RUH İKİZLERİ: 28 ŞUBATÇILAR VE PKK
RUH İKİZLERİ: 28 ŞUBATÇILAR VE PKK
Tarihi, İbretli ve Düşündürücü Bir Değerlendirme
Türkiye’nin yakın siyasi tarihine bakıldığında, birbirinden farklı görünen bazı odakların aslında ortak bir hedef doğrultusunda hareket ettiğine dair çarpıcı benzerlikler göze çarpar. 28 Şubat sürecini yöneten vesayetçi zihniyet ile bölücü terör örgütü PKK’nın, millete, devlete ve değerlerimize karşı benzer tutumlar içinde olduğu gerçeği, dikkatli bir okuma ile açıkça ortaya çıkmaktadır.
28 Şubat: Darbelerle Milletin Değerlerine Saldırı
28 Şubat 1997’de, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlarıyla başlayan ve postmodern darbe olarak adlandırılan süreç, esasen milletin inançlarına, kimliğine ve özgür iradesine karşı yapılmış bir operasyondu. “Bin yıl sürecek” denilen bu süreçte, dindar insanlar ötekileştirildi, başörtülü öğrenciler üniversitelerden atıldı, imam hatip okulları hedef alındı, sermaye grupları fişlendi ve askeri vesayet, seçilmiş hükümeti istifaya zorladı.
Bu sürecin mimarları, milletin iradesini ve inancını bir tehdit olarak gören ve halkın iradesini baskı altına almak için her türlü antidemokratik yöntemi meşru sayan vesayetçi bir zihniyeti temsil ediyordu. Askerî ve bürokratik elitler, medya ve sermaye çevreleriyle işbirliği yaparak, milli ve manevi değerleri savunan kesimleri sindirmeye çalıştı.
PKK: Silahlı Terörle Milli Birliği Hedef Alma
Diğer yanda, 1978’de kurulan PKK terör örgütü, etnik ayrılıkçılığı körükleyerek Türkiye’yi bölmek için kanlı eylemler gerçekleştirdi. Bebek, çocuk, öğretmen, asker ve polis demeden binlerce insanı katleden bu terör yapılanması, Türkiye’nin birlik ve beraberliğini yok etmeye çalıştı. 28 Şubat sürecinde ise dikkat çekici bir şekilde PKK’nın eylemlerinin yoğunluğu azalırken, devlet içindeki vesayetçi yapıların dindar insanlara yönelik baskısı arttı.
Bu durum, bazı karanlık odakların, Türkiye’nin bölünmesi veya zayıflatılması konusunda örtülü bir iş birliği içinde olduğunu düşündürmektedir. 28 Şubat’ı uygulayan askeri vesayet, dindar insanları hedef alırken, PKK da milli birliği sarsmaya çalışıyordu. Yöntemleri farklı, ama hedefleri benzerdi: Türkiye’nin güçlü, bağımsız ve millet iradesine dayalı bir yönetim anlayışına sahip olmasını engellemek.
28 Şubatçılar ile PKK’nın Benzerlikleri
1. Milli İradeye Karşı Tavır
28 Şubat sürecinde seçilmiş hükümet, askerî ve bürokratik baskılarla devrildi.
PKK da halkın demokratik yollarla seçtiği yönetime karşı silahlı saldırılarla istikrarsızlık oluşturmayı hedefledi.
2. Dini ve Milli Değerlere Düşmanlık
28 Şubatçılar, başörtüsüne ve İslami kimliğe savaş açtı.
PKK ise Kürt halkının dini ve milli değerlerini yok etmeye çalıştı.
3. Dış Güçlerin Desteği
28 Şubat süreci, Batı’nın “irtica tehdidi” bahanesiyle desteklediği bir operasyondu.
PKK da yıllarca ABD ve Avrupa ülkelerinden siyasi ve lojistik destek aldı.
4. Türkiye’nin Güçlenmesini Engelleme Çabası
28 Şubatçılar, Türkiye’nin ekonomik, askeri ve siyasi bağımsızlığını hedef alan politikalar izledi.
PKK da terör saldırılarıyla Türkiye’yi meşgul edip kalkınmasını yavaşlatmaya çalıştı.
Sonuç: Milletin Zaferi
Bugün geriye dönüp baktığımızda, milletin iradesine yapılan bu saldırıların başarısız olduğu görülmektedir. 28 Şubat’ın baskıcı rejimi çökmüş, sorumlular yargılanmış, mağdurlar itibarlarını geri kazanmıştır. Aynı şekilde, PKK terör örgütü de devletin kararlı mücadelesiyle büyük darbeler almış, bölge halkının desteğini kaybetmiş ve etkisiz hale getirilmiştir.
Türkiye, her türlü vesayetçi anlayışa ve terör yapılanmasına karşı dimdik ayakta durmayı başarmış bir ülkedir. 28 Şubatçılar da PKK da tarihin çöplüğüne atılmıştır. Millet, iradesine sahip çıkmış, geçmişten ders alarak geleceğini inşa etmeye devam etmektedir.
Tarih, ihanetleri de zaferleri de unutmayan büyük bir öğretmendir.
*************
– Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile ilgili konuşan AK Parti kaynakları “Dışarıda İran, içeride Marksist artıklar süreci enfekte edebilir. Aynı şekilde DEM ve PKK içinde de rahatsız olanlar var” dedi. [1]
– CIA ve Pentagon’un psikolojik harp elemanı olarak bilinen Michael Rubin, “PKK’nın silah bırakması aptallık olur” diyerek Öcalan’ın çağrısını baltalamaya çalıştı. Rubin, Öcalan’ın serbest bırakılıp Erdoğan’ın istifa etmesini istedi.[2]
[1] https://www.haber7.com/siyaset/haber/3509758-ocalanin-cagrisiyla-ilgili-turkiyeden-uyari-o-ulke-harekete-gecebilir
[2] https://www.haber7.com/dunya/haber/3509755-ocalanin-cagrisi-sonrasi-o-ulkeden-ses-geldi-rahatsiz-oldular-skandal-sozler