ATEŞLE OYNAYANLAR: ZULMÜN AKIBETİ VE İLAHÎ ADALET

ATEŞLE OYNAYANLAR: ZULMÜN AKIBETİ VE İLAHÎ ADALET

Tarih boyunca zulümle abat olmuş hiçbir millet görülmemiştir. Gücü ve hileyi kendisine dayanak edinen nice topluluklar, adaletin terazisinde er geç tartılmış, hak ettikleri karşılığı bulmuşlardır. Günümüzde ise benzer bir kibir ve zorbalıkla sahnede olanlardan biri de İsrail’dir. Ateşle oynayan bir millet gibi, kin ve nefretin hararetinde büyüyen bir zulüm makinesine dönüşmüş durumda. Ne var ki, unuttukları şey şudur: Ateşle oynayan sonunda o ateşte yanar. Hem dünyada hem de ebedi âlemde.

“O gün Cehenneme, ‘Doldun mu?’ deriz. O da, ‘Daha yok mu?’ der.” (Kaf, 30)

Bu ayet bize cehennemin sadece bir mekân değil, aynı zamanda ilâhî adaletin bir tecellisi olduğunu gösterir. Bugün zalimler, mazlumların ahını duymamakta direnseler de, o ahlar semaya yükselmekte ve karşılıksız kalmamaktadır. Zulümle yükseldiğini sananlar, aslında kendi cehennemlerine tuğla dizmektedir.

Zulümle Kurulan Her Sistem Yıkılmaya Mahkûmdur

İsrail, sivil halkı hedef alarak, çocukları, kadınları katlederek, mukaddes değerlere saldırarak bir gelecek inşa edebileceğini zannediyor. Oysa bu, karanlık bir inkârla, ateşle duvar örmektir. Ve tarih şahittir ki; Nemrut’un ateşi, kendi azabının sebebi olmuştur. Firavun’un sarayı, suda boğuluşunun başlangıcı olmuştur. Karun’un hazineleri, onu yerin dibine çeken ağırlık olmuştur. İsrail’in zulmü de, onun sonunu hazırlayan bir vesika olmaktadır.

“Onlar tuzak kurdular, Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.”
وَمَكَرُوا وَمَكَرَ اللّٰهُۜ وَاللّٰهُ خَيْرُ الْمَاكِر۪ينَ۟
(Âl-i İmrân, 54)

İsrail ve benzeri zalim yapılar, nice planlarla zulmü sürdürmeye çalışsa da, unuttukları şey; Allah’ın her şeyin üstünde bir plan kurucu olduğudur. Bu plan, adaletin, hikmetin ve sabrın bir eseridir. Zalimler kendilerini güçlü zannettikleri anlarda bile, aslında kader ipinin en zayıf halkasında sallanmakta, ilâhî hesap gününe doğru sürüklenmektedirler.

Mazlumun Ahı Arşa Çıkar

Zulme uğrayan her mazlumun duası, arşa doğru yükselir. Belki görünürde bir sessizlik vardır; ama bu sessizlik, ilâhî adaletin sabrıdır. Zira Allah, zalimi hemen cezalandırmaz. Ona mühlet verir. Ta ki yaptıkları ortaya çıksın, tövbe kapısı kapanmasın. Ancak bu mühlet, ebedî bir serbestiyet değildir. Zamanı geldiğinde hesabı çok çetin olur.

Hakikatin Sahibi Mazlumdur

Bugün mazlumlar ağlarken, İsrail’in güldüğünü görebiliriz. Ancak bu gülüş, Firavun’un boğulmadan önceki son kahkahası gibidir. Mazlumun arkasında bir dua ordusu vardır. Ve o dua ordusu, görünmeyen bir sabır seliyle zulmün surlarını yıkacaktır.

Son Söz

Ey zulme göz yumanlar! Ey haksızlığı meşrulaştıranlar! Bilin ki ateşin şiddetiyle oynuyorsunuz. O ateş sizi de içine çekmeden önce, hakka dönün. Vicdanlarınızı uyandırın. Zira zulmün cezası, sadece zalime değildir. Sessiz kalanlara da dokunur.

Ve ey mazlumlar! Sabredin. Dua edin. Çünkü Allah’ın vadettiği zafer yakındır.
“Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 153)

 

 

Loading

No ResponsesMayıs 2nd, 2025