Namazı Bırakan Nesil: Dizginsiz Nefsin Yolculuğu ve İnsanlığın Çöküşü

Namazı Bırakan Nesil: Dizginsiz Nefsin Yolculuğu ve İnsanlığın Çöküşü

Giriş

Kur’an, sadece geçmişi anlatmaz; bugünü ve geleceği de haber verir. Meryem Suresi’nin 59. ayeti, insanlık tarihinin her döneminde görülen büyük bir çöküşün temel sebebini açıkça ortaya koyar: “Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler.”

Bu ayet, yalnızca bir dinî uyarı değil, aynı zamanda insan psikolojisine, toplumların ahlâkî ve kültürel çözülmesine dair evrensel bir hakikati dile getirir. Zira namazın terk edilmesi, sadece bir ibadetin eksikliği değil, aynı zamanda hayatın merkezindeki ilahi bağın kopmasıdır.

1. Namaz: Dizginleyen Merkezî Kuvvet

Namaz, insanı sadece Allah’a bağlamaz; aynı zamanda nefsin isteklerini dizginleyen ilahi bir kontrol mekanizmasıdır. Günde beş defa Rabbine yönelen insan, arzularına değil, Rabbinin emirlerine kul olur. Bu bağ kopunca, nefis sahipsiz bir at gibi kişnemeye başlar. Artık onu durduracak hiçbir ilahi işaret, vicdan freni ya da ahlâkî duvar kalmaz.

2. Tarih Tekrar Ediyor: İsrailoğulları’ndan Bugüne

Kur’an’da bahsi geçen o nesil, İsrailoğulları’nın namazı önemsemeyen, ahlâkî sorumluluklarını terk eden torunlarıydı. Önceleri tevhide sarılmışlardı. Ama zamanla şekilciliğe kaydılar. Namazı terk ettiklerinde ise ahlâksızlık, zulüm, dünyevîleşme ve fitne arttı. Bugün de benzer bir süreci yaşayan toplumlar, önce formu kaybediyor, sonra ruhu…

3. Namazsızlığın Getirdiği Nefsanî Kaos

Namaz terk edilince, insanın yönü kalmaz. Kıblesiz kalan bir insan, yönsüzdür. Nefsaniyetin her türlü çağrısına açık hale gelir. Helal-haram çizgisi silinir. Aile bağları zayıflar, bireycilik yüceltilir, toplumsal çürüme başlar. Allah’a karşı sorumluluk duygusunu yitiren bir toplumda artık hiçbir değer kalmaz. Çünkü Allah’tan utanmayan, kimseden utanmaz.

4. Bugünün Manzarası: Teknoloji, Konfor, Ama Ruhsuzluk

Bugün modern toplum, medeniyetin zirvesinde gibi görünüyor; ama ruhsuz, yönsüz, ibadetsiz, doyumsuz bir nesil yetişiyor. Gençler, ahlâkî pusulalarını kaybetmiş durumda. Neden? Çünkü “Rabbiyle bağ kurmayan insan, kendine de yabancılaşır.” Namazsız geçen bir hayat, yalnızca günahsızlık değil, amaçsızlık da doğurur.

5. Namaz kılmayan, başkasının emrine girer.

Namazı terk eden bir insanın önce nefsinin, sonra şeytanın ve en nihayetinde zalimlerin kölesi olacağı nettir. Çünkü namaz, insanı özgür kılar. Allah’a secde etmeyen, dünyaya secde etmek zorunda kalır.

6. Kurtuluş Nerede?

Kurtuluş, tekrar kıbleye dönmekle başlar. Kalbin direği olan namaz ayağa kalktığında, toplum da ayağa kalkar. Nefs dizginlenir, aileler huzur bulur, gençlik dirilir. Namaz sadece bireysel değil, toplumsal bir diriliş vesilesidir.

SONUÇ VE ÖZET

Meryem Suresi 59. ayet, sadece tarihi bir sapmayı değil, çağlar üstü bir tehlikeyi haber verir: Namazın terk edilmesi, nefse kapı açar; bu da sapıklıkla sonuçlanır. Günümüz insanı da bu çöküşün eşiğindedir. Kurtuluş; yeniden namazla, yani Allah’la bağ kurmakla mümkündür. Çünkü namaz terk edilirse, önce ruh ölür; sonra toplum dağılır. Ama namazla dirilen bir fert, toplumu da diriltir.

ÖZET: Bu makale, Meryem Suresi 59. ayet ışığında, namazı terk eden bir neslin nasıl nefislerinin esiri hâline geldiğini ve bu sürecin bireysel ve toplumsal çöküşle nasıl sonuçlandığını anlatır. Namazın, insanı Allah’a bağlayan bir merkez olduğu ve bu bağ koptuğunda nefis, hayatı esir aldığı vurgulanır. Kurtuluş ise yeniden namazla dirilişle mümkündür.

 

 

Loading

No ResponsesMayıs 9th, 2025