْتَزِعُهُ مِنَ النَّاسِ، وَلٰكِنْ يَقْبِضُ الْعِلْمَ بِقَبْضِ الْعُلَمَاءِ، حَتّٰى إِذَا لَمْ يَبْقَ عَالِمًا اتَّخَذَ النَّاسُ رُؤُوسًا جُهّٰالًا فَسُئِلُوا، فَأَفْتَوْا بِغَيْرِ عِلْمٍ، فَضَلُّوا وَأَضَلُّوا.»
Türkçe Metin:
Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyururken işittim:
“Allah Teâlâ ilmi insanların hafızalarından silip unutturmak suretiyle değil, fakat alimleri öldürüp ortadan kaldırmak suretiyle alır. Neticede ortada hiçbir âlim bırakmaz. İnsanlar bir kısım cahilleri kendilerine lider edinirler. Onlara birtakım meseleler sorulur, onlar da bilmedikleri halde fetva verirler. Neticede hem kendileri sapıklığa düşer hem de insanları saptırırlar.”
HADİSİN SAHABİ RAVİSİ: ABDULLAH İBNİ AMR İBNİL-ÂS
(Buhârî, İlim, 34; Müslim, İlim, 13)
Âlimlerin Kaybı ve Cehaletin Saltanatı
İslam medeniyetinin temel taşlarından biri ilimdir. Kur’an’ın ilk emri “Oku” ile başlayan bu kutlu yolculuk, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hadisleriyle şekillenmiş, sahabe, tabiîn ve ulemanın gayretiyle nesilden nesile aktarılmıştır. Ancak Resûlullah’ın şu uyarısı, tarih boyunca hep yeniden kendini doğrulamış acı bir hakikati dile getirir:
> “Allah ilmi insanların hafızalarından silip unutturmak suretiyle değil, fakat alimleri öldürüp ortadan kaldırmak suretiyle alır…”
(Buhârî, İlim, 34; Müslim, İlim, 13)
Bu hadis, ilmin birdenbire yok olmayacağını, aksine ilmin taşıyıcıları olan âlimlerin vefatıyla tedricen kaybolacağını bildirmektedir. Âlim gittiğinde sadece bir insan değil, bir ilim, bir hikmet, bir nur da gider. Yerini dolduracak birikim ve ehliyet sahibi yeni nesil yetişmediğinde ise, cehalet saltanat sürer. Ve hadisin de buyurduğu gibi, insanlar “rüesâen cuhhâlâ” yani başsız kalmış toplumlar gibi cahil kimseleri önder edinirler. Bilmeden konuştuklarında hem kendileri sapar hem de toplumu saptırırlar.
Günümüzle Mukayeseli Bir Bakış
Modern çağda bilgiye erişim, tarihte hiç olmadığı kadar kolaylaştı. Ancak ne hazindir ki hakiki ilme ulaşmak zorlaştı. Bilginin niceliği arttıkça, hikmet ve basiretten yoksun bir bilgi kirliliği içinde boğulduk. Gerçek âlimlerin sesi, popüler ama sığ kanaatlerin gürültüsü arasında kayboldu.
Bugün, özellikle sosyal medya ve dijital platformlarda bir kısım bilgisiz kişiler dinî meselelerde fetva verir hale geldi. İslâmî hassasiyeti olmayan, dinin ruhunu bilmeden sadece görünüşe odaklanan, içi boş tartışmalar halkı meşgul ediyor. Dinde derinliği olmayan bu yaklaşımlar, insanları ya şekilcilik tuzağına ya da ifrat ve tefritin karanlık yollarına sevk ediyor.
Bir âlimin kaybı, bir medeniyetin susması gibidir. Onların yokluğunda çıkan “sahte âlimler” toplumu parçalar, fitne yayar ve dinin hakikatini gölgede bırakır. Bugün yaşanan birçok ayrışma, karışıklık ve sapma, ilim ehlinden uzaklaşmanın ve cehaleti merkeze almanın doğrudan sonucudur.
Verdiği Zararlar
1. Dini Tahrif Etme Riski: Cahil önderler, dini kendi yorumlarına göre şekillendirerek bidat ve hurafeleri yayarlar.
2. Toplumsal Fitne: Ehliyetsiz kimselerin verdiği yanlış fetvalar, dini gruplar arasında ayrılıklara sebep olur.
3. Gençliğin İslam’dan Soğuması: Akla ve ilme hitap etmeyen açıklamalar, özellikle sorgulayıcı genç nesli uzaklaştırır.
4. Güven Kaybı: Din adamlarına olan güven sarsılır, bu da dine olan bağlılığı zayıflatır.
5. Zulüm ve Baskının Artması: Cahil liderlerin elinde din, baskı ve tahakküm aracı haline gelebilir.
Çözüm Nedir?
Gerçek âlimlerin kıymetini bilmek, onları hayattayken istifade ederek yaşatmak gerekir.
İslami eğitim kurumları, sadece bilgi değil, hikmet ve ahlak temelli bir nesil yetiştirmelidir.
Toplumda ilim ehline itibar edilmeli; sosyal medya bilgeleri yerine, muteber kaynaklardan beslenen rehberlere kulak verilmelidir.
Özet:
Bu makalede, Resûlullah’ın “ilim, âlimlerin ölümüyle çekilir” hadisi çerçevesinde ilmin nasıl yok olabileceği, günümüzde cehaletin nasıl yaygınlaştığı ve ehliyetsiz kişilerin verebileceği zararlar ele alınmıştır. Modern çağda bilgi kirliliği, sahte fetvalar, ayrışmalar ve gençlerin dinden uzaklaşması gibi sonuçlar doğurmakta; çözüm ise âlimleri yaşatmak, ilme ve hikmete değer vermekten geçmektedir.