Fıtratın Sesi: Hakkı Arayan Ruhun Hikayesi

Fıtratın Sesi: Hakkı Arayan Ruhun Hikayesi

Fıtrat fıtri olmayanı reddeder atar.
Fıtrat yalan söylemez.
Esas olan fıtri olandır.

İnsan, yaratılışı gereği hakikate yönelir. Her çocuk, tertemiz bir fıtrat üzere dünyaya gelir; batılı tanımaz, yalanı bilmez, kötülüğü işlemez.
Kur’an-ı Kerim, bu hakikati şöyle dile getirir:

> “Öyle ise hakka yönelmiş olarak yüzünü dosdoğru dine, Allah’ın insanları onun üzerine yarattığı fıtrata doğrult. Allah’ın yaratmasında bir değişiklik yoktur. İşte doğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.”
(Rûm Sûresi, 30/30)

Fıtrat, Allah’ın insana yerleştirdiği değişmeyen kodlardır: Adalet sevgisi, merhamet arzusu, doğruya meyil, hakikate iştiyaktır.
Ve bu fıtrat, bâtılı asla içine sindiremez.
Zulüm görünce isyan eder.
Yalan işitince ruhu daralır.
İhaneti gördüğünde kalbi burkulur.

Çünkü fıtrat yalanı tanımaz.
Çünkü esas olan fıtrî olandır.
Ve fıtrat, fıtri olmayanı önce reddeder, sonra atar.

Nitekim başka ayetlerde de fıtratın bu sesi işaret edilmiştir:

> “Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler verdiğini biliriz. Biz ona şah damarından daha yakınız.”
(Kâf Sûresi, 50/16)

İnsan bazen dünyalık arzuların peşine düştüğünde, bu saf fıtratı perdeler.
Ama derinlerde bir yerde, sesi kısılsa da fıtrat fısıldamaya devam eder:
“Bu yol yanlış!”
“Bu söz yalan!”
“Bu eylem haksızlık!”

İşte o zaman, ya insan tövbe ederek aslına rücu eder ya da bu sesi susturmak için kalbini karartır.

Bu sır, başka bir ayette şöyle bildirilir:

> “Hayır! (Onların söyledikleri doğru değildir.) Bilakis onların kazandıkları günahlar kalplerini karartmıştır.”
(Mutaffifîn Sûresi, 83/14)

Kalp, ya fıtratıyla ahenk içinde parlar, ya da onu bastırdıkça katılaşır, taşlaşır.

Fıtratı örtenler, kendi elleriyle kendilerini hüsrana sürüklerler.
Çünkü fıtrat, güneş gibidir; üstünü ne kadar örtersen ört, bir gün mutlaka ışığını bir yerden sızdırır.

Ve her insan, fıtratın bu iç sesiyle bir gün yüzleşecektir:

> “O gün, biz onların ağızlarını mühürleriz, elleri bize konuşur, ayakları işledikleri şeylere şahitlik eder.”
(Yâsîn Sûresi, 36/65)

Hikmetli bir ders şudur:
İnsan kendi içindeki hakikate ne kadar sadık kalırsa, Rabbiyle o kadar yakınlaşır.
Fıtratına ihanet eden ise, kendi cehennemini kendi elleriyle hazırlar.

Son söz:
Fıtrat, insanın öz yurdudur.
Yoldan çıkanlar için fıtrat, daima susmayan bir çağrıdır:
“Gel! Aslına dön!”

 

 

Loading

No ResponsesNisan 29th, 2025