YA MUCİBED-DEA’VAT, İSTECİB DUÂENÂ

YA MUCİBED-DEA’VAT, İSTECİB DUÂENÂ

Ey duaları kabul eden Allahım! Duamızı kabul eyle!

Giriş: Duanın Özüdür İstiâne

İnsan acz ile yoğrulmuş, fakr ile kuşatılmış bir varlıktır. Bu fıtratla her an bir yardım arayışı içindedir. İşte bu noktada dua, kulun Rabbi ile kurduğu en samimi ve en fıtri bağdır. Duanın özü, kalbin Allah’a yönelmesi; diliyle değil, ruhuyla yalvarmasıdır.

1. Kur’ân’da Duaya Davet ve Kabul Vaadi

Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurur:

“Bana dua edin, size cevap vereyim.”
(Mü’min, 40/60)

Bu ayet, Rabbimizin dua eden kullarını geri çevirmeyeceğini açıkça beyan eder. Fakat duanın kabulü, bizim anladığımız şekliyle hemen ve birebir değil; hikmete göre, ya aynen verilir, ya daha hayırlısıyla değiştirilir, ya da ahirete bırakılır.

Bir başka ayette ise şöyle buyrulur:

“Kullarım sana Beni sorduklarında (de ki): Ben onlara yakınım. Bana dua edenin duasına icabet ederim.”
(Bakara, 2/186)

Bu ayet, dua edenin Rabbi ile nasıl bir yakınlık içerisinde olduğunu ve bu yakınlığın da dua ile ortaya çıktığını göstermektedir. Çünkü dua, yalnızca bir istek değil, bir yöneliş, bir sığınma, bir teslimiyettir.

2. Hadislerde Duanın Fazileti

Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

“Dua, ibadetin özüdür.”
(Tirmizî, Deavât, 1)

Başka bir hadis-i şerifte:

“Allah’a dua ediniz ve icabet olunacağından emin olunuz. Biliniz ki Allah, gafil ve oyun içerisinde olan kalpten gelen duayı kabul etmez.”
(Tirmizî, Deavât, 66)

Bu hadisler, duanın içten ve ihlasla yapılmasının gerekliliğine işaret eder. Yani sadece dilin değil, kalbin de dua etmesi gerekir.

3. “Ya Mucibed-Dea’vet” Hitabının Derinliği

“Ya Mucibed-Dea’vet” yani “Ey dualara icabet eden” şeklindeki nida, Allah’ın Esmâ-i Hüsnâ’sından “El-Mucîb” ismine bir yöneliştir. El-Mucîb, kendisine dua edenin sesini işiten ve ona karşılık verendir. Bu isimle yapılan dua, kulun aczini itirafı ve rahmet kapısını ısrarla çalması anlamına gelir.

Duaya icabet, sadece sözün karşılığı değildir. Bazen bir gözyaşı, bazen bir iç geçirme, bazen sessizce yapılan bir “Ya Rab!” bile Mucib isminin tecellisine vesile olabilir.

4. İbretli Bir Misal: Hz. Yunus’un Duası

Kur’an’da Hz. Yunus (a.s.)’ın duası ibretlik bir örnektir:

“La ilahe illa ente, sübhaneke inni küntü mine’z-zâlimîn.”
(Enbiya, 21/87)

Bu dua, denizin karanlığında, balığın karnında edilen bir dua idi. Ve Allah, bu duaya icabet etti:

“Biz de onun duasını kabul ettik ve onu kederden kurtardık.”
(Enbiya, 21/88)

Bu kıssa, sıkıntı anlarında “Ya Mucibed-Dea’vet” diyerek sığınmanın ne büyük bir sır taşıdığını gösterir.

5. Dua: Sadece Bir İstek Değil, Bir İmtihandır

Kimi zaman dua ederiz ve kabulünü göremeyiz. Bu, reddedildiğimiz anlamına gelmez. Belki de Allah, duamıza daha hayırlı bir zamanda, daha güzel bir şekilde cevap verecektir. Belki de o dua, bizi musibetlerden koruyan bir kalkan olmuştur.

İmam Gazâlî der ki:

> “Duanın cevapsız kaldığını sanma! Belki cevabın şekli değişti, belki vakti ertelendi, belki daha büyüğüne kapı açıldı.”

Sonuç: Dua, Kalbin Seher Vakti

“Ya Mucibed-Dea’vet, istecib duâenâ” duası, yalnızca bir cümle değil; kulun, acizliğini itiraf eden, kudreti sonsuz bir Rabbe yönelişidir. Bu dua, bir vesiledir; kul ile Rabbi arasındaki en mahrem, en derin bağlardan biridir.

O hâlde, seher vakitlerinde, gamlı anlarımızda, secdelerde ve hayır kapılarını çalarken bu dua dilimizde, kalbimizde yankılansın:

“Ya Mucibed-Dea’vet, istecib duâenâ…”
“Ey dualara icabet eden, bizim de dualarımıza icabet eyle!” Amin

 

 

Loading

No ResponsesNisan 26th, 2025