DÜNYA KAPANIŞA DOĞRU GİDERKEN…
DÜNYA KAPANIŞA DOĞRU GİDERKEN…
İnsanoğlu için bu dünya, bir imtihan salonu, bir misafirhane ve bir tarla mesabesindedir. Kur’ân-ı Kerim, dünyanın fânî yüzünü ve bu hayatın geçici olduğunu sık sık hatırlatır. Her gelen misafir gibi dünya da bir sona yaklaşmakta, büyük bir kapanışa doğru ilerlemektedir.
Dünya Bir Pazar, Akşam Yaklaşmakta
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:
> “Dünya bir pazar yeridir; kimisi kazançla, kimisi hüsranla ayrılır.”
(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 7/305)
Bu pazarın kapanış vakti yaklaştıkça, insanlık büyük bir şaşkınlık ve dehşet içinde kalmaktadır. Her gün şahit olduğumuz savaşlar, ahlâkî çöküntüler, adaletin yitirilmesi, merhametin kaybolması ve dünyanın adeta bir ateş topuna dönmesi, yaklaşan büyük kapanışın işaretleri gibidir.
Kur’ân’ın Haber Verdiği Son
Kur’ân-ı Kerim kıyametin kopuşunu şöyle tasvir eder:
> “İnsanlar, dünya hayatının geçici bir eğlence ve oyun olduğunu bilmezler mi? Ahiret yurdu ise işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!”
(Ankebût, 29/64)
> “Sûr’a üfürüldüğünde Allah’ın diledikleri dışında göklerde ve yerde kim varsa hepsi düşüp bayılacaktır. Sonra ona bir daha üfürülecek, işte o zaman hepsi ayağa kalkıp bakacaklardır.”
(Zümer, 39/68)
Kıyametin yaklaşması, sadece maddî felaketlerin çoğalmasıyla değil, manevî değerlerin çökmesiyle de kendini gösterir. Hadislerde bildirildiğine göre, kıyamet alametleri arasında ilmin ortadan kalkması, cehaletin artması, zinanın yayılması, yalancıların muteber olması ve güvenin kaybolması vardır. (Buhârî, İlim, 35)
Dünya Neden Kapanıyor?
İslâmî bakış açısına göre dünya, ebedî kalınacak bir yurt değil; asıl vatan olan âhirete geçiş sahnesidir. Dünya hayatının son bulmasının temel hikmetlerinden bazıları şunlardır:
Adaletin tam tahakkuku için: Gerçek adalet, dünya şartlarında tam tecelli edemez. Herkesin gerçek mükâfat ve cezalarını alacağı yer âhirettir.
Ebedî saadetin başlaması için: Dünya, nimetlerin hakiki mahiyetlerini göstermez. Cennet ve cehennem ise hakiki adalet ve lütfun tam tecelli edeceği mekânlardır.
İlâhî vaadin gerçekleşmesi için: Allah, peygamberleri vasıtasıyla dünyanın geçici olduğunu ve sonsuz bir hayatın var olacağını haber vermiştir. Bu, mutlak bir gerçektir.
Dünya Kapanırken Müminin Tavrı
Mümin, dünyanın kapanışına doğru giderken korkuya kapılmaz; bilakis ümit ve korku dengesi içinde yaşar. Çünkü bilir ki, bu kapanış, asıl hayatın kapısının açılmasıdır.
Kur’ân şöyle buyurur:
> “Kim Allah’a kavuşmayı umuyorsa, bilsin ki Allah’ın tayin ettiği vakit mutlaka gelecektir.”
(Ankebût, 29/5)
Bu yüzden mümin;
İmanını korur ve takvayı esas alır,
Salih amellerle azığını artırır,
Günahlardan arınmak için sürekli tevbe eder,
Dünya sevgisini kalbinden çıkarıp âhiret yurduna yönelir.
Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
> “Dünyada bir garip veya bir yolcu gibi ol.”
(Buhârî, Rikâk, 3)
Hikmetli Bir İbret
Bediüzzaman Said Nursî, dünyanın gerçek yüzünü şöyle özetler:
> “Dünya bir misafirhanedir. İnsan ise onda az duracaktır ve vazifesi çok bir misafirdir ve kısa bir ömürde hayat-ı ebediyeye lazım olan levazımatı tedarik etmekle mükelleftir.”
Öyleyse akıllı insan, dünya kapanışa yaklaşırken dünyanın fânî lezzetlerine aldanmaz; kalbini, gözünü ve ümidini baki âleme yöneltir.
Son Söz
Dünya, ilâhî bir irade ile yaratıldı ve yine O’nun emriyle kapanacaktır. Akıl sahibi olanlar için bu büyük yolculuğun işaretlerini görmek, hazırlık yapmak ve ebedî saadete namzet olmak en büyük vazifedir.
Allah Teâlâ bizleri, kapanışa doğru ilerleyen bu dünyada gaflete düşmeden, hazırlıklı kullarından eylesin.
> “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes yarın için ne hazırladığına baksın. Allah’tan sakının; çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”
(Haşr, 59/18)
Dua ve Kapanış
Ey Âlemlerin Rabbi olan Allah’ım!
Bu fâni dünyanın kapanışına yaklaşırken, kalplerimizi senin zikrinle dirilt, imanımızı kavi eyle, amellerimizi sâlih kıl. Bizi gaflet uykusundan uyandır, âhiret yolculuğuna hazırlıklı olan kullarından eyle.
Bize dünya sevgisini kalbimize yerleştirmeden, âhiret sevgisini ruhumuza nakşet. Ayaklarımızı dosdoğru yolda sabit kıl, bizi Sırat-ı Müstakîm üzerinde yürüyenlerden eyle.
Kıyametin dehşetli hallerinden bizi muhafaza buyur. Âhirette yüzümüzü ak, defterimizi sağdan verilenlerden kıl. Sonsuz saadet yurdu olan cennetinde Habibin Muhammed Mustafa (s.a.v.) ile bizleri buluştur.
Amin.
Elhamdülillahi Rabbil âlemîn.
@@@@@
Dua ve Kapanış
Ey Âlemlerin Rabbi olan Allah’ım!
Bu fâni dünyanın kapanışına yaklaşırken, kalplerimizi Senin zikrinle dirilt, imanımızı kuvvetlendir, amellerimizi salih kıl. Bizi gaflet uykusundan uyandır, âhiret yolculuğuna hazırlıklı olan kullarından eyle.
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes yarın için ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”
(Haşr Suresi, 59/18)
Ya Rabbi!
Kalbimize dünya sevgisini hakim kılma, âhireti unutturacak işlere meyil verdirme. Ayaklarımızı dosdoğru yolda sabit tut. Bizi Sırat-ı Müstakîm üzerinde daim eyle. Bizi, “Rabbimiz Allah’tır” deyip de dosdoğru yaşayan kullarından eyle. (Fussilet Suresi, 41/30)
Ya Rabbi!
Kıyametin o dehşetli gününde bizi mahçup etme. Kitabımızı sağdan verilenlerden, mizanda sevapları ağır gelenlerden kıl. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in livâü’l-hamd sancağı altında bizleri haşret.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu ki:
“Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Âciz kişi ise nefsini heva ve hevesine uyduran ve Allah’tan boş temennilerde bulunandır.”
(Tirmizî, Kıyamet 25)
Allah’ım!
Dünyanın kapanışına doğru yürürken, bizi hakikatle yaşayanlardan, imtihanı kazananlardan, sonsuz saadet yurduna kavuşanlardan eyle. Şu duayı gönülden tekrar ediyoruz:
رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
“Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, âhirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru!”
(Bakara Suresi, 2/201)
Amin.
Elhamdülillahi Rabbil âlemîn.
@@@@@@
Dünya Kapanışa Doğru Giderken: Hakikatin Daveti
Giriş Cümlesi:
İçinde bulunduğumuz dünya, görünürde geniş ve cazibeli olsa da, hakikatte faniliğin, değişimin ve büyük bir kapanışa hazırlığın sahnesidir. Kur’an’ın bildirdiği üzere bu hayat, bir imtihan yeridir; her adımda sonsuz bir hayata doğru yaklaşmaktayız. Akıl ve kalp sahipleri için bu kapanışın sesleri, basiret ve ibretle okunmalıdır.
@@@@@@
1. Dünya Hayatının Fâniliği
Kur’an-ı Kerim, dünya hayatını bir oyun ve eğlenceye benzeterek insanı asıl hayat olan âhirete yönlendirmektedir:
“Biliniz ki dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs ve kendi aranızda övünme ve mal ile evlat çoğaltma yarışından ibarettir.”
(Hadid Suresi, 57/20)
İnsan, bu geçici dünyanın çekiciliğine kapılmadan, hakiki yurduna hazırlık yapmalıdır.
2. Ahiret Bilinci ile Yaşamak
Her nefes, insanı ebedî hayatına bir adım daha yaklaştırmaktadır. Ahiret bilinciyle yaşamak, her işte Allah’ın rızasını gözetmek, her adımda ebedi saadeti hedeflemektir. Nitekim Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Akıllı kişi, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışan kimsedir.”
(Tirmizî, Kıyamet 25)
3. Kapanışa Doğru İnsanın Sorumluluğu
Dünya kapanışa doğru ilerlerken, her insan kendisine verilen ömür sermayesinin hesabını verecektir. Sorumluluk bilinciyle yaşamak; emaneti hakkıyla taşıyıp, hayra çağırıp şerden sakındırmakla mümkündür:
“Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten sakındırırsınız ve Allah’a inanırsınız.”
(Âl-i İmrân Suresi, 3/110)
4. Son Nefese Kadar Umut ve Dua
İnsanoğlu, son nefesine kadar tövbe kapısının açık olduğunu bilmeli, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeden yaşamalıdır. Kur’an şöyle buyurur:
“De ki: Ey kendilerine zulmetmiş olan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları bağışlar.”
(Zümer Suresi, 39/53)
@@@@@@
Dünya Kapanışa Doğru Giderken: Hakikatin Daveti
1. Dünya Hayatının Fâniliği
Dünya, parlayan bir serap gibi gözleri kamaştırsa da hakikatte hızla tükenen bir pazar yeridir.
Kur’an, dünyanın geçiciliğini şöyle bildirir:
“Her kim dünya hayatını ve onun ziynetini isterse, onlara amellerinin karşılığını tam olarak veririz; orada hiçbir eksiklik olmaz. Fakat onlar için ahirette ateşten başka bir şey yoktur.”
(Hûd Suresi, 11/15-16)
Bir padişah, yol kenarında bir gecekondu yapmış. Yolcuları ağırlıyor ama sabah olduğunda herkes yola devam ediyor.
İşte dünya da bir gecekondu gibi, kalıcı değil; geçici bir misafirhanedir. Kalıcı zannedip buraya bağlananlar, sabah geldiğinde büyük bir hayal kırıklığı yaşarlar.
2. Ahiret Bilinci ile Yaşamak
Ahireti unutmak, dünyada gafletle yaşamak demektir. Oysa akıl sahibi kişi, dünya zevklerine kapılıp ebedi hayatını feda etmez.
Nitekim Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Benim dünya ile ne işim var? Ben dünyada bir ağaç altında gölgelenip sonra orayı terk eden bir yolcu gibiyim.”
(Tirmizî, Zühd 44)
Bir gün Hz. Ömer (r.a.), bir mezarlıkta durmuş ve gözyaşları içinde şöyle demiştir:
“Ey Ömer! Eğer kurtulursan, büyük bir başarıdır. Eğer azaba uğrarsan, perişanlıktır.”
Ahiret bilinci, insanı her an kendisini sorgulamaya ve hayatını düzeltmeye sevk eder.
3. Kapanışa Doğru İnsanın Sorumluluğu
Kıyametin kopuşu bir milletin, bir insanın veya tüm dünyanın sonu olabilir.
Rabbimiz sorar:
“İnsanoğlu, başıboş bırakılacağını mı sanır?”
(Kıyamet Suresi, 75/36)
Bir şehirde alarm verildiğinde, insanlar telaşla hazırlanır; azığını alır, barınağını arar.
İşte kıyamet de büyük bir alarmdır. Akıllı olan, dünyayı bir imtihan sahası olarak görür, kalıcı olanı inşa etmek için çalışır.
İyiliği emredip kötülükten sakındırmak, sorumluluğun bir parçasıdır. Çünkü her fert, hem kendi yolculuğundan hem de başkalarının uyarılıp uyarılmadığından sorumludur.
4. Son Nefese Kadar Umut ve Dua
Allah’ın rahmeti sonsuzdur. En büyük günahı işleyen bile, son nefesine kadar tövbe ile rahmete kavuşabilir.
Kur’an şöyle der:
“Şüphesiz Allah kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz; ondan başkasını, dilediği kimse için bağışlar.”
(Nisâ Suresi, 4/48)
Bir günahkâr adam vardı. Ölüm döşeğinde pişman olmuş, Allah’a şöyle yalvarmıştı:
“Rabbim! Ellerim boş, yüzüm kara ama Senin kapından başka kapı tanımıyorum.”
İşte o samimi pişmanlıkla Allah’ın rahmetine kavuşmuştu.
Bu sebeple, dünya kapanışa doğru ilerlerken umutsuzluğa değil, tevbe ve duaya sarılmak gerekir. Çünkü kapı her zaman açık, rahmet sonsuzdur.