TEVHİD BAHRİNDEN BİR DAMLA NUŞ ETMEK: ÖMRE BEDEL
TEVHİD BAHRİNDEN BİR DAMLA NUŞ ETMEK: ÖMRE BEDEL
“Eğer yeryüzünde ve gökte Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, kesinlikle bozulup giderdi…”
(Enbiyâ, 22)
Giriş: Vahdetin Bahri, Tevhidin Damlası
Tevhid, Allah’ı bir bilmek, tek bilmek, her şeyin sahibi olarak yalnız O’nu tanımaktır. Bu, bir kelime değil; bir hakikat, bir iman şuuru, bir kalp dönüşümüdür.
Bu büyük denizden bir damla nuş eden; yani tevhid hakikatini bir anlık dahi olsa hisseden, tanıyan ve yaşayan bir kul; ömrünün en kıymetli anını yaşamıştır.
1. Tevhid: Varlığın Kalbinde Atan İlâhî Hakikat
Tevhid, sadece “Allah birdir” demek değildir.
Tevhid, şu demektir:
Varlıkta tek bir yaratıcı görmek,
Her sebebin arkasında ilâhî bir kudreti bilmek,
Her nimeti Allah’tan bilmek,
Her musibeti imtihan olarak görmek,
Her anı O’nun huzurunda yaşamak…
Tevhid; kalbin, aklın, ruhun, nefesin, hatta bakışın Allah’la irtibat kurmasıdır.
2. Bir Damla Tevhid: Bin Yıllık Şirki Temizler
> “Bir saat tefekkür, bir sene nafile ibadetten hayırlıdır.”
O tefekkür nedir?
İşte tevhid damlasıdır.
İnsan bir an şöyle düşünse:
> “Bu kalb nasıl atıyor?
Bu gökyüzü nasıl duruyor?
Bu göz görmeyi nasıl biliyor?
Kim veriyor bana nefes almayı?”
İşte bu düşünce, tevhidin kapısını aralar. Ve o kapıdan içeri giren kişi, hayatın hakikatini görmeye başlar.
O an ömre bedeldir.
Çünkü o an kişi, Rabbini tanımıştır.
3. Tevhid, Dağ Gibi Yükleri Hafifletir
Tevhidi bilen kişi yalnız Allah’a güvenir.
İnsanlardan korkmaz, mahlûkattan medet ummaz, sebeplere değil Müsebbibü’l-Esbâb’a (sebeplerin yaratıcısına) dayanır.
Dünya yükünü sırtında değil, kalbinde Allah’la taşır.
“Kim Allah’a tevekkül ederse, O ona yeter.” (Talâk, 3)
Tevhid, bütün korkuları izale eder.
Çünkü kul bilir ki:
“Zarar da, fayda da ancak Allah’tandır.”
4. Tevhid, Kalbe Huzur Verir
Zihin bin parçaya bölünmüşse, kalp bin endişeye boğulmuşsa, ruh daralmışsa…
Bunların tek ilacı: Tevhid hakikatini tatmaktır.
Allah’ın bir olduğunu bilmek, yetmez.
Onunla yaşamak gerekir.
Tevhid, sadece inanç değil, bir hayat tarzıdır:
Kazancı helal olur.
Ahlakı güzel olur.
Niyeti temiz olur.
Sabrı derin olur.
Teslimiyeti sağlam olur.
Tevhid insanı kulluğun özüne götürür. O özde ise sadece bir kelime kalır: “Allah.”
5. Bir Damla Tevhid: Cehennemlik Bir Kalbi Cennete Çevirir
Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur:
> “Kalbinde zerre kadar tevhid olan kimse, sonunda cennete girer.”
(Buhârî, Tevhid)
Bu ne büyük bir müjdedir!
Bir damla tevhid, bir ömür şirkle geçmiş olsa da, Allah’ın rahmetiyle o kalbi kurtarabilir.
Çünkü tevhid, kalbin O’na “yalnız Sen varsın” deyişidir.
6. Tevhid Hakikatinden Habersiz Bir Ömür, Boşa Akan Bir Nehir Gibidir
Bir insan çok çalışabilir, çok kazanabilir, çok okuyabilir. Ama Allah’ı tanımamışsa, tevhid nuruna ulaşamamışsa; hakikatte hiçbir şey elde etmemiştir.
Çünkü ne zenginlik, ne bilgi, ne makam, tevhidsiz bir kalbi doyurmaz.
İşte bu yüzden bir damla tevhid, ömre bedel olur.
Çünkü o damla, insanı sonsuzluk denizine götürür.
Sonuç: Tevhid Damlasını Hayatına Düşüren, Karanlıkta Yanan Bir Kandil Gibidir
O kandil, hem kendine ışık olur, hem başkalarına.
Tevhid öyle bir nurdur ki; şirk karanlığını, gaflet pususunu, vesvese fırtınasını bir anda dağıtır.
Tevhid ehli kişi, yeryüzünde Allah’ın halifesi gibi yaşar. O’na dayanır, O’na güvenir, O’ndan ister, O’na yönelir.
Dua ile bitirelim:
“Yâ Vâhid, Yâ Ehad! Kalbimize bir damla tevhid ver. O damlayla ömrümüzü mamur, ölümümüzü mesrur, ahiretimizi nurlu kıl. Bizi yalnız Sana kulluk edenlerden eyle. Âmin.”