Kaldıracak Kimse Yok: Sadece O

Kaldıracak Kimse Yok: Sadece O

“لَيْسَ لَهَا مِنْ دُونِ اللَّهِ كَاشِفَةٌ”
(Leyse lehâ min dûnillâhi kâşifeh) — “Onu Allah’tan başka açacak
(giderecek)yoktur.” (Necm, 58:

Ey insan!
Sana bir haber verelim ki, kulakların işitsin, gönlün titresin:

Öyle bir sıkıntı, öyle bir bela, öyle bir felaket vardır ki,
onu kaldıracak tek bir kudret vardır: Allah!
Ne baban, ne malın, ne dostların, ne de iktidar sahipleri…
Hiçbiri, O dilemedikçe, başına geleni def edemez.
Ve O dilemedikçe, sana rahmeti yetiştiremez.

“Yaklaşmakta olan (Kıyamet iyice) yaklaştı.” (Necm, 57)

Kıyamet yaklaşmış, hakikat adım adım seni bulmuşken,
ey insan, hâlâ mı sırtını dönersin?
Hâlâ mı gücüne, rütbene, şöhretine, servetine güvenirsin?

Bil ki,
Öyle bir gün gelir ki;
ellerin boş kalır,
diller susar,
gözler donakalır.
O gün, hiçbir dost dostuna yardım edemez.
Hiçbir güç siper olamaz.

“Onların Allah’tan başka kendilerine yardım edecek dostları da yoktur.” (Şûrâ, 46)

Dünya senin olsa,
tek bir sancını dindirmeye yetmez.
Dünya emrine amade olsa,
tek bir kader hükmünü geri çeviremez.

Ey dertli insan,
ey gamlı gönül!
Başını hangi kapıya yaslarsan yasla,
eğer Allah’ın kapısına varmamışsan,
gözyaşların boşadır.

Çünkü:

“Ve İn yemseske’llâhu bi durrin fe lâ kâşife lehu illâ hû.”
“Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, O’ndan başka onu giderecek yoktur.” (En’âm, 17)

Ne doktorlar, ne de servetler,
ne teknolojiler, ne de sözde kahramanlar…
Hiçbiri ilahi bir hükmün önünde bir adım atamaz.

Çünkü:

“Ve in yuridke bi hayrin felâ râdde li fadlih.”
“Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun fazlını geri çevirecek de yoktur.” (Yûnus, 107)

Ey kalbi titreyen insan,
gel teslim ol!
Sana hayrı da şerri de tattıran O’dur.
O’ndan başka bir kimsede merhamet yok, kuvvet yok, şifa yok.

Öyleyse niye başkalarından medet umarsın?
Neden insanlara kulluk edercesine boyun eğersin?
Niçin Rabbinin kudretini unutursun?

İşte sana yol:
Secdeye kapan!
Kalbini temizle!
Ve sadece Allah’a yönel!
Zira başka kapı yok, başka kurtuluş yok, başka sığınak yok!

“Leyse lehâ min dûnillâhi kâşifeh.”

Ey yolcu!
Başını kaldır ve düşün:
Felaketten kurtulmanın, sıkıntıyı def etmenin,
ve gerçek huzura ermenin yolu yalnız O’na yönelmektir.

Ve unutma:
Kapılar kapanır.
Dostlar terk eder.
Güçler erir.
Ama O hep çağırır:
“Bana dönün!”

Öyleyse geç olmadan,
bu son çağrıyı duy!

Sana derin bir soru:
Sıkıntın varsa, dermanı kimden bekliyorsun?

Loading

No ResponsesNisan 29th, 2025