Ruh ve Ceset: Aynı Hakikatin İki Kanadı

Ruh ve Ceset: Aynı Hakikatin İki Kanadı

İnsan, sadece et ve kemikten ibaret değildir. Aynı şekilde yalnızca görünmeyen bir bilinç, bir şuur da değildir. İnsan; ruh ve cesedin birlikte var olmasıyla insandır. Ceset ruhtan, ruh ise cesetten ayrı düşünüldüğünde eksik kalır; biri diğerinin gölgesi değil, tamamlayıcısıdır. Tıpkı kalemle mürekkep gibi… Kalem şekildir, mürekkep mânâdır. Biri olmadığında diğeri yazamaz.

Ceset, ruh için bir elbise, bir saraydır. Ruh, o sarayın sultanıdır. Ceset, ruhun bu dünyada var olabilmesi, imtihan sahnesinde rol alabilmesi için bir vasıtadır. Elbisesiz insan dışarı çıkamayacağı gibi, cesetsiz ruh da bu dünyada görünüp işleyemez. Göz cesettendir, fakat görmek ruhtandır. Dil cesettendir, fakat sözün hikmeti ruhtandır. El cesettendir, ama şefkat onu kullandığında anlam kazanır.

Ruh ise ceset için bir anlam, bir kıymet sebebidir. Ruh gittiğinde ceset, toprağa döner; değersizleşir. Bir bedeni diğer canlılardan ayıran şey onun ruhudur, şuurudur, hakikati kavrayışıdır. Ruhsuz beden, sadece bir şekilden ibarettir. Bu sebepledir ki ölü beden yıkanır, defnedilir ve ardından unutulur; ama yaşayan bir ruh, asırlar geçse de hatırlanır.

Ruh, göğe bakan bir penceredir; ceset, yere basan bir ayaktır. Ayak olmadan yürüyemezsin, pencere olmadan ufku göremezsin. Ruh ile ceset, hakikatin iki yüzü gibidir. Birisi olmazsa insan eksiktir. Bu yüzden ölüm, ruhun cesetten ayrılmasıdır; ama ruh yaşamaya devam eder. Asıl benlik cesette değil, ruhtadır. Fakat o benliğin dünya sahnesinde iş yapabilmesi cesede bağlıdır.

Hakikatin ifadesiyle:
“Ruh, hayatın madeni, hayat ise şuurun menbaıdır.”
Yani ruh, insanı diri kılan; ona bilinç, irade, sevgi ve iman gibi manevî değerleri kazandırandır. Ceset ise o ruhun kabıdır; zamanla eskir, değişir ama ruh baki kalır.

Bu yüzden hem cesede, hem ruha dikkat etmek gerekir. Biri ihmal edilirse denge bozulur. Sadece ruha odaklanmakla, bu dünyadan kopuk bir hayalcilik; sadece cesede yönelmekle de manasız bir maddecilik doğar. Gerçek insanlık, bu ikisini birlikte taşımakla ortaya çıkar.

Sonuç olarak:

Ceset, ruhun hizmetkârıdır; ruh ise cesedin anlamıdır. Biri araç, diğeri amaç gibidir. Cesetsiz ruh bu dünyada iş göremez, ruhsuz ceset ise bir yüktür. Hakiki insanlık; ruh ve cesedin dengesinde, dünya ile ahiret arasında kurulan bu hikmetli bağdadır.

Özet:

Bu makalede, insanın iki temel yönü olan ruh ve cesedin birbirine olan ihtiyacı açıklanmıştır. Ceset, ruh için bir araç ve yuva; ruh ise cesede mânâ ve değer kazandıran asıl varlıktır. Ruhsuz beden değersiz, bedensiz ruh ise bu dünyada etkisizdir. İnsanlık; ruh ve bedenin uyumlu birlikteliğinde kemale erer.

 

 

Loading

No ResponsesMayıs 6th, 2025