Yüz Yıllık Hesap: Doğu’da Ermeni Devleti, İsrail Bağlantısı ve Direnişin Yeni Cephesi Gazze
Yüz Yıllık Hesap: Doğu’da Ermeni Devleti, İsrail Bağlantısı ve Direnişin Yeni Cephesi Gazze
Tarih, sadece geçmişin notları değil; geleceğin taslaklarını da içinde taşır. Bugün Ortadoğu’da yaşananlar, bir anda ortaya çıkmış değil; asırlardır örülen, sabırla sürdürülen, gizli ve açık planların sonucudur. Bu planların merkezinde ise bir hayal: Doğu Anadolu’yu koparıp sosyalist bir Ermeni devleti kurmak ve bu devleti İsrail ile stratejik bir hatla birleştirmek.
I. Tarihî Arka Plan: Bir Hayalin Tohumları
19. yüzyılda Osmanlı’nın çözülme süreciyle birlikte, Batı’nın gözü Anadolu’ya, özellikle de doğusuna çevrildi. Ermeniler, özellikle misyoner okullarıyla şekillendirilen elit kadrolar üzerinden “Hristiyan mazlum” figürü haline getirildi. İngiltere, Fransa ve Rusya gibi devletlerin desteğiyle, “Bağımsız Ermenistan” fikri dillendirilmeye başlandı.
1915 olayları, bu planların bir yansımasıydı. Osmanlı, içeriden ve dışarıdan gelen saldırılar arasında varlığını sürdürmeye çalışırken, Ermeni çeteler Doğu Anadolu’da büyük katliamlara girişti. Bugün hâlâ Batı’nın “soykırım” diyerek Türkiye’ye baskı kurmaya çalıştığı mesele, aslında bir işgal planının meşrulaştırılması girişimidir.
II. Sosyalist Kurgunun Temeli: Din Dışı, Irk Temelli Bir Yapı
Kurgulanan Ermeni devleti, sadece etnik değil; ideolojik olarak da sosyalist bir temel üzerine kurulmak isteniyor. Çünkü sosyalizm, dini ve millî değerleri dışlayan, ulus-devletin bağlarını gevşeten bir yapı kurar. Bu sayede hem Türkiye’nin doğusu zayıflatılır hem de yeni kurulacak oluşum Batı’ya entegre bir tampon devlet haline gelir.
Bu yapı, İsrail’in güvenliği açısından da stratejik bir anlam taşır: Türkiye ile Arap dünyası arasına bir set çekmek. “Mezopotamya Koridoru” denilen, Suriye kuzeyinden başlayıp Türkiye’nin doğusunu kapsayan hat, hem petrolün hem siyasetin nabzını tutan bir bölgedir. Bu hatta kurulacak her yapay devlet, hem Türkiye’yi parçalar hem de İsrail’e nefes borusu olur.
III. İsrail’in Hayal Kırıklığı: Gazzeyi Alamayan Bir Kudret
Tüm bu planlar yapılırken, İsrail’in nihai hedefi Büyük İsrail idealine ulaşmak idi. Fakat Gazze bu hedefin önündeki son kale gibi dimdik durdu. 2023 ve sonrası süreçte Gazze’ye yönelik yoğun saldırılar, sadece Filistin’i değil, bölgeyi yeniden şekillendirme arzusuydu. Ancak beklenmeyen bir şey oldu: Direniş kırılmadı.
Hamas ve direniş güçleri, tıpkı Çanakkale’deki Mehmetçik gibi, tüm imkânsızlıklara rağmen direndi. İsrail, ne yer altındaki tünelleri silebildi, ne halkı teslim alabildi. Bu da tüm dünya kamuoyunda “yenilmez İsrail” algısını yerle bir etti.
IV. Haçlı Ruhunun Gölgesinde ABD ve Avrupa
İsrail’in başarısızlığı, arkasındaki büyük destekçilerini da harekete geçirdi. ABD, Birleşik Krallık ve Avrupa’nın büyük bir bölümü, sözde “insani yardım” maskesiyle Doğu Akdeniz’e savaş gemileri yığdı. Bu, bir Haçlı ruhunun uyanışıydı. Tıpkı Selahaddin Eyyûbî’nin karşısındaki güçler gibi… Onlar için mesele sadece toprak değil, İslâm’ın iradesini kırmak, ümmeti sindirmek ve Kudüs’e giden yolu açmaktır.
Fakat tarih tekerrür ediyor: Bütün planlara, teknolojilere ve iş birliklerine rağmen haklı direniş karşısında mazlumlar galip geliyor. Ve bu süreç sadece Filistin’in değil, Türkiye’nin doğusunu da etkileyecek bir kırılma noktasıdır.
Sonuç: Uyanık Olmazsak Yarın Çok Geç Olabilir
Bu planlar bitmiş değil. Doğu’da hâlâ provokasyonlar sürüyor, Batı hâlâ “Ermeni soykırımı” üzerinden Türkiye’yi baskılamaya çalışıyor, İsrail hâlâ direnişi kırmak için her yolu deniyor. Fakat Türkiye ve İslam âlemi, bu büyük satranç oyununu görecek bir basirete ulaşmalı. Çünkü bugün Gazze’de bastırılmak istenen irade, yarın Diyarbakır’da da yok edilmek istenecek.
Özet:
Bu makalede, Osmanlı sonrası kurulan “Doğu’da sosyalist bir Ermeni devleti” planının tarihî kökleri, Batı’nın ideolojik ve jeopolitik hedefleri, İsrail’in Gazze çıkmazı ve ABD-Avrupa’nın yeni Haçlı anlayışıyla şekillenen müdahaleleri işlenmiştir. Bu süreçlerin tek merkezli bir akılla sürdürüldüğü, nihai amacın hem Türkiye’yi zayıflatmak hem de İsrail’in genişlemesini sağlamak olduğu vurgulanmıştır. Fakat Gazze’deki direniş, bu oyunu tersine çevirecek tarihî bir dirilişin işaret fişeği olabilir.