GİDİŞ NEREYE ?

GİDİŞ NEREYE ?

“Fe-eyne teżhebûn(e)”
“Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz?” Tekvir. 26.
“Peki ey kâfirler! Kur’an’ı inkâr ettikten sonra nereye gidecek, hangi yolu tutacaksınız?”
Peki Ey gafil insan,
Dalalette olan insan,
Gaflette olan insan,
Dünya perest insan,
Yaşlı, genç, kadın, tüccar, eğitici, din adamı, Vs. GİDİŞ NEREYE, NEREYE gidiyorsunuz? Gittiğiniz yeri biliyor musunuz? Ve hakeza

*********

Gidiş Nereye?

“Fe-eyne tezhabûn?”
“Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz?” (Tekvîr, 26)

Ey insan!
Nereye gidiyorsun?
Adım adım, soluk soluk, an be an bir yola revan olmuşsun…
Fakat bu yolun sonu nereye varacak, düşündün mü hiç?

Dünyanın aldatıcı parıltılarına, şöhretin seraplarına, servetin geçici saltanatına mı?
Yoksa hiç bitmeyecekmiş gibi yaşadığın şu hayatın son durağına mı?
Kabir kapısına mı, yoksa hesap meydanına mı?..

Ey gafletle sarhoş olmuş insan!
Sabah akşam çalışıp çabalarken, biriktirirken, tüketirken, eğlenirken, yaşlanırken…
Nereye sürükleniyorsun?

Ey dünya perest,
Topladığın mallarla mezara mı gireceksin?
Bastığın toprak altında mı sergileyeceksin servetini?
Yoksa kefenin cebine mi koyacaksın altınlarını?

Ey gençlik sevdasına kapılan!
Ömrünün baharında güç ve güzelliğinle gururlanırken,
Hiç düşündün mü; vakit hızla akarken bedenin yavaşça çökecek,
Bir gün o bahar mevsimi hazan yapraklarına dönecek…
Sonra? Gidiş nereye?

Ey yaşlılık kervanına katılan!
Bembeyaz saçlarının, titrek ellerinin ve kısalan nefeslerinin sana neyi haber verdiğini anladın mı?
Bir yolcunun varacağı son menzili düşünmez mi hiç?

Ey tüccar!
Kârını zararla mı değiştirdin?
Az bir menfaat uğruna ebedi sermayeni kaybetmek ne hazindir…

Ey eğitici!
Öğrettiklerin seni kurtaracak mı?
Sözlerin ameline şahitlik edecek mi?

Ey din adamı!
Kürsülerde güzel konuşmalar yaparken, gönlünde neyi saklıyorsun?
Sözünle işin bir mi?
Yoksa insanlara ışık olup kendin karanlıkta kalanlardan mısın?

Gidiş nereye?..

İnsan!
Sen bir sefere çıkmış yolcusun.
Bu sefer, ne geri dönüşü olan bir seyahat, ne de ertelenebilir bir yolculuktur.
Her adımın, seni ya bir ebedî saadete, ya da bir sonsuz hüsrana yaklaştırıyor.

Peki, yolda mısın?
Yoksa yolda mı kayboldun?..

Kime yöneliyorsun?
Kimi arkanda bırakıyorsun?
Ne için yaşıyor, ne için ölüme yürüyor, ne için son nefesini vereceksin?

Unutma, ey insan!
Sana verilen her an bir sermaye, her nefes bir emanettir.
Ve bu hayat, bir sabah rüzgârı gibi geçip gidecek.

Öyleyse, bugünden tefekkür et:
Hangi yolda yürüyorsun?
Kimin izindesin?
Hangi sona hazırlanıyorsun?

Gidiş nereye?

Kur’an soruyor.
Vicdan soruyor.
Kalbin soruyor.

Cevabın var mı?..

Loading

No ResponsesNisan 29th, 2025