DÜNYA FABRİKASININ MAKİNALARININ DİŞLİLERİ BOZULMUŞ: BOZUK VE DEFOLU ÜRÜN ÜRETİYOR
DÜNYA FABRİKASININ MAKİNALARININ DİŞLİLERİ BOZULMUŞ: BOZUK VE DEFOLU ÜRÜN ÜRETİYOR
Dünya, insanı yetiştiren büyük bir fabrika gibidir. Toplumlar bu fabrikanın bölümleri, aileler üretim hatları, eğitim sistemleri ise kalibrasyon merkezleridir. İnsan bu fabrikanın en kıymetli ürünüdür; ham olarak gelir, şekillendirilir, eğitilir, olgunlaştırılır. Ama bugün, bu dünya fabrikasında ciddi bir arıza var. Makinaların dişlileri bozulmuş; artık düzgün insan değil, bozuk ve defolu nesiller üretiliyor.
Bir zamanlar bu fabrika, ahlakla işliyordu. Takva, sabır, şükür, kanaat gibi değerler bu makinanın yağlarıydı. Fıtratla uyum içinde çalışan sistem, insana hakikati, sorumluluğu, merhameti öğretiyordu. Fakat şimdi bu değerler atıl duruma düşmüş, yerlerine yapay, geçici ve plastik prensipler gelmiştir: Ego, gösteriş, çıkarcılık, hazcılık…
Dişli bozulunca çark dönmez. Çark dönmeyince üretim durmaz belki, ama üretim kalitesizleşir. Bugün insanlık dış görünüşe odaklı, iç boş, yönsüz ve değersiz bireyler üretmektedir. Eğitimi olan ama hikmeti olmayan, bilgisi çok ama feraseti olmayan, gücü çok ama merhameti olmayan insanlar…
Bakınız etrafa: Sevgi mekanikleşmiş, dostluk menfaat üzerine kurulmuş. Anne-baba evlat ilişkileri çözülmüş, öğretmen-öğrenci bağları kopmuş. Eskiden bir insan yetiştirmek yirmi yıl emek isterdi, şimdi ekranların önünde üç ayda bir nesil “formatlanıyor.” İdealler değil, influencer’lar yön veriyor.
Çünkü makinanın merkezi yazılımı değiştirildi. Bu yazılım artık insanı insan yapmak için değil, insanı nesneleştirmek, tüketiciye çevirmek ve kalabalıklar içinde yalnızlaştırmak için çalışıyor. Kalite kontrol sistemi iptal edildi. Eskiden toplumun vicdanı olan dinî ve ahlaki ölçüler üretimi denetlerdi. Artık neyin doğru, neyin yanlış olduğu algoritmalara göre belirleniyor.
Bu arızalı sistem, sürekli bozuk ürünler veriyor: Vicdansız yöneticiler, merhametsiz zenginler, amaçsız gençler, duyarsız ebeveynler… Ve sonra herkes şikâyet ediyor: “Neden bu kadar adaletsizlik, huzursuzluk, ahlaksızlık var?” Cevap açık: Fabrikanın dişlisi bozuk, üretim de bozuk olur.
Ama her fabrikanın bir ustası vardır. Her sistemin bir sıfırlama tuşu… Bu fabrikanın ustası, Rabbü’l-Âlemîn’dir. Bu düzenin asıl ayarları Kur’an’da, sünnette, hikmetli alimlerin sözlerinde mevcuttur. Geri dönmek mümkündür. Çarkların eski ayarlarına dönmesi, ancak değerlerin aslına rücu etmesiyle olur.
Öyleyse önce yağlayalım o paslı dişlileri: Tevbe ile, dua ile, ihlas ile… Sonra yeniden kuralım ölçüleri: Hakkaniyet, adalet, sabır ve güzel ahlak ile… O zaman bu dünya fabrikası tekrar insan gibi insanları, hakikatle barışık nesilleri, gönül ehli toplulukları üretmeye başlar.
Çünkü fabrika bozuksa ürün değil, sistem sorgulanmalıdır. Ve unutulmamalıdır ki, en büyük ıslahat, bireyin kendi nefsini onarmasıyla başlar.