ESED’İN SURİYE’DE ISRARLA İKTİDARDA KALMASININ ANA SEBEBİ: İSRAİL’İN KORUNMASI MI?
ESED’İN SURİYE’DE ISRARLA İKTİDARDA KALMASININ ANA SEBEBİ: İSRAİL’İN KORUNMASI MI?
Suriye, tarih boyunca stratejik konumu ve jeopolitik önemi nedeniyle büyük güçlerin çıkar çatışmalarına sahne olmuş bir ülkedir. Ancak son yıllarda Suriye’nin başında bulunan Beşar Esed’in iktidarda kalması, küresel aktörlerin özellikle de İsrail’in güvenliği ile ilişkilendirilmiştir. Peki, Esed neden ısrarla destekleniyor? Onun iktidarda kalmasının İsrail’in korunmasıyla nasıl bir bağlantısı var?
Suriye ve İsrail: Tarihi Bir Düşmanlık mı, Kontrollü Bir Denge mi?
Suriye ile İsrail arasındaki ilişkiler, 1948’de İsrail’in kurulmasıyla birlikte gerilimli bir hal almıştır. 1967 Altı Gün Savaşı’nda İsrail, Suriye’ye ait olan Golan Tepeleri’ni işgal etmiş ve bu toprakları ilhak ettiğini ilan etmiştir. O tarihten sonra Suriye, İsrail’e karşı söylemde sert bir tutum sergilese de, pratikte büyük çaplı bir askerî müdahalede bulunmamıştır.
Hafız Esed döneminde Suriye, İsrail ile savaşan güçlere destek verdiğini iddia etmişse de, doğrudan bir çatışmaya girmemiştir. Aynı politika, Beşar Esed döneminde de devam etmiştir. İlginç olan nokta ise, İsrail’in Golan Tepeleri’ni işgal etmesine rağmen, Esed ailesinin iktidarı boyunca bu mesele üzerine ciddi bir savaş başlatmamış olmasıdır.
Esed’in Kalmasının İsrail Açısından Avantajları
1. Kontrollü Bir Düşman: İsrail için Suriye, sürekli bir tehdit unsuru olarak gösterilmesine rağmen, Esed yönetimi altında gerçek bir tehdit oluşturmamıştır. Esed, İsrail sınırlarını doğrudan tehdit etmeyen, ancak bölgedeki diğer radikal unsurları dengeleyen bir figür olarak görülmüştür.
2. Alternatif Kaos Tehdidi: Esed rejimi yıkıldığında yerine kimin geçeceği belirsizdir. ABD ve İsrail açısından en büyük korku, Esed sonrası Suriye’nin tamamen kontrolsüz bir hale gelmesi ve İsrail’in sınırında radikal unsurların güç kazanmasıdır. Bu nedenle, Batı dünyası zaman zaman Esed’in gitmesini ister gibi görünse de, gerçekte onun yerinde kalmasını daha güvenli bulmuştur.
3. İran ve Hizbullah Bağlantısı: Esed rejimi, İran ve Hizbullah ile güçlü bir ittifak içindedir. İsrail için bu bir tehdit gibi görünse de, aynı zamanda kontrol edilebilir bir tehdit anlamına gelir. İsrail, Suriye’deki İran ve Hizbullah varlığını bahane ederek zaman zaman hava saldırıları düzenleyebilmekte ve bölgedeki dengeleri kendi lehine değiştirebilmektedir.
Batı’nın ve Rusya’nın Tutumu
Batı dünyası, Esed rejimine zaman zaman sert eleştiriler yöneltse de, onun devrilmesi konusunda ciddi bir adım atmamıştır. ABD, Suriye iç savaşında muhalifleri desteklediğini iddia etse de, Esed rejiminin yıkılmasını engelleyecek kadar temkinli davranmıştır. Öte yandan Rusya, Esed’i doğrudan destekleyerek onun iktidarda kalmasını sağlamıştır.
Bu denklemde İsrail’in sessiz desteği de dikkat çekmektedir. İsrail’in, Esed’in gitmesini talep eden sert bir açıklamada bulunmaması ve zaman zaman onun varlığını tercih eder gibi bir duruş sergilemesi, İsrail için en büyük önceliğin istikrarsız bir Suriye yerine öngörülebilir bir Esed rejimi olduğunu göstermektedir.
Sonuç: Esed’in Kalması, Kimlerin İşine Geliyor?
Suriye’deki iç savaş milyonlarca insanın ölümüne ve göç etmesine neden olmuş, ancak uluslararası aktörler bu durumu stratejik çıkarlarına göre şekillendirmiştir. Beşar Esed’in iktidarda kalması, halkın iradesinden çok, küresel güçlerin bölgesel hesaplarına bağlı olmuştur. En büyük kazananlardan biri ise, Suriye’nin İsrail için doğrudan bir tehdit oluşturmayan bir tampon bölge olarak kalmasını isteyenlerdir.
Bu bağlamda şu soru akıllara gelmektedir: Gerçekten de Beşar Esed’in kalması, bölgenin istikrarı için mi yoksa İsrail’in güvenliği için mi daha önemli görülmüştür? Tarih ve olayların gidişatı, bu sorunun cevabını vermektedir.