PEYGAMBERİMİZİN HAYATINDA ORUÇ-IFTAR-SAHUR VE İTİKÂF UYGULAMALARI
PEYGAMBERİMİZİN HAYATINDA ORUÇ-IFTAR-SAHUR VE İTİKÂF UYGULAMALARI
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), oruç, iftar, sahur ve itikâf ibadetlerini büyük bir titizlikle yerine getirmiş ve bu konuda ümmetine rehberlik etmiştir. O’nun sünneti, bu ibadetleri en güzel şekilde nasıl uygulamamız gerektiğini bizlere gösterir.
1. Peygamber Efendimiz ve Oruç
Peygamberimiz, Ramazan orucu farz kılınmadan önce de oruç tutardı. Özellikle aşure günü orucu, Şaban ayının son günleri ve Pazartesi-Perşembe günleri oruç tutmayı alışkanlık haline getirmiştir. Ramazan orucu farz kılındıktan sonra da bu sünnetlerini devam ettirmiştir.
Peygamberimizin oruçla ilgili hadislerinden bazıları:
“Oruç kalkandır.” (Buhârî, Savm, 2)
“Kim Allah rızası için bir gün oruç tutarsa, Allah onu yetmiş yıl uzaklaştırır.” (Tirmizî, Cihad, 3)
“Ramazan ayı girince cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır.” (Buhârî, Savm, 5)
2. Peygamber Efendimizin İftarı
Hz. Peygamber, iftar vaktine büyük önem vermiş ve iftarı geciktirmeden açmayı tavsiye etmiştir. Genellikle birkaç hurma ile veya su ile iftar ederdi.
Oruç açarken yaptığı dua:
“Allah’ım! Senin rızan için oruç tuttum, senin rızkınla iftar ettim.”
Bir hadisinde şöyle buyurmuştur:
“İnsanlar iftarda acele ettikleri sürece hayır üzere olmaya devam ederler.” (Buhârî, Savm, 45)
İftarda paylaşmayı teşvik etmiş ve şöyle buyurmuştur:
“Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlunun sevabından eksilmeden ona da aynı sevap verilir.” (Tirmizî, Savm, 82)
3. Peygamber Efendimizin Sahuru
Sahur yemeğini bereket olarak görmüş ve tavsiye etmiştir. Sahura kalkmak, hem fiziksel sağlık hem de manevi kazanç açısından önemlidir.
Sahurla ilgili hadislerinden bazıları:
“Sahur yapınız, çünkü sahurda bereket vardır.” (Buhârî, Savm, 20)
“Bizim orucumuzla Ehl-i Kitab’ın orucu arasındaki fark, sahur yemeğidir.” (Müslim, Sıyam, 46)
Peygamberimiz, sahurda genellikle hurma yer ve su içerdi. Sahurun son anlarına kadar ertelenmesini tavsiye etmiştir.
4. Peygamber Efendimizin İtikâfı
İtikâf, Ramazan’ın özellikle son on gününde yapılan, kişinin dünya işlerinden uzaklaşarak ibadete yöneldiği bir sünnettir. Peygamberimiz (s.a.v.), her yıl Ramazan’ın son on gününü mescitte itikâfa girerek geçirirdi.
İtikâfın önemini anlatan hadislerinden bazıları:
“Kim Allah rızası için bir gün itikâfa girerse, Allah onunla cehennem arasına üç hendek mesafe koyar.” (Taberânî)
“Peygamber (s.a.v.), vefat edene kadar Ramazan’ın son on gününde itikâfa girerdi.” (Buhârî, İtikâf, 1)
İtikâfta, Kur’an okumak, namaz kılmak, zikir yapmak ve dua etmek gibi ibadetlerle meşgul olmak sünnettir.
Sonuç
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), oruç, sahur, iftar ve itikâf ibadetlerini büyük bir titizlikle uygulamış ve ümmetine bu konuda en güzel örnek olmuştur. Onun sünnetine uyarak bu mübarek ibadetleri yerine getirmek, hem manevi kazanç sağlar hem de bizleri Allah’a daha da yakınlaştırır.
Ramazan ayında bu sünnetleri ihya etmek, hem ibadetlerimizi daha bilinçli yapmamıza hem de Peygamberimizin mübarek yolundan gitmemize vesile olacaktır.
@@@@@
PEYGAMBER EFENDİMİZ TERAVİHİ NASIL KILARDI?
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Teravih Namazını Nasıl Kılardı?
Teravih namazı, Ramazan ayına özel bir ibadettir ve Hz. Peygamber (s.a.v.) bu namazı kılmış ve ümmetine de tavsiye etmiştir.
1. Peygamberimiz Teravih Namazını Cemaatle Kıldırmış mıdır?
Hz. Peygamber (s.a.v.), Ramazan’ın bazı gecelerinde Mescid-i Nebevî’de cemaatle teravih kıldırmıştır. Ancak birkaç gece sonra cemaatin sayısı artınca, farz olabileceği endişesiyle cemaatle kılmayı bırakmış ve evinde kılmaya devam etmiştir.
Bir hadisinde şöyle buyurmuştur:
“Ramazan gecelerinin namazı (teravih), nafile bir ibadettir. Kim sevabını Allah’tan umarak bu namazı kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Salâtü’t-Teravih, 37)
2. Hz. Peygamber Teravihi Kaç Rekât Kılardı?
Hz. Aişe (r.a.) şöyle anlatmıştır:
“Rasûlullah (s.a.v.), Ramazan’da ve Ramazan dışında on bir rekâttan fazla namaz kılmazdı. Dört rekât kılardı; onların güzelliğini ve uzunluğunu sorma! Sonra dört rekât daha kılardı; onların da güzelliğini ve uzunluğunu sorma! Sonra üç rekât kılardı.” (Buhârî, Teheccüd, 16)
Bu hadise göre, Peygamberimiz (s.a.v.) gece namazını genellikle 8 rekât kılıp 3 rekât vitir namazı ile tamamlamıştır.
Ancak Hz. Ömer (r.a.) döneminde Müslümanlar cemaatle teravihi 20 rekât olarak kılmaya başlamış ve bu uygulama günümüze kadar devam etmiştir.
3. Teravihte Peygamberimizin Kıraat Uzunluğu
Peygamber Efendimiz, teravih namazında uzun süre ayakta durur, bazen Bakara, Âl-i İmrân ve Nisâ surelerini bir rekâtta okurdu.
Sahabiler, Peygamberimizin kıldığı namazın uzunluğuna alışık olsalar da, bazen yorulduklarını ifade etmişlerdir.
Ancak namaz kıldırırken, cemaatin durumunu da göz önünde bulundurur, kolaylık sağlardı.
4. Peygamberimizin Teravih Namazıyla İlgili Tavsiyeleri
1. Cemaatle kılmak teşvik edilmiştir.
“Kim imamla beraber namazını tamamlayana kadar teravih kılarsa, ona gecenin tamamını ibadetle geçirmiş gibi sevap yazılır.” (Tirmizî, Salât, 164)
2. Uzun kıraat sünnettir, ancak herkesin durumuna göre ayarlanmalıdır.
Hz. Peygamber, namazda uzun süre kıyamda dururdu ancak cemaatin zorlanacağını fark ettiğinde kısa sureler okumayı tercih ederdi.
3. Vitir namazı ile tamamlanmalıdır.
Peygamberimiz, gece namazlarını vitirle tamamlamayı sünnet kılmıştır:
“Ey Kur’an ehli! Vitir kılınız. Çünkü Allah tektir, tek olanı sever.” (Ebû Dâvûd, Vitir, 1)
Sonuç
Peygamberimiz (s.a.v.), teravih namazını gönülden, huşu içinde ve uzun kıyamlarla kılmıştır. Cemaatle kıldığında, ümmetine zor gelmemesi için kısa tutmuştur. O’nun sünnetine uymak adına teravih namazını ihmal etmemek ve imkân varsa cemaatle kılmak büyük bir fazilettir.
Bugün 20 rekât olarak kılınan teravih, sahabe döneminden beri süregelen bir uygulamadır. Önemli olan, kaç rekât kılındığından ziyade huşu içinde, samimiyetle ve ihlasla kılmaktır.