Pansumanla İyileşmez: Türkiye’nin Asıl Yaralarına Köklü Bir Dokunuş Lazım

Pansumanla İyileşmez: Türkiye’nin Asıl Yaralarına Köklü Bir Dokunuş Lazım

Bazı hastalıklar vardır ki, üzerine sarılan bezle, vurulan ilaçla geçmez. O yara, derinin altında birikmiş, sinire, organa işlemişse; geçici tedaviler ancak sancıyı dindirir ama hastalığı büyütür. Türkiye, bugün böyle bir durumun içindedir. Her alanda “pansuman”la yetinmeye çalışıyor, ama derindeki hastalıklar kangrene dönüşüyor.

Geçici Çözümlerle Oyalanmak

Ekonomide bir gecelik müdahalelerle düşen kur, ertesi gün yeniden fırlar. Adalette yapılan göstermelik değişiklikler, mağduriyetleri ortadan kaldırmaz. Eğitimde reform adıyla gelen yüzeysel değişiklikler, gençliği hakikatten uzaklaştırır. Ahlaki bozulma ise, sadece yasaklarla değil, köklü bir maneviyat hamlesiyle düzelebilir. Türkiye, yıllardır sorunlara geçici çözümler üretmekle, esas olanı ihmal etti: sağlam ve sabit bir temel kurmak.

Kaygan Zemin Üzerine Gelecek Kurulmaz

Zemini kaygan olan bir bina, isterse saray gibi süslü olsun; en ufak sarsıntıda çöker. Bugün toplum olarak içinde yaşadığımız zemin; değerlerden uzak, günübirlik tepkilerle şekillenen, hakikatin değil hissin konuştuğu bir zemindir. Bu zeminde istikrar değil, sürekli bocalama olur. İlerlemenin değil, tükenmenin zeminidir bu. Oysa bizim ihtiyacımız olan; hakikatle yoğrulmuş, sabırla kurulan, kökleri mazide, dalları istikbale uzanan bir zemin.

Tarihten Bir İbret: Selçuklu ve Osmanlı’dan Dersler

Selçuklu, içerideki çözülmeyi ciddiye almadığında, Moğol istilasına direnemedi. Osmanlı, Lale Devri’nin gösterişli ama zayıf yapısını fark edemeyince, ardı ardına gelen savaşlarda çöküş kaçınılmaz oldu. Her ikisinin ortak hatası şuydu: görünene aldanmak, kökleri ihmal etmek. Bugün biz de benzer bir gaflete düşersek, tarihin ibretli sayfaları tekrar yaşanır.

Köklü Zemin: Adalet, Ahlak ve Hakikat

Bu milletin ayağını sabit kılacak olan; adaletle örülmüş bir sistemdir. Haklının güçlü, mazlumun korunur olduğu bir düzen, her şeyin temeli olmalıdır. Ahlak ise bu yapının çimentosudur. Ahlaki yozlaşmayı ne kanunlar engeller, ne cezalar yeter. Manevi diriliş olmadan, hiçbir kalıcı çözüm olmaz. Üçüncü sütun ise hakikattir. Yalanla, algıyla, manipülasyonla yürünen yol; uçurumun kenarına çıkar.

Bugün ve Yarın İçin Çağrı

Ey bu vatanın evladı!
Sen geçici çözümlerle oyalanmamalısın.
Bir millet, köklü değerler üzerine yükselirse tarihe yön verir. Yoksa başkalarının yön verdiği bir kalabalığa dönüşür. Bugün pansumanla oyalanmak, yarının felaketine davetiye çıkarmaktır.
Çözüm derindedir. Arayış, kalpte ve akılda başlamalıdır. Ve zemin, sadece siyasetle değil; inançla, fikirle, gayretle kurulmalıdır.

Son söz:
Yara derindeyse, merhem de derin olmalıdır. Türkiye’nin ihtiyacı pansuman değil, tedavi değil, diriliştir. Bu diriliş; değerle, dua ile, doğruyla başlar.

Loading

No ResponsesNisan 23rd, 2025