GEÇMİŞİN UTANCI – UTANÇ TABLOSU
GEÇMİŞİN UTANCI – UTANÇ TABLOSU
SAKLI KALANLAR – SAKLANANLAR
Ashabı Kehf misal, 40 Uyurlar Kitabı Kıssası
Daha Nice Uyanmayan Uyurlar Var.
“Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde eski bir kerpiç evin duvarında yamalı bohça içerisinde kırk kitap bulundu. Kitapların Ashabı Kehf Medresesi’nde görev yapan İstiklal Savaşı madalyasına sahip Mehmet İmamoğlu’na ait olduğunu ifade eden Asitane Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hasibe Nurhayat Turan, “Medreselerin kapatılmasıyla birlikte hoca bu kitapları gizlemiş, ailesine bile haber vermemiş. Evin yıkımı sırasında ortaya çıkan bu eserler, zamanın, toprağın ve sessizliğin içinde korunarak günümüze ulaşmış oldu” diyor.
( https://www.yenisafak.com/hayat/yamali-bohcadan-cikan-kirk-kitabin-hikayesi-4700172 )
Bu haberi okuyunca asrın tüm karanlık yüzü gözümün önünden sinema şeridi gibi geçti.
Daha bu neyki dedim. Devede kulak bile değil.
**********
GEÇMİŞİN UTANCI – SAKLANANLAR VE SAKLI KALANLAR
Bir kerpiç evin duvarında, sessizliğe emanet edilmiş kırk kitap…
Yamalı bir bohça içinde saklanan, toprağın sabrıyla bugüne kadar korunan kelimeler…
Ve o kelimeler, bir asrın karanlık utancını fısıldıyor şimdi bize.
Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde ortaya çıkan bu hazin tablo, sadece eski kitapların bulunması değildir.
Bu, zamanın vicdanımıza tuttuğu bir aynadır.
Ashab-ı Kehf misali kırk uyuyan gibi;
Bu kitaplar, susturulan, gömülen, unutturulmak istenen bir çağın sessiz şahididir.
Medreselerin kapatıldığı, ilmin susturulduğu, inancın kovalandığı o kara dönemlerin, evlerde ve yüreklerde nasıl saklandığının belgesidir.
Saklanmak Zorunda Kalan Hakikat
Mehmet İmamoğlu gibi bir istiklal madalyalısı, ilmi ve irfanı korumak için kitaplarını duvarların ardına gizlemek zorunda kalmış.
Kime karşı?
Kendi halkına mı?
Kendi devletine mi?
Kendi geçmişine mi?
Bu bir utançtır:
Kılıçla alınan vatanın, kalemle çalınan ruhudur.
Bütün bir milletin ilim mirası, korkuyla ve utançla bohçalanıp kerpiçlerin içine gizlenmiştir.
Bunun adı hıyanettir.
Bunun adı zulümdür.
Bunun adı hafızasız bırakılan bir neslin feryadıdır.
Devede Kulak Bile Değil
Bugün bulduğumuz kırk kitap, bir işaret taşıdır sadece.
Toprağın altında, hafızaların dibinde daha nice saklı hazineler var.
Nice unutulmuş medrese, nice yakılmış kütüphane, nice susturulmuş âlim…
Bu yaşadıklarımız, devede kulak bile değildir.
Bugün gördüğümüz tablo, buzdağının sadece su üstünde kalan kısmıdır.
Asıl kaybolanlar, isimleri anılmayan hocalar, kitapları yanan medreseler, ilminden mahrum kalınan nesillerdir.
Bir Asırdır Uyanmayan Uyuyanlar
Ashab-ı Kehf gibi gizlenenler vardı, evet…
Ama hâlâ uyanmayan “Ashab-ı gaflet” de var.
Uyanmayanlar, unutulmuş değerleri hâlâ aramayanlar, medrese duvarlarındaki sessizliğe hâlâ sessiz kalanlar…
Her bir kayıp kitap, bir kayıp hafızadır.
Her bir unutulan âlim, bir yetim kalan akıldır.
Ve biz, o sessiz duvarların önünde şimdi kendi vicdanımızla yüzleşiyoruz:
Biz neyi kaybettik?
Ve neyi aramıyoruz?
Zamanın Sonunda
O kerpiç evin içinde kırk kitap beklemiş.
Belki bir asır…
Toprak susmuş, zaman sabretmiş.
Ama hakikat susmamış.
Hakikat, günün birinde bir duvarı çatlatır, bir bohçayı açar, bir karanlığı yarar.
Tıpkı şimdi olduğu gibi.
Ve şimdi bize düşen:
Topraktan çıkan bu sessiz çağrının önünde diz çöküp, kaybettiklerimizin hesabını sormaktır.
Geçmişi değil;
İhmalimizi, gafletimizi, korkaklığımızı utançla anmak için…
********
Saklı Kitapların Sessiz Çığlığı
Toprağın Altındaki Hafıza
Kırk Kitap ve Bir Asrın Ayıbı
Gizlenen Hakikatler, Unutulan Değerler
Medrese Duvarlarının Arasından Gelen Feryat
Zamanın Kırdığı Sessizlik
Kaybolan İlim, Susan Nesil
Ashab-ı Kehf’in Kitapları: Uyanmayanların Hikâyesi
Bir Duvarın Ardında Yatan Tarih
Toprak Bile İhaneti Unutmadı
*********
Bir kerpiç duvar, bir asrı fısıldıyor…
Saklanan kitaplar, kaybolan nesiller…
Toprak sabreder, hakikat asla susmaz.
İlimi gizledik, karanlık büyüdü.
Kırk kitap, kırk asırlık utanç.
Ashab-ı Kehf gibi uyuduk; ama uyanmadık.
Bir kitap kaybolur, bir asır yetim kalır.
Duvarların dili olsa da anlatsa…
Saklananlar değil, saklayanlar utansın.
Zaman her sırrı açar; ya biz hazır mıyız?
******
Afiş / Sosyal Medya Paylaşım Tasarımı
Başlık:
“Saklı Kitapların Sessiz Çığlığı”
Görsel Teması:
Eski bir kerpiç duvar çatlağından sızan ışık huzmesi
Bir bohçanın içinden yarı görünür eski, tozlu kitaplar
Hafif silik bir şekilde arka planda: “Ashab-ı Kehf” mağara sahnesi gibi uyuyan bir grup siluet
Ana Metin:
> Bir kerpiç duvar yıkıldı.
Saklanan kitaplar dile geldi.
Biz hangi duvarın ardında kaybolduk?
Alt Metin (daha küçük puntolarla):
> Kırk kitap, kırk yıl değil; bir asırlık utanç sakladı.
Saklayanlar, susturanlar, uyutanlar…
Fakat hakikat, toprağın sessizliğini bile deldi.
Slogan:
> “Toprak sabreder, hakikat asla susmaz.”