DÜN ABD’Yİ YAKAN İLÂHÎ ATEŞ, BUGÜN İSRAİL’İ YAKIYOR: ADI YANGIN

DÜN ABD’Yİ YAKAN İLÂHÎ ATEŞ, BUGÜN İSRAİL’İ YAKIYOR: ADI YANGIN

Tarih sadece satırlarda değil, satır aralarında da yazılır. Ve bazen kader, insanlığın anlayamadığı bir dille konuşur: Ateşle, suyla, zelzeleyle, fırtınayla… Tıpkı bugün İsrail’de olduğu gibi. Tıpkı dün Amerika’da olduğu gibi.

Bir zamanlar Amerika, “dünya jandarması” rolüyle mazlum coğrafyalara bomba yağdırırken; kendi içinde yangınlara boğulmuştu. Kaliforniya ormanları her yıl alevlere teslim oluyor, kasırgalar kıtayı kasıp kavuruyordu. Ama insanlar hâlâ “iklim krizi” demekten öteye geçemiyordu. Oysa bu bir iklim değil, zulüm kriziydi.

Bugün İsrail benzer bir manzara ile karşı karşıya. Yangınlar şehirleri sarıyor, alevler durdurulamıyor. Fakat sorulması gereken asıl soru şu: Gerçekten yanan ne? Ağaçlar mı? Yoksa vicdanlar mı? Ve bu yangını başlatan rüzgâr mıydı, yoksa mazlumun gözyaşı mı?

Kur’an der ki: “Zulüm, karanlıklardır.” Bu karanlık öyle bir karanlıktır ki, sadece zalimi değil; etrafındakileri de yakar. Bugün ateşin sardığı İsrail, yıllardır Gazze’yi ateşe veren, bebeklerin üzerine bombalar yağdıran, duaları kanla susturan bir yapının temsilcisi olarak bu hakikatin içinden geçiyor.

Tarih Boyunca Zulmün Sonu

Firavun’un karşısında Nil taşmıştı. Nemrut’un sarayına sinek girmişti. Karun’un altınlarıyla birlikte yerin dibine gömülmesi gibi, ABD’nin teknolojisi, İsrail’in demir kubbesi de mazlumun ahına karşı çaresiz kalıyor. Çünkü mazlumun silahı dua, zalimin zırhını deler.

Unutulmasın: Roma’yı yıkan şey barbarlar değil, içerideki zulüm ve kibrin çürüttüğü ahlaktı. Osmanlı’yı yıpratan şey, sadece dış baskılar değil, adaletten sapma idi. Ve bugün aynı kader döngüsü, İsrail’in ve Amerika’nın kapısını çalıyor.

Yangınlar Bir Tesadüf mü?

Yangınlar sadece coğrafî değil, manevî yangınların maddî yansımasıdır. Yeryüzünde işlenen zulümler, gökyüzünde birikir. Ve kader, bir gün yağmur değil, ateş gönderir. Bu yüzden bu yangınların sadece itfaiyeyle söndürülememesi, aslında derin bir işaret taşır: Yangın dışarıda değil, içeride.

Ey İnsanlık!

Bugün alevleri izleyip sevinmek değil, ibret almak zamanıdır. Çünkü bu ilâhî ateş sadece zalimi değil, seyredeni de uyarmaktadır. Her mazlum çocuğun gözyaşı birer kıvılcımdır. Her görmezden gelinen zulüm, birer barut fıçısıdır.

Son Söz:

Dün Amerika yanıyordu, bugün İsrail… Sırada kim var? Bu, ülkelerin değil, kalplerin durumuna bağlı. Zulmün tarafında olan değil, sustukça tarafsız kalanı da sarar bu ateş. Çünkü susan dilsiz şeytandır. Ve şeytanlar, cehennem ateşinden önce dünyada yanmaya başlarlar.

Ateşi durdurmak istiyorsan, adaleti hatırla. Mazlumun duası gibi güçlü bir yangın türevi yoktur.

 

 

Loading

No ResponsesMayıs 1st, 2025