Hakikat ile Aldanış Arasında – Kur’ân’da Sihir, Sihirbazlık ve Vahyin Nuruna Gösterilen Direnç

Hakikat ile Aldanış Arasında – Kur’ân’da Sihir, Sihirbazlık ve Vahyin Nuruna Gösterilen Direnç

1. Giriş: Sihir Nedir, Ne Değildir?

Kur’ân-ı Kerîm, sihri insanlık tarihinin karanlık bir mirası olarak tanıtır. İnsan aklını ve kalbini perdeleyen, hak ile bâtılı birbirine karıştıran bir aldatma sanatı olarak sunar. Bu yönüyle sihir, sadece bazı gözbağcı hareketlerden ibaret değil, hakikatin üzerini örten bir perdedir. Kur’ân’da sihir, insanları aldatmak, yönlendirmek ve zihinleri karıştırmak için kullanılan bâtıl yolların bir sembolüdür.

2. Kur’ân-ı Kerîm’de Sihirle İlgili Ayetler ve Tefsirleri

a. Bakara Suresi 102. Ayet: Harut ve Marut Kıssası,özetle;

> “Süleyman (a.s.) küfre düşmedi. Fakat şeytanlar insanlara sihri ve Babil’de Harut ile Marut’a indirilen iki meleğe öğretileni öğretiyorlardı…”

Bu ayette sihrin, insanlar arasında fitneye vesile olan ve şeytanî bir yönelişle yayılan bir unsur olduğu vurgulanır. Harut ve Marut’a öğretilen ilim ise bir imtihandır. Tefsirlerde bu, bilginin kötüye kullanımı konusunda bir uyarıdır. Her ilim hakikat için kullanılmaz; sihir, ilmin bozulmuş şeklidir.

b. A’râf Suresi 116-118: Musa ve Sihirbazların Mücadelesi

> “(Mûsâ) ‘Haydi atın!’ dedi. Onlar (sihirlerini) attılar, insanların gözlerini büyülediler ve onları korkuttular; büyük bir sihir yaptılar.”

Burada sihrin halkı nasıl etkilediği, göz boyadığı ve korkuya sevk ettiği görülür. Ancak hakikat karşısında bâtıl yok olur: Mûsâ’nın asası onların yaptıklarını yutar. Bu, hakikatin sihri boşa çıkarma gücünü simgeler.

c. Tâhâ Suresi 69:

> “…Onların yaptıkları bir sihirbaz hilesidir. Sihirbaz ise nereye varsa iflah olmaz!”

Burada sihrin “hile” olarak nitelenmesi önemlidir. Gerçek tesir değil, aldatma ve aldatılma ilişkisi vardır. Sihirle yürüyen bir yolda asla kalıcı başarı ve saadet yoktur.

3. Neden Peygamberimize “Sihirbaz” Dediler?

Kur’ân’a karşı çıkan müşrikler, onun etkileyici üslubunu, kalplere işleyen hakikatini ve insanların hayatlarını değiştirme gücünü sihir olarak tanımladılar. Çünkü bu vahiy, onların düzenini, çıkarlarını ve batıl inançlarını tehdit ediyordu. Direnemeyecekleri kadar kuvvetli bir tesir vardı ama bu tesiri kabullenmek iman gerektiriyordu. Oysa onlar nefislerini ve çıkarlarını teslim etmek istemediler.

> “Bu Kur’ân apaçık bir sihirden başka bir şey değildir.” (Sâffât, 15)
“Bu adam sizi atalarınızın taptıklarından çevirmek isteyen bir sihirbazdır.” (Sâd, 4)

Burada “sihir” yaftası, hakikati çarpıtmak, halkı manipüle etmek ve vahyi itibarsızlaştırmak için kullanılan bir stratejidir. Zihinleri bulandırmak ve halkı uzak tutmak adına kullanılan bir propagandadır.

4. Hakikatin Büyüsü: Sihir Değil, Kalbe İşleyen Nur

Kur’ân’ın insanlar üzerindeki tesiri, sihrin değil hakikatin tesiridir. Kalbe dokunur, vicdanı sarsar, aklı uyandırır. Bir sihirbaz insanların gözünü boyar; Peygamber ise kalplerdeki pası siler.

Bu yüzden sihirbazlıkla itham edilen bir Peygamberin tek silahı, kelamının hak ve hikmet oluşudur. Eğer bu söz sihirse, kalplerin fethi neden bunca ilim, bunca inkılâp, bunca değişimi getirmiştir?

5. Günümüze Dair Bir İbret: Hâlâ Aynı Perde

Bugün de Kur’ân’ın mesajı etkileyici bulunduğunda, bazı çevreler bu etkiyi küçümsemek veya alaya almak için benzer suçlamalara başvururlar. Kimi zaman “büyüleyici bir hitabet”, kimi zaman “psikolojik etki” diyerek, vahyin nurunu sıradanlaştırmaya çalışırlar.

Oysa hakikat, kalplere tesir eder çünkü fıtratla buluşur. Kur’ân’ın gücü göz boyamakta değil; kalbin gözünü açmaktadır.

Makale Özeti:

Kur’ân-ı Kerîm, sihri bâtıl bir yol, hakikati perdeleyen bir aldatmaca olarak tanımlar. Peygamber Efendimiz’e “sihirbaz” denmesi ise müşriklerin vahyin etkisinden korkmaları ve onun hakikatini gölgelemek istemeleri nedeniyledir. Kur’ân’ın tesiri sihir değil, kalpleri dirilten ilahî bir nurdur. Bugün de benzer şekilde vahyi küçümseme gayretleri, hakikatin önünde sonunda galip geleceği gerçeğini değiştiremez. Çünkü sihir gözleri yanıltır; vahiy ise kalpleri aydınlatır.

 

 

Loading

No ResponsesMayıs 8th, 2025