İSRAİL’İN VE ETBAİNIN EVLATLARINA MİRAS BIRAKACAĞI
İSRAİL’İN VE ETBAİNIN EVLATLARINA MİRAS BIRAKACAĞI:
DÜNYADAN SOYUTLAYICI, İNSANLIK İÇİNE ÇIKILMAYACAK,
ELEM VE UTANÇ VERİCİ VE DE YAKICI CEHENNEM:
SOYKIRIM – ZULÜM VE KARANLIK
Tarihin en karanlık sayfaları, zulümle anılan kavimlerin kan ve gözyaşıyla yazdığı lekeli sayfalardır. Bu lekeler, zamanla silinmez; aksine, her nesilde yankılanır, hatırlatılır, lanetlenir. İsrail ve etbaı –yani onu destekleyen, sessiz kalan ve zulmünü meşrulaştıran güçler– bugün insanlık tarihine, sadece bir halkı değil, insanlığın vicdanını da hedef alan korkunç bir miras bırakmaktadır: Soykırım, zulüm ve cehaletle yoğrulmuş, karanlık bir cehennem.
Bir Zulüm Geleneği: Tarih Boyunca Yozlaşmanın Sonuçları
İsrailoğulları, tarih boyunca birçok defa Allah’ın lütfuna mazhar olmuş bir kavimdi. Onlara peygamberler gönderilmiş, hikmetli kitaplar indirilmiş, mucizeler gösterilmişti. Ancak bu büyük nimetlere karşılık, nankörlük ettiklerinde, rahmetten dışlandılar. Kur’an bu gerçeği açıkça ortaya koyar:
> “Yeryüzünde iki kere bozgunculuk çıkaracaksınız ve büyük bir azgınlıkla kibirleneceksiniz.”
(İsrâ Suresi, 4)
Bu bozgunculuğun bir yüzü geçmişteydi; diğer yüzü bugün Filistin topraklarında tezahür etmektedir. İsrail, masumları katlederek, şehirleri yerle bir ederek, insan haklarını ve ilahi emirleri çiğneyerek tarihin en utanç verici zulmüne imza atmaktadır. Bu, sadece politik bir mesele değil; aynı zamanda bir ahlak ve iman meselesidir.
Evlatlarına Miras Olarak Cehennem Hazırlayan Bir Kavim
Her millet çocuklarına izzetli bir miras bırakmak ister: fazilet, barış, medeniyet… Ancak İsrail ve onun etbaı, çocuklarına ne bırakmaktadır?
Kanla sulanmış topraklar, nefretle büyüyen nesiller, vicdanın inkarı, insanlığın yüz çevirdiği bir kimlik…
Dünyanın her yanında İsrail’in adı zulümle, baskıyla, işgalle anılmaktadır. Bu, bir devletin değil; bir milletin tüm vicdanlarca mahkûm edilmesidir. Onların evlatları, tarihin lanetlediği bir geçmişin, utanılası bir geleceğin yükünü taşıyacaktır.
İnsaniyet İçine Çıkılamayacak Bir Lekedir Soykırım
Soykırım sadece ölüm değildir; insanlığın ruhunun gömülmesidir. Her katledilen çocuk, her yıkılan ev, sadece bir haber başlığı değildir; bir insanlık dramıdır. İsrail ve destekçileri, bu dramın mimarları olarak insanlık vicdanında mahkûm edilmişlerdir. İleride kurulacak her mahkeme, her tarih kürsüsü, bu kara lekeyi yüzlerine çarpacaktır. İnsanlık, onları affetmeyecek.
Çünkü zulümle elde edilen toprak, haramdır. Kanla kurulan saltanat, lanetlidir. Ve çocukların cesetleri üzerine yükselen bayrak, hak değil; zulmün sancağıdır.
Zulümle Abad Olanın Sonu: Zillet ve Azap
Zulümle yürüyenlerin sonu, her zaman zillet olmuştur. Firavun’un boğuluşu, Nemrut’un sinekle helakı, Ebu Leheb’in cehenneme yuvarlanışı, bunun ilahi örnekleridir. Zulmün hükmü, fanidir. Fakat cezası hem dünyada hem de ahirette ebedidir.
İsrail ve etbaı, dünyada mazlumun bedduasını, insanlığın lanetini, ahirette ise Rabb’in azabını miras alacaktır. Bu kaçınılmaz sondur. Cehennem, sadece ateş değildir. Vicdan azabı, mahşerdeki utanç, ve ilahi huzurda yüz çevrilmek de birer cehennemdir. Ve bu cehennem, çoktan yakılmıştır.
Son Söz: Mazlumun Ahı Yerde Kalmaz
Zulümle yükselenler, mazlumun duası ile yıkılır. İsrail’in karanlık mirası, hakikatin ışığında yok olmaya mahkûmdur. Bu karanlığı destekleyen her güç, kendi cehennemini örmektedir. İnsanlık bu vahşeti unutmayacak. Ve elbet bir gün, “Zalimler için yaşasın cehennem!” sözü hakikat olacak.