RUHLARI SÖKÜP ÇIKARANLAR
RUHLARI SÖKÜP ÇIKARANLAR
“Andolsun (kâfirlerin ruhlarını) şiddetle çekip çıkaranlara,
Andolsun (mü’minlerin ruhlarını) kolaylıkla alanlara,” (Naziat.1-2)
Ruhların Son Yolculuğu: Karanlık ve Nur
Gece karanlığını çökerken, iki farklı evde ölüm yaklaşmaktaydı. Biri, zulümle geçmiş bir ömrün sahibiydi; diğeri, imanla yaşayan bir kalbin sahibi…
Kâfirin Son Anı: Acı ve Direniş
Zalim adam, nefes almakta zorlanıyordu. Bedenini korkunç bir ağırlık sarmıştı. Ölüm melekleri odasına doluşmuş, gölgeleri duvarlara yansıyordu. Son nefesini vermek üzereydi, fakat ruhu bedeninden ayrılmamak için direniyordu. “Andolsun (kâfirlerin ruhlarını) şiddetle çekip çıkaranlara,” ayeti, şimdi onun için bir gerçekti.
Melekler, azapla dolu emirleri yerine getirirken, ruhu dikenli bir demirin etten sökülmesi gibi çekilip çıkarıldı. Dehşet içinde bağırdı, ama artık kaçış yoktu. Yeryüzünde işlediği zulümler, yalanlar ve inkârlar ona bir fayda sağlamadı. Artık geri dönüşü olmayan bir karanlığa düşüyordu.
Mü’minin Son Anı: Rahmet ve Huzur
Diğer evde ise bambaşka bir hâl vardı. Yüzü nur gibi parlayan mü’min, gözlerini gökyüzüne dikmiş, hafif bir tebessümle son nefesini vermeye hazırlanıyordu. Melekler, ışık huzmeleri içinde odasına doluştu. “Andolsun (mü’minlerin ruhlarını) kolaylıkla alanlara,” ayeti, onun için bir müjdeydi.
Ruhu, bir damlanın süzülmesi gibi kolayca bedenden ayrıldı. Korku yerine huzur vardı. Rabbinin rahmetiyle sarmalanan bu ruh, hoş kokular ve selamlarla karşılandı. Dünya hayatını imanla geçirmiş, terazisine sevaplar koymuştu. Onun için, karanlık yoktu; önünde cennetin bahçeleri uzanıyordu.
İki Farklı Son, Tek Gerçek
Ölüm, her insanın kaçınılmaz gerçeğiydi. Ancak kimi ruhlar azapla çekilip alınırken, kimileri rahmetin kucağında huzurla ayrılıyordu. Bugün, hangi sona hazırlanıyoru