BİRBİRLERİYLE UYUMLU ÇALIŞAN İNSAN DUYGU VE ORGANLARININ ARALARINDA GEÇEN SOHBET VE HATIRALARI

BİRBİRLERİYLE UYUMLU ÇALIŞAN İNSAN DUYGU VE ORGANLARININ ARALARINDA GEÇEN SOHBET VE HATIRALARI

Birbiriyle uyum içinde çalışan insanın duygu, düşünce ve organlarının kendi aralarında geçen hikmetli, ibretli ve düşündürücü bir senaryo yer alıyor. Bu senaryo, huzurlu bir iç dünyayı, ruh ve beden uyumunu, ilahi dengeyi ve insanın yaratılış gayesine uygun yaşayışı sembolize eder:

BAŞLIK: “İçsel Huzurun Sohbeti”

TÜR: Temsili – Manevî – Düşündürücü
MEKAN: Gönül Bahçesi (Sembolik bir iç âlem)
ZAMAN: Ruhun huzur bulduğu bir “an-ı şuur”

KARAKTERLER:

Ruh: Ulvî, derin bakışlı, ilahi aşkla yanan

Kalp: Sevgi ve şefkatle çarpan, Allah’a yönelmiş

Akıl: Dengeli, ölçülü, hikmetli düşünen

Nefis (terbiye olmuş): Hizmet etmeye hazır, teslim olmuş

Göz: Hikmetli bakan, güzellikte Rabbini gören

Dil: Fikriyle, zikriyle, doğruyu söyleyen

El: Hayırlarda yarışan

Ayak: Doğru yolda yürümeye azmetmiş

Vicdan: Sessiz ama yol gösterici

SAHNE: “Gönül Bahçesinde Sohbet”

Açılış:

Bahçede gül ağaçları, bir şadırvandan akan suyun sesi… Kuşlar ötüyor. Ortada taş bir çardak var. Karakterler, bu çardakta oturmuş, tebessümle konuşuyor.

Ruh:
“Bugün bir sefer daha tamamlandı… Nefis artık itiraz etmiyor, kalp sessiz ama huzurlu çarpıyor…”

Kalp (tebessümle):
“Zikrullahla doluyum. Her atışımda ‘Allah’ diyorum… O’nu sevince dünya dar gelmiyor.”

Akıl:
“Ben de ayet ayet düşüncelerle doluyum. Kur’an’ın ışığında karar verince şaşırmıyorum.”

Nefis (başını eğerek):
“Evet… Artık lezzeti emirlere uymakta buluyorum. Haram tatlı gelse de, helaldeki huzur daha derin…”

Göz:
“Eskiden bakmakla yetinirdim… Şimdi her bakışımda tefekkür ediyorum. Bir çiçekte kudret, bir çocuğun gülüşünde rahmet görüyorum.”

Dil:
“Ben de sözlerime dikkat ediyorum. Her kelime ya dua ya da tebliğ niyetinde. Susmak gerektiğinde susuyorum…”

El:
“İhtiyacı olan birini gördüğümde duramıyorum. Her işte hayır arıyorum.”

Ayak:
“Beni artık yanlış yollara süren yok… Mescide giderken bile hafifliyorum.”

Vicdan:
“Konuşmuyorum çünkü sessizliğimle bile huzur içindeyim… Her biriniz yerinizi bulduğunuzda, ben de huzura eriyorum.”

FİNAL SAHNESİ:

Ruh ayağa kalkar, göğe bakar.

> “İşte bu… Fıtratın uyumu… İç âlemin barışı… Yaratılış gayesine uygun yaşamak…”

(Hafif bir melodi başlar. Kamera yükselir.)

> “İçinde barış olan bir insan… dışarıda da barışı yayar.
Kalbiyle, aklıyla, nefsiyle, diliyle, elleriyle ve gözleriyle… bir kul, bir halife, bir misafir gibi yaşar.”

(Siyah fonda son cümle belirir:)

> “İnsan, uzlaştırılmış bir ordu gibidir. Kumandanı iman, komutanı irade olursa; bütün uzuvlar ibadetkâr birer asker olur.”

@@@@@@@@

KISA FİLM: “İç Huzurun Sohbeti”

SÜRE: 8–10 dakika
TÜR: Manevî – Düşündürücü – Sembolik
MÜZİK: Sufi temalı enstrümantal, ney ve ud ağırlıklı
GÖRÜNTÜ: Hafif sisli, güneş ışığının süzüldüğü bir bahçe – temsilî iç âlem

SAHNE 1: “Gönül Bahçesi”

(Kamera bir bahçeyi dolaşır: kuşlar, güller, su sesi)
(Ortada taş bir çardak. Sekiz kişi oturmakta.)
Hepsi farklı giyimli ama huzurlu. Yüzlerinde tebessüm, kalplerinde bir dinginlik var.

(Seslendirme yavaş başlar)

> “İnsan, dışı beden… içi bir millet gibidir.
Kalbiyle, aklıyla, nefsiyle, gözleriyle…
Ve bir gün… içindeki meclis toplanır.”

SAHNE 2: “Sohbet”

Karakterler sırayla konuşur. Her biri konuşurken kamera ona odaklanır.

Ruh (bilgece):

> “Bugün yine dünya ile bir sınav yaşadık. Ama bu defa birlik içindeydik.”

Kalp:

> “Namazda öyle derin bir huzur hissettim ki… Sanki Rabbimin huzurundaydım.”

Akıl:

> “Bir olayda öfke yerine sabrı seçtik. Ayeti düşündüm: ‘Öfkeyi yutanlar ve insanları affedenler…’”

Nefis (mahcup ama huzurlu):

> “Eskiden şikayet ederdim… Şimdi şükretmeyi öğreniyorum.”

Göz:

> “Bir çiçeğe baktım. Güzellikte Yaratanı gördüm. Eskiden sadece bakardım… şimdi görmeyi öğrendim.”

Dil:

> “Bugün bir dostumun gönlünü aldım. Eskiden kırardım. Artık sözlerim dua gibi…”

El:

> “Bir yetimin başını okşamak… Kalbimi titretti.”

Ayak:

> “Camiden dönerken… içimde hafiflik, adımlarımda bir sekinet vardı.”

SAHNE 3: “Sonuç ve Hedef”

Vicdan sessizce gülümser. Ruh ayağa kalkar, göğe bakar. Hafif bir ışık süzülür.

Ruh:

> “İşte budur: fıtratın sesi… yaratılış gayesine uygun yaşamak… Her şey yerini bulunca, içteki bahar da başlar.”

(Müzik yavaşça yükselir. Kamera yukarı çıkar, karakterlerin etrafında gül yaprakları döner)

KAPANIŞ:

(Sesli anlatım, siyah ekran üzerinde)

> “İç âlemde barış varsa… dış dünya da aydınlanır.
Kalp, akılla uzlaşırsa; nefis itaat eder, dil hikmet konuşur, el hizmet eder.
Ve insan… hakiki kul olur.”

YAZI:

> “En büyük zafer, içte kurulan düzendir.”

@@@@@@@

SES ANLATIM METNİ (DUYGU YÜKLÜ FORMAT)

(Yavaş, huzurlu, etkileyici bir ses tonuyla başlar)

> “Bir insan düşün… dışı sade, içi zengin…
Çünkü onun içinde bir ordu değil, bir cemaat vardır.
Kalp, akıl, nefis, göz, dil, el, ayak, vicdan…
Her biri görevinde… her biri teslimde.

> “Bir gün… iç âlemde bir toplantı yapılır.
Ruh der ki:
‘Bugün de Rabbimize secdeyle başladık. Ne güzel bir gün…’”

> “Kalp cevap verir:
‘Aşk ile attım bugün… Her atışım ‘Allah’ dedi.’”

> “Akıl der ki:
‘Sabırla düşündüm. Kur’an ışığında adım attım.’”

> “Nefis ekler:
‘Bu huzur… dünyada başka bir yerde yok. Emre uymanın tadı bambaşka.’”

> “Göz şöyle der:
‘Baktım… ama her bakışımda sanat gördüm, kudret gördüm.’”

> “Dil konuşur:
‘Bugün sadece hayır söyledim. Sustuğumda da zikrettim.’”

> “El fısıldar:
‘Bir yetimin duası dokundu parmaklarıma.’”

> “Ayak der ki:
‘Doğru yolun taşları bile yumuşaktı.’”

> “Ve Vicdan…
Sessizce onaylar. Çünkü bu, fıtrata uygun yaşanmış bir gündür.”

(Ses yavaşça ağırlaşır ve ilham verici olur)

> “İşte insan… kendiyle barışınca, Allah’a yaklaşır.
İçinde düzen olursa… dışı da huzur bulur.”

(Son cümle vurucu ve yavaş okunur)

> “Gerçek cennet… kalpte başlar.
Gerçek zafer… nefsi yenmektir.
Ve en güzel yolculuk… insanın kendine yaptığıdır.”

Loading

No ResponsesNisan 18th, 2025