Bâtınî Tefsirlere Bazı Örnekler

Bâtınî Tefsirlere Bazı Örnekler

Bâtınî tefsir, Kur’ân âyetlerinin zahirî (görünür) anlamlarının ötesinde, derin ve gizli mânevî anlamlar taşıdığını kabul eden bir yorum tarzıdır. Bu yorumlar genellikle tasavvufî ve bazen felsefî boyutlar içerir.

1. Bakara Suresi 2/2: “Zâlikel kitâbu lâ raybe fîh…”

Zahiri mana: Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır.

Bâtınî mana: “Kitap” insanın kalbidir; eğer kalp Allah’ın nuruyla doluysa, orada şüphe barınmaz. Bu nurla yürüyen kişi, hakikatin yolcusudur.

2. Nur Suresi 35: “Allah göklerin ve yerin nurudur…”

Zahiri mana: Allah, kâinatın nurudur.

Bâtınî mana: Allah, kulun gönlünde zuhur eden marifet nurudur. Kişinin kalbindeki ilahi nur arttıkça, eşyanın hakikatine nüfuz eder.

3. İsra Suresi 1: “Kulunu geceleyin Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya götüren…”

Zahiri mana: Hz. Muhammed’in gece yolculuğu (İsra) anlatılır.

Bâtınî mana: Bu, insanın nefsî karanlıklardan kalbî aydınlığa yaptığı manevi yolculuktur. Mescid-i Haram “şehvetin kontrol altına alındığı kalp”, Mescid-i Aksa ise “marifet ve yakînle dolmuş kalp”tir.

4. Hûd Suresi 7: “Hanginizin daha güzel amel yapacağını denemek için…”

Zahiri mana: İmtihan için yaratıldığımız bildirilir.

Bâtınî mana: İnsanın her hâli ve kalbî durumu, ilahi aynada sürekli ölçülür. Güzel amel sadece fiil değil, niyet ve derûnî hal ile oluşur.

MAKALE: “Zahirin Ötesine Yolculuk: Bâtınî Tefsirin Hikmeti ve Tehlikesi”

GİRİŞ

Kur’ân, lafzı ilâhî, mânâsı sonsuz bir kelâmdır. Her harfinde bir sır, her âyetinde bir derinlik vardır. Zahirî anlam, herkese hitap ederken; bâtınî anlam, kalbi arınmış, gözü hikmete açılmış olanlara seslenir. Lakin bu seslenişin rehberi Kur’ân ve sünnet olmalıdır; yoksa bâtın, bâtıl olur. Bu yazı, bâtınî tefsirin hikmetini, güzelliğini ve tehlikesini örneklerle birlikte ele almaktadır.

I. Bâtınî Tefsirin Kaynağı: Hikmetle Bakarak Görmek

Bâtınî tefsir, Peygamber Efendimizin “Kur’ân’ın her âyetinin bir zahiri, bir de bâtını vardır” hadisine dayanır. Bâtınî yorum yapan sufiler, âyetleri sadece dil bilgisiyle değil, kalp bilgisiyle de anlamaya çalışır. Bu, Kur’ân’ı tefekkürle okumanın neticesidir.

İmam Cafer-i Sadık şöyle der:

> “Kur’ân, zamanla eskimez; çünkü her âyette binlerce hikmet gizlidir.”

II. Hikmetli Bir Örnek: Firavun ve Musa Kıssası

Zahir: Musa bir peygamber, Firavun zalim bir hükümdardır.

Bâtın: Musa, ruhun çağrısıdır. Firavun ise nefistir. Kalbinde Firavun’a yer veren her insan, kendi Musa’sını dinlemek zorundadır. Aksi takdirde boğulmak kaçınılmazdır.

Bu yorum, insanın iç dünyasındaki mücadeleyi gösterir. Bu tür tefsir, insanı kendine döndürür, iç muhasebeye sevk eder.

III. İbretli Bir Tehlike: Keyfi Yorumlar

Ancak bâtınî tefsir, denetimsiz yapıldığında sapkınlığa götürebilir. Özellikle Bâtınîlik fırkaları (İsmailîlik gibi), zahiri tamamen reddederek, bâtını tek anlam saymış ve Kur’ân’ın emirlerini soyut sembollere indirmiştir.

Örneğin:

> “Namaz, Allah’ı hatırlamaktır, fiili şekle gerek yok” diyerek ibadeti terk etmişlerdir. Bu tür anlayışlar, İslam’ın özünü değil, gölgesini taşır.

IV. Zahiri Bâtınla Birleştiren Hikmetli Yol: Ehl-i Sünnet Tefsiri

Mesela:

> “Karanlık gece, yabanî hayvanlar, rüzgâr…” gibi âyetleri, hem hakiki manalarıyla hem de kalp, ruh, nefis boyutuyla açıklanır. Bu, bâtını inkâr etmeden, bâtıla düşmeden yürümektir.

SONUÇ: Gönlün Gözlüğüyle Kur’ân’a Bakmak

Bâtınî tefsir, bir marifet yoludur; ama haritasız gidilirse uçuruma dönüşebilir. Zahir, beden gibidir; bâtın, ruh. Birlikte var olunca insan tamam olur.

Unutulmamalıdır ki:

> “Kur’ân denizdir, yüzeyinde balık avlayan da olur, derininde inci çıkaran da. Ama inci ararken boğulmamak, rehberle mümkündür.”

Loading

No ResponsesMayıs 6th, 2025