TÜRKİYE’DE VE DÜNYADA DEMOKRASİ ADINA YAPILAN MENFİ VE DEĞERLERİ YOK EDEN UYGULAMALAR
TÜRKİYE’DE VE DÜNYADA DEMOKRASİ ADINA YAPILAN MENFİ VE DEĞERLERİ YOK EDEN UYGULAMALAR
“Demokrasi” bir değer değil, bir araçtır. Eğer bu araç değerleri yıkmak için kullanılırsa, o zaman sadece şekli kalır, ruhu kaybolur.
Modern dünyada demokrasi, “halkın kendi kendini yönetmesi” olarak tanımlanır. Ancak tarih boyunca bu kavram, birçok kez manipüle edilerek halk iradesine değil; ideolojik çıkar gruplarına hizmet eden bir maske haline getirilmiştir. Demokrasi adına yapılan bazı uygulamalar, özgürlük getirmek bir yana, halkların inançlarını, kültürlerini ve temel değerlerini tehdit etmiştir. Bu yazıda hem Türkiye’den hem de dünya tarihinden ibretlik örneklerle bu meseleyi ele alacağız.
1. Demokrasi Adına Yapılan İlk Darbe: 1960 – Türkiye
Adnan Menderes’in başında bulunduğu Demokrat Parti, halkın büyük çoğunluğunun desteğiyle iktidara gelmişti. Ancak halkın dini ve kültürel değerlerine daha yakın bir siyaset izlemesi, “laikçi elit”leri rahatsız etti. Sonuç: 27 Mayıs 1960 darbesi. Üstelik darbenin gerekçesi “demokrasiyi kurtarmak”tı! Menderes ve iki bakan idam edildi. Demokrasi halkın iradesiydi ama ne acıdır ki, halkın seçtiği liderler demokrasi adına ortadan kaldırıldı.
2. Arap Baharı ve Demokrasi Tuzağı
2010 yılında başlayan Arap Baharı, başta “demokrasi getirecek” denilerek kitleleri heyecanlandırdı. Ancak Mısır’da halkın seçtiği Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, Batı destekli bir darbeyle devrildi, hapsedildi ve sonrasında hayatını kaybetti. Demokrasi için sokağa çıkan halk, sonunda daha kanlı ve baskıcı rejimlere teslim edildi. Demokrasi, bir kez daha bir kılıf olarak kullanıldı; halkın inancı ve iradesi ezildi.
3. Irak ve Afganistan: Demokrasi Bahanesiyle İşgal
ABD, 2003’te Irak’ı “demokrasi getirme” bahanesiyle işgal etti. Sonuç: Milyonlarca insan öldü, ülkede iç savaş çıktı, mezhepsel ayrışmalar derinleşti. Benzer şekilde Afganistan’da 20 yıl boyunca demokrasi götürülmeye çalışıldı, fakat sonunda Taliban yeniden iktidara geldi. Demokrasi, emperyal bir silaha dönüştürüldü.
4. 28 Şubat Postmodern Darbesi (1997) – Türkiye
Halkın oylarıyla seçilen Refah Partisi’ne karşı, medya ve ordu eliyle “demokrasi dışı” bir müdahale yapıldı. Sözde tehdit “irtica” idi. Ama aslında tehdit edilen, halkın inancıyla barışık bir siyasal yapının ortaya çıkmasıydı. Demokrasi yine halkın iradesine karşı bir sopa olarak kullanıldı.
5. Medya ve Algı Yönetimiyle Demokrasiye Müdahale
Modern demokrasilerde artık tanklar değil, medya manşetleri darbe yapıyor. Halkın kararlarını yönlendiren algı operasyonları, gerçek demokrasinin önündeki en büyük tehditlerden biri haline geldi. Örneğin, Batı ülkelerinde İslamofobi üzerinden Müslümanlar demokratik haklardan soyutlanırken, buna “özgürlük” adı veriliyor.
SONUÇ: DEMOKRASİYİ DEĞERLERDEN KOPARMAK, ONU ZEHİRLER
Demokrasi, değerlerle yaşar. Adalet, inanç özgürlüğü, ahlak, milli kimlik gibi temel unsurlar yok sayıldığında, geriye sadece sandık ve oy kalır. Bu ise çoğunluğun tahakkümüne veya elitlerin manipülasyonuna dönüşür. Türkiye ve dünya örnekleri gösteriyor ki, demokrasi adına yapılan bazı uygulamalar, halkın inancını, kültürünü ve kimliğini hedef almıştır.
Asıl mesele şudur: Demokrasi, halkın inanç ve değerleriyle barışık bir zemin üzerinde yaşatıldığında anlamlıdır. Aksi halde, demokrasi bir maske olur; altında ise baskı, çıkar, tahakküm ve kültürel yozlaşma gizlenir.
https://tesbitler.com/index.php?s=Demokrasi+