MUHABBETİN YOLU MARİFETTEN GEÇER
MUHABBETİN YOLU MARİFETTEN GEÇER
“Kişi tanıdığını sever, sevdiğini de tanır. Tanıdıkça sevgisi artar.”
Giriş: Sevgi Rastgele Değil, Bilinçle Büyür
İnsan kalbi, sevgiyle yoğrulmuş bir cevherdir. Fakat bu sevgi, kör bir bağ değil; basiretli bir tercihle kök saldığında gerçek anlamını bulur. İşte bu yüzden, “Muhabbetin yolu marifetten geçer” denilmiştir. Zira kişi, ancak tanıdığı, bildiği ve anlamaya çalıştığı şeyi gerçekten sevebilir.
1. Marifet Nedir?
“Marifet”, bilmekten daha öte bir anlam taşır. Sadece bilgi edinmek değil; anlamak, içselleştirmek ve idrak etmek demektir. Marifet, aklın ilmiyle kalbin idraki arasında kurulan ince ve derin bir köprüdür.
Cüneyd-i Bağdâdî (k.s) şöyle der:
> “Marifet, kul ile Rabbi arasında bir sırdır. Onu ancak Hakk’ı bilen ve tanıyanlar fark eder.”
Demek ki sevginin derinliği, tanımanın derinliğine bağlıdır. Kalbinde Allah sevgisi olan bir kul, O’nu tanıdıkça sevgisi artar, sevgisi arttıkça marifeti derinleşir.
2. Kur’an’da Marifet ve Muhabbet İlişkisi
Kur’an-ı Kerim’de Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Allah’tan, ancak âlim kulları içtenlikle korkar.”
(Fâtır, 35/28)
Bu ayet bize şunu gösterir: Allah’ı bilen, yani marifet sahibi olan kul, O’nu sever, O’na saygı duyar ve O’na yönelir. Çünkü bilgi, saygı ve sevgiyi doğurur. Nitekim insan, neyi anlarsa onu sever, neye aşina olursa onunla dost olur.
3. Tanımadan Sevgi Olur mu?
Bugün insanlar, sadece duyduklarını sever. Düşünmeden bağlanır, sorgulamadan hayran olur. Oysa gerçek sevgi, tanımanın neticesidir.
Bir anne evladını sever; çünkü onu tanır, onunla her an birlikte olur. Bir insan Allah’ı sever; çünkü O’nu tanımaya çalışır, isimlerini öğrenir, fiillerini görür, hikmetini fark eder. İşte bu, marifettir. Ve bu marifet, hakiki muhabbeti doğurur.
4. Marifetsiz Muhabbet Sarsılır
Marifetsiz bir sevgi, rüzgârda sallanan bir yaprak gibidir. Ya geçici olur ya da ilk fırtınada dağılır. Oysa marifetle gelen sevgi, kök salmış bir çınar gibi sabittir, güçlüdür.
İmam Rabbânî Hazretleri der ki:
> “Muhabbet, marifetin meyvesidir. Marifet arttıkça muhabbet de artar. Allah’ı tanıyan, O’nu daha çok sever.”
5. Sevgiyle Tanımak: Marifetin Zirvesi
Tanımak, sadece bilgiyle değil, sevgiyle olur. Sevgi, kalbi tanımaya açar. Marifet ise sevgiyi artırarak kalbi yüceltir. Bu bir döngüdür: Tanımak sevgiyi artırır, sevgi tanımayı derinleştirir.
Bir Allah dostunun şu sözü ne güzeldir:
> “Evvela tanır, sonra severiz; ama en sonunda severek tanırız.”
6. Bir İbret Kıssası: Hz. İbrahim ve Yıldızlar
Hz. İbrahim (a.s.), marifet yolculuğunun en güzel örneklerindendir. O, yıldızlara, aya ve güneşe bakıp “bu benim Rabbim olamaz” dedikçe, hakikatin bilgisine ulaştı ve sonunda şöyle dedi:
“Ben yüzümü, gökleri ve yeri yaratana çevirdim. Ben Allah’a teslim oldum.”
(En’am, 6/79)
O tanıdıkça, muhabbeti arttı. Muhabbeti arttıkça imanı kemale erdi.
Sonuç: Marifet Yoluyla Sevgi Derinleşir
Kişi tanıdığını sever, sevdiğini de tanımaya çalışır. Tanıdıkça sevgisi artar; sevgisi arttıkça da marifeti derinleşir. Bu öyle bir dairedir ki, kulun kalbini Allah’a götürür.
Bugün bir adım atalım:
Allah’ı tanımaya çalışalım, isimlerini öğrenelim, sanatını tefekkür edelim, fiillerindeki hikmeti görelim. Çünkü O’nu tanıdıkça, sevgimiz artacak; sevgimiz arttıkça, kulluğumuz lezzetlenip derinleşecektir.
Ve diyelim ki:
“Ya Rabbi, Seni tanıyanlardan ve Sevenlerden eyle bizi!”