MENDERES VE OSMANLI HANEDANI
MENDERES VE OSMANLI HANEDANI
Adnan Menderes’in, Osmanlı hükümdarı II. Abdülhamid’in hanımı Müşfika Kadınefendi ve kızı Ayşe Sultan’a yardım ettiği olay, tarihimizde duygusal ve insani bir boyut taşıyan önemli bir olaydır. Bu konu, hem Menderes’in kişisel duyarlılığı hem de Osmanlı hanedanına yönelik Cumhuriyet dönemi politikalarının bir yansıması olarak değerlendirilebilir.
1950’li yıllarda, Osmanlı hanedanının kadın mensuplarına yönelik sürgün yasağının kaldırılmasının ardından, II. Abdülhamid’in dördüncü hanımı Müşfika Kadınefendi (cumhuriyet döneminde Müşfika Kayasoy) ve kızı Ayşe Sultan, Türkiye’ye geri dönmüştür. Ancak, hanedan üyelerinin sürgün yıllarında yaşadıkları maddi ve manevi zorluklar, onların Türkiye’ye dönüşlerinde de devam etmiştir. Müşfika Kadınefendi, Beşiktaş’ta, Serencebey Yokuşu’nda Hazine’ye ait bir konağın müştemilatında (ek bina) mütevazı bir ahşap evde yaşamını sürdürmekteydi. Tek geliri, örtülü ödenekten kendisine bağlanan aylık 200 liralık bir tahsisattı. Ancak, bu miktar geçimini sağlamakta yetersiz kalmaktaydı.
Müşfika Kadınefendi, 26 Ekim 1954 tarihinde, dönemin Başbakanı Adnan Menderes’e bir mektup yazarak durumunu arz etmiş ve yardım talep etmiştir. Mektubunda, Osmanlı hanedanının bir mensubu olarak milletin merhametine sığındığını, geçim sıkıntısı çektiğini ve mevcut tahsisatın artırılmasını rica ettiğini belirtmiştir. Mektup, oldukça hüzünlü ve saygılı bir üslupla kaleme alınmıştır. Menderes, bu mektuba kayıtsız kalmamış ve Müşfika Kadınefendi’nin aylık tahsisatına 50 lira zam yapılmasını sağlamıştır. Ayrıca, Menderes’in, hanedan mensuplarının onurlu bir yaşam sürebilmesi için çeşitli kolaylıklar sağladığı da bilinmektedir.
Bunun yanı sıra, Menderes’in hanedan mensuplarına yönelik duyarlılığı sadece maddi yardımlarla sınırlı kalmamıştır. Özellikle Ayşe Sultan’ın sürgün yıllarında çektiği zorluklar ve Paris’te yaşarken içine düştüğü zor durumlar, Menderes’i derinden etkilemiştir. Bazı kaynaklara göre, Menderes, 1952 yılında bir NATO toplantısı için Fransa’ya gittiğinde, Osmanlı hanedan mensuplarının durumunu araştırmış ve Ayşe Sultan’ın Paris’te geçim sıkıntısı çektiğini öğrenmiştir. Bu durum karşısında büyük bir üzüntü duyarak, hanedan mensuplarının Türkiye’ye dönmesi için gerekli düzenlemelerin yapılmasına öncülük etmiştir.
Menderes’in bu yardımları, Yassıada yargılamaları sırasında kendisine karşı bir suçlama unsuru olarak da kullanılmıştır. Özellikle örtülü ödenekten yapılan harcamalar, “usulsüzlük” iddialarıyla mahkemede gündeme getirilmiştir. Ancak, bu yardımların temelinde, Menderes’in Osmanlı hanedanına ve tarihine duyduğu saygı ile insani bir duyarlılık yatmaktadır.
Sonuç olarak, Menderes’in II. Abdülhamid’in hanımı ve kızına yönelik yardımları, hem maddi destek (tahsisat artışı ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi) hem de hanedan mensuplarının sürgün mağduriyetlerini gidermeye yönelik politik adımları göstermektedir. Bu olay, Cumhuriyetin ilk yıllarında hanedana yönelik sert politikaların yumuşamaya başladığı bir d