ŞEYTAN’IN HİLE VE DESİSELERİ: GİZLİ DÜŞMANIN AÇIK TUZAKLARI

ŞEYTAN’IN HİLE VE DESİSELERİ: GİZLİ DÜŞMANIN AÇIK TUZAKLARI

İnsan, yaratıldığı andan itibaren iki büyük düşmanla imtihan hâlindedir: biri içerdeki nefis, diğeri dışarıdaki şeytan. Her iki düşman da insanı hak yoldan saptırmak için gece gündüz çalışır. Ancak şeytan, tuzaklarını daha sinsi, daha derinden, daha örgülü kurar. Kur’ân-ı Kerîm ve Hadîs-i Şerîfler, bu ebedî düşmanın karakterini, yöntemlerini ve hilelerini açıkça beyan eder. Çünkü onu tanımayan, onun tuzaklarına düşer.

Kur’ân’da Şeytan’ın Misyonu

Cenâb-ı Hak, şeytanın ilk isyanını, Âdem (a.s)’a secde etmeyişini şöyle bildirir:

> “Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten, onu ise çamurdan yarattın.”
(Sûre: Sâd, 76)

Bu kibirli isyanın ardından şeytan Rabbine şöyle meydan okur:

> “Andolsun, onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerine oturacağım.”
(Sûre: A’râf, 16)

Şeytanın düşmanlığı açıktır, ama kandırması gizlidir. O, dosdoğru yolun (sırat-ı müstakîm) üzerindedir. Yani insanı bâtıla değil, hakikat yolunda saptırmaya çalışır. Bu, onun en büyük hilesidir.

Şeytanın Desiseleri ve Tuzakları

1. Günahtan Önceki Tuzak: Tefekkürsüzlük

Şeytanın ilk tuzağı insanı düşünmekten alıkoymaktır. Çünkü tefekkür eden insan hakikati fark eder. Şeytan, kalbe gaflet tohumları eker.

2. Günahı Süslemek

Kur’ân’da şöyle buyrulur:

> “Şeytan, onlara yaptıklarını süsledi.”
(Sûre: En’âm, 43)

Bir günahı zararsız, hatta faydalı gibi gösterir. Kumarı “eğlence”, zinayı “özgürlük”, haramı “serbestlik” gibi sunar. Böylece insan, kendi iradesiyle batıla yönelir.

3. Küçükle Başlayıp Büyüğe Çekmek

Şeytan bir anda büyük günah işletemez. Önce küçük kapılar aralar. “Bu da bir şey mi?” dedirtir. Sonra büyük bataklara çeker.

4. İbadetle Aldatmak

Bazı kullara takvâ suretinde yaklaşır. Riyâ, ucupluk (kendini beğenme), kibir gibi manevî hastalıkları ibadetle gizler. İnsan kendini salih sanırken, kalbi çürür.

5. Ümitsizlik Tohumları Ekmek

Tövbe etmek isteyen kula, “Senin gibi günahkârı Allah affetmez” diye fısıldar. Oysa Allah Teâlâ şöyle buyurur:

> “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin.”
(Sûre: Zümer, 53)

Ama şeytan ümidin düşmanı, Allah’ın rahmetinin unutturucusudur.

Hadîs-i Şerîflerde Şeytan

Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur:

> “Şeytan, insanoğlunun damarlarında kan gibi dolaşır.”
(Buhârî, İ’tisâm, 4)

Bu, onun sinsi ve sürekli etkisine işarettir. Zihne vesvese fısıldar, kalbe şüphe düşürür, dili yalanla aldatır. Gözden, kulaktan, kalpten girer; hisleri kullanarak iradeyi felç eder.

Bir başka hadis-i şerîfte:

> “Şeytan, birinizin namazında gelir ve ‘şunu hatırla, bunu düşün’ der. Ta ki kişi kaç rekât kıldığını şaşırır.”
(Buhârî, Salât, 93)

Yani şeytan, sadece günahlarla değil, ibadetle meşgulken bile musallat olur.

Şeytandan Kurtulma Yolu

1. İstiâze: Kur’ân’da şöyle buyrulur:

> “Eğer şeytandan bir vesvese gelirse, hemen Allah’a sığın.”
(Sûre: A’râf, 200)

2. Zikir ve Kur’ân: Şeytan, Allah’ın anıldığı yerde duramaz. Kalp zikre meşgul oldukça, vesvese sönmeye başlar.

3. Takva ve İhlâs: Samimi bir kul, şeytanın oyunlarını fark eder. Kur’ân, İblîs’in şu itirafını aktarır:

> “Senin ihlâslı kulların hariç, hepsini saptıracağım.”
(Sûre: Hicr, 40)

4. İlim ve Tefekkür: Cahillik, şeytanın ekmeğidir. Bilinçli, uyanık, ilimle donanmış bir kalp, tuzakları tanır.

Son Söz: Düşmanı Tanı, Tedbir Al

Şeytanın varlığı, imtihanın bir parçasıdır. Onunla mücadele, insanın ahlâkını kemale erdirir. Ama onu küçümsemek, gafletin en büyüğüdür. Çünkü şeytan, Hz. Âdem’i bile kandırmıştır. O hâlde en büyük tedbir: tevazu, istiğfar ve Allah’a sığınmaktır.

Şeytan aldatmak için çalışıyorsa, biz de kurtulmak için çabalamalıyız. Çünkü hak ile bâtıl arasındaki bu savaşta, en büyük s

Loading

No ResponsesNisan 21st, 2025