YÜZ YILLIK REJİMİN BİTİRDİKLERİ, YİTİRDİKLERİ VE KİŞİSİZLEŞTİRDİKLERİ

YÜZ YILLIK REJİMİN BİTİRDİKLERİ, YİTİRDİKLERİ VE KİŞİSİZLEŞTİRDİKLERİ

Dehşetli Bir Dönemin İçinden Geçerken…

Bir asır önceydi…
Toprak parçalanmış, hilafet susturulmuş, milletin sesi kısılmıştı.
Yeni bir rejim geldi; sözde “ilerleme” adına…
Ama geride çok şey bıraktı, çok şeyi kaybettirdi, çok kimliği yok etti.

Bugün baktığımızda görüyoruz:
Büyük bir bencilleşme, derin bir kişisizleşme, korkunç bir manasızlaşma çağına geldik.
Peki ne oldu bize?
Neleri bitirdik, neleri yitirdik?

BİR: BİTİRİLENLER – KÖKLERİNDEN KOPARILAN BİR MİLLET

Bu rejim; sadece rejim değildi.
Bir kültür darbesi, bir kimlik dönüşümü, bir medeniyet kopuşuydu.

Ezan susturuldu, Kur’an yasaklandı, Arapça harf “tarihten silinmek” istendi.

Bin yıllık medeniyet mirası çöplüğe atıldı.

Alimler ya asıldı, ya sürgüne gönderildi, ya susturuldu.

Bu milletin vicdanı kırıldı, hafızası silindi, medeniyeti gömüldü.
Ve yerine, Batı’nın elbisesi giydirildi.
Ruhu aç, bedeni şık bir toplum…
Sloganla doyan, ilansız susan, ama içten içe boşalan bir toplum…

İKİ: YİTİRİLENLER – MANALARIN VE DEĞERLERİN SESSİZ CENAZESİ

Bir asırdır; ahlak kayboldu, aile yıkıldı, mahremiyet eridi.
Hayatın içindeki ilahi anlam unutuldu.

Namus “eski moda”,

İffet “baskı unsuru”,

Hayâ “geri kalmışlık” oldu.

Mabed anlamını kaybetti.
Mezarlık korku yeri oldu.
Ölümden söz etmek, “moral bozucu” sayıldı.
Oysa ecdat, mezar taşında bile dua okutuyordu.

Bugün gençlik idealsiz, toplum temsilsiz, hayat gayesiz.
Ve belki en acısı; inancın bile paraya alet edildiği bir dönemdeyiz.

ÜÇ: KİŞİSİZLEŞTİRİLENLER – ŞAHSİYETLERİN GÖLGESİNDEKİ YALNIZLIK

Yüz yıl boyunca “tek tip” insan istendi.
Düşünmeyen, sorgulamayan, sevmeyen, bağ kurmayan…
Yani bir robot kadar programlı, bir hayvan kadar serbest…
Ama bir insan kadar yalnız.

Köyde cemaat vardı, şehirde kalabalık oldu.
Sohbet vardı, şimdi yalnızlık var.
Selam vardı, şimdi “görmemek” var.
Toplum, bireycilik uğruna parçalandı.
Her birey “özgür” ama kimse maalesef yalnız kendine özel bir niteliği olan, kopya olmayan, orijinal, taklit olmayan değil artık.

SONUÇ: BİR NESLİ DEĞİL, BİR MEDENİYETİ YİTİRDİK

Yüz yıl boyunca;

Hem aklımızı batının bilgisine,

Hem kalbimizi modernizmin bitişine ve tukenişine,

Hem geleceğimizi ideolojilere kurban verdik.

Ve şimdi, geçmişi olmayan bir millet gibi köksüz,
Değeri olmayan bir toplum gibi sessiz,
Kimliği olmayan bir nesil gibi kişisiz yaşıyoruz.

KISSADAN HİSSE: DİRİLİŞ, YENİDEN İNŞAYLA BAŞLAR

Yıkım büyükse, inşa daha büyük olmalı.
Önce kimlik, sonra kişilik, sonra aidiyet…
Bu topraklar tekrar yeşerecekse;
Kur’an’la, imanla, tefekkürle ve tevazu ile yeşerecek.

Yüz yıl, bir son değil.
Belki de bir uyanışın eşiği.
Ama önce biz uyanmalıyız.
Sadece rejimi değil;
İçimizdeki ölü ruhları,
Korkak bakışları,
Satılmış fikirleri de değiştirmeliyiz.

@@@@@@@@

Loading

No ResponsesNisan 21st, 2025