Gökte Asılı Mucize: Kur’ân’da Bulutların Ağırlığı ve İlahi Kudret
Gökte Asılı Mucize: Kur’ân’da Bulutların Ağırlığı ve İlahi Kudret
Günlük hayatımızda başımızı kaldırıp baktığımızda gökyüzünde süzülen bulutlar, çoğu zaman sadece görsel bir manzara gibi görünür. Oysa Kur’ân, bu sıradan görünen varlıkların ardında müthiş bir kudreti, derin bir hikmeti ve insanı sarsacak kadar büyük ibretleri işaret eder. Bu açıdan Kur’ân, bulutların sadece oluşumunu değil, onların ağırlıklarını da hatırlatır:
“O Allah ki, rüzgârları gönderir; böylece onlar bir bulutu kaldırır, biz de onu ölü bir beldeye sevk eder, onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltiriz. İşte ölümden sonra diriliş de böyledir.”
(Fâtır Sûresi, 9)
“Görmedin mi ki, Allah bulutları sürüklüyor, sonra onları birleştiriyor, sonra onları üst üste yığıyor. Derken onların arasından yağmurun çıktığını görürsün. Gökten içinde dolu bulunan dağlar gibi (ağır) bulutlar indirir…”
(Nûr Sûresi, 43)
Bu âyetlerde dikkat çeken ifade “bulutları sürüklemek, üst üste yığmak ve içinden dolu yağdırmak” gibi hareket ve yoğunluk ihtiva eden kavramlardır. Peki, gerçekten de bulutlar bilimsel olarak ağır mıdır? Kur’ân’ın bu ifadesiyle bilim ne kadar örtüşmektedir?
1. Bilimsel Gerçeklik: Hafif Gibi Görünen Dev Kütleler
Bulutlar, su buharı ihtiva ettiği için çoğu kişi tarafından “hafif” veya “yoğun olmayan” yapılar gibi düşünülür. Oysa bu oldukça yanıltıcıdır. Bilimsel ölçümlere göre, orta büyüklükte bir kümülüs (pamuk gibi görünen) bulut yaklaşık 500.000 kg (yani 500 ton) su ihtiva eder. Daha büyük fırtına bulutları birkaç milyon tona kadar çıkabilir.
Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA), bu konuda şu örneği verir: Ortalama büyüklükteki bir kümülüs bulutu 1 kilometrekarelik bir alana yayılır ve yaklaşık 1 milyon litre su taşır. Bu da yaklaşık 100 filin ağırlığına eşittir.
Bu inanılmaz ağırlık, atmosferde asılı durur, sürüklenir, birikir, parçalanır ve yağmur, dolu veya kar şeklinde yeryüzüne iner. Peki bu dev kütle nasıl havada durabiliyor? Çünkü su buharı çok küçük damlacıklar hâlindedir ve bunların her biri mikron boyutundadır. Havanın yukarıya doğru taşıdığı sıcak akımlar sayesinde bulutlar yerçekimine karşı dengede tutulur.
Kur’ân’ın “bulutları yığar”, “taşır”, “yağmur indirir” ifadeleri, işte bu karmaşık fiziksel süreçleri özetleyen veciz anlatımlardır.
2. Hikmetli Yönü: Kudretin Sessiz Sermayesi
Kur’ân, bulutların ağırlığını özellikle vurgularken bize Allah’ın kudretini gösterir. Zira gökte, adeta boşlukta asılı duran milyonlarca ton ağırlığındaki bir varlık, ne iplerle bağlanmış, ne bir yere yaslanmıştır. Buna rağmen gökyüzünde salınır, taşınır, birleşir, yağmur indirir. Bu manzara, fiziksel bir mucize olduğu kadar, ilahi kudretin de bir tecellisidir.
Bu kadar ağır cisimlerin yere çakılmadan yücelerde taşınması, insanın “ben güçlüyüm, hâkimim” zannını sarsan bir örnektir. Hangi teknolojimizle 500 tonluk bir nesneyi havada saatlerce sabit tutabiliriz? Oysa Rabbimiz, bunu her gün milyarlarca defa yapmaktadır.
3. İbretli Yönü: Ölümden Sonra Dirilişin Delili
Kur’ân, bulutlar yoluyla sadece tabiat olaylarına değil, metafizik hakikatlere de işaret eder. Özellikle Fâtır Sûresi 9. âyette, bulutların kurak toprağa ulaştırılması ve oradan hayat fışkırması, ölümden sonra dirilişe bir delil olarak sunulur.
Bulutlar kuru, ölü gibi görünen topraklara can verir. Aynı şekilde, bedenlerimiz de çorak toprak gibi çürür, fakat ilahi rahmet ve kudretle yeniden diriltilir. Bulutların taşınması, tohumun çatlaması, suyun can vermesi; hepsi Allah’ın kudretinin, rahmetinin ve yeniden yaratmaya olan vaadinin işaretleridir.
4. Düşündürücü Gerçek: Gören Gözler İçin Her Şey Delildir
Kur’ân’a göre evrendeki her olay, bir delil, bir işarettir. Bulutlar sadece yağmur getiren meteorolojik olaylar değil, aynı zamanda tefekkür etmemiz gereken ayetlerdir. Gökyüzünde gezinen bu dev kütlelerin farkına varmak, Allah’ın ilim, irade ve kudretini anlamak için bir vesiledir.
Özet:
Kur’ân, bulutların taşınmasından, yığılmasından ve yağmur indirmesinden bahsederken onların ağırlığına dolaylı olarak dikkat çeker. Modern bilim, bu bulutların milyonlarca ton su taşıdığını ortaya koymuştur. Bu gerçek, Kur’ân’ın ifadeleriyle tam bir uyum içindedir. Aynı zamanda bu durum, Allah’ın kudretini, rahmetini ve ölümden sonra diriliş vaadini gösteren hikmetli ve ibretli bir işaret olarak değerlendirilir. Bulut, gökte asılı duran sessiz bir mucizedir.