Tek Çözüm: İttihad-ı İslam
Tek Çözüm: İttihad-ı İslam
Giriş: Dağınıklığın Bedeli
Ümmetin hâli, asırlarca süren ihtilafların, bölünmelerin, menfaat kavgalarının yorgunluğunu taşıyor. Her köşede ayrı bir feryat; her coğrafyada ayrı bir zulüm. Zenginlik içinde yoksulluk, kalabalıklar içinde yalnızlık yaşıyoruz. Halbuki Kur’an asırlar önce bu çözümü ilan etmişti:
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, parçalanmayın.” (Âl-i İmran, 103)
Bu ayet, sadece ahlâkî bir çağrı değil, İslam’ın dünya sahnesindeki izzet ve huzurunun yegâne reçetesidir. Ve bugün, Müslümanların kurtuluşu için tek çözüm: İttihad-ı İslam’dır.
1. İttihad-ı İslam Ne Demektir?
İttihad-ı İslam, ümmetin inançta, hedefte, duygu ve fikirde birlik olması demektir. Aynı kıbleye yönelen, aynı Allah’a inanan, aynı Peygamber’e ümmet olan milyarlarca insanın, kalben, fikren ve siyaseten bir araya gelmesidir.
Bu birlik, bir devlet projesi değil; bir iman ve şuur projesidir. Kalpler birleşmeden, sınırlar birleşemez. Menfaatler değil, dava birliği gerekir.
2. Parçalanmışlığın Sonuçları
Bugün ümmetin coğrafyasında 50’den fazla ülke var. Her biri kendi bayrağını, çıkarını, siyasî ajandasını merkeze alıyor. Neticede ne oluyor?
Zenginler sömürülüyor, fakirler eziliyor.
İlmi olan dışlanıyor, sesi çıkan susturuluyor.
Mazlumlara sahip çıkılmıyor, zalimler karşısında susuluyor.
Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Arakan’da kan akarken sadece seyrediliyor.
Bütün bu dağınıklığın temelinde ne var? İttihadsızlık.
3. Tarihten İbret: İttihadın Gücü
Asr-ı Saadet’te, üç kıtaya hükmeden bir medeniyetin temeli Medine’de atıldı. Sebep neydi?
Ensar ve Muhacirin kardeş olması,
Arap’ın, Acem’in, Habeşî’nin aynı safta yer alması,
Peygamber’in (s.a.v) etrafında, bir yürek gibi atmaları…
Endülüs’te 800 yıl süren İslam medeniyeti, ittihad bozulunca yıkıldı. Osmanlı, üç kıtayı adaletle yönetti. Ama sonrasında milliyetçilik, ırkçılık ve dış müdahalelerle ittihad çözülünce parçalanma geldi.
4. Günümüzde İttihad Nasıl Olur?
Bugünün şartlarında İttihad-ı İslam, bir halifelik kurmaktan önce, şu temel adımlarla başlar:
İman ve şuur birliği: Ümmetin evlatları yeniden Kur’an’la, sünnetle, ilimle donatılmalı.
Uhuvvet ve muhabbet: Mezhep, meşrep, ırk farklılıklarını değil; ortak paydaları öne çıkarmak gerek.
Ortak mesele bilinci: Kudüs sadece Filistin’in değil; ümmetin meselesidir.
İlim ve medya dayanışması: Aynı ses, aynı hakikat, farklı dillerde ve platformlarda yankılanmalı.
Bugün teknoloji, bilgi ve haberleşme imkanları sayesinde, İttihad-ı İslam hayal değil. Yeter ki imanlar birleşsin, niyetler arınsın, liderler istikamet bulsun.
Sonuç: Ayrı Düşen Mağlup, Birleşen Galiptir
Ümmet-i Muhammed’in asıl gücü, tankta, topta, parada değil; ittifak eden kalplerdedir. İman birliği, dava ortaklığı ve istikametli liderlik, yeryüzündeki zulmü kaldıracak yegâne kuvvettir. Çünkü ne zaman Müslümanlar birleşti, dünyaya adalet geldi. Ne zaman ayrıldılar, hem kendileri yıkıldı hem de mazlumlar sahipsiz kaldı.
Bugün zulmün çaresi, fitnenin ilacı, insanlığın umudu için haykırmak gerekiyor:
“Tek çözüm: İttihad-ı İslam!”
Makale Özeti:
Bu makale, ümmetin parçalanmışlığının feci sonuçlarını ve İttihad-ı İslam’ın bir zorunluluk olduğunu vurgular. Tarihî örneklerle birlikteliğin getirdiği kudret anlatılırken, günümüzde bu birliğin iman, şuur, uhuvvet ve ortak dava bilinciyle sağlanabileceği belirtilir. Sonuçta ise, ümmetin kurtuluşu için tek çarenin kalplerin ve hedeflerin birliği olduğu vurgulanır: “İttihad-ı İslam.”
Bak:
https://tesbitler.com/index.php?s=ittihad
https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/arama/%c4%b0ttihad-%c4%b1%20