KURAN-I KERİM’DE ZEBANİ VE MURADİFİ
KURAN-I KERİM’DE ZEBANİ VE MURADİFİ
Alak Suresi 18. Ayette geçen Zebani kelimesinin kelime anlamı, kök manası ve müfessirlerin görüşleri nedir?
Zebânî kelimesi Arapça kökenli olup, “şiddetle yakalayan, çeken, sürükleyen” anlamına gelir. Kelimenin kökü “z-b-n” (ز ب ن) olup, bu kök “kovmak, itmek, sertçe yakalamak” gibi anlamlar taşır.
Alak Suresi 18. Ayet ve Zebânî Kelimesi
Alak Suresi’nin 18. ayetinde şöyle buyrulmaktadır:
“سَنَدْعُ ٱلزَّبَانِيَةَ”
“Biz zebânîleri çağıracağız!”
Bu ayette, azgınlık eden insanları cezalandırmakla görevli melekler kastedilmektedir.
Müfessirlerin Görüşleri
1. İbn Abbas: Zebânî kelimesiyle cehennem görevlisi olan şiddetli ve güçlü meleklerin kastedildiğini belirtmiştir.
2. Mücahid ve Katâde: Zebânîleri, cehennemin muhafızları ve kâfirlere azap eden melekler olarak tanımlamışlardır.
3. Taberî: Ayetteki bağlama dikkat çekerek, burada Ebu Cehil’in tehdidine karşılık olarak Allah’ın çok daha güçlü zebânîleri devreye sokacağını vurgulamıştır.
4. Râzî: Zebânî kelimesinin türevlerini analiz ederek, bunun bir tür sertlik, yakalama ve ceza ile ilişkilendirildiğini söylemiştir.
5. Beydâvî: Zebânîlerin cehennem bekçileri olduğuna ve Allah’ın azabını uygulayan melekler olduğuna işaret etmiştir.
Sonuç
Zebânî kelimesi, genel olarak cehennemde azap etmekle görevli şiddetli ve güçlü melekler anlamında kullanılmıştır. Ayet, özellikle Ebu Cehil’in tehdidine karşı bir meydan okuma içermekte ve Allah’ın cezalandırma gücünü vurgulamaktadır.
@@@@@
**Zebani Kelimesinin Analizi:**
**1. Kelime Anlamı ve Kök Manası:**
– **Kök:** ز ب ن (Z-B-N)
– **Anlam:** Kök anlamı “itmek, zorlamak, şiddetle sevk etmek”tir.
– **Zebaniye (الزبانية):** Çoğul bir isim olup, tekil formu “Zebânî”dir. Kelime, “cehennem bekçileri” veya “cezayı uygulayan melekler” anlamında kullanılır. İsim, kök anlamından hareketle “sert bir şekilde iten, zorlayan” manasına gelir.
**2. Ayetin Bağlamı:**
Alak Suresi 18. ayet (**سَنَدْعُ الزَّبَانِيَةَ**), inkarcıların cehennem azabıyla karşılaşacaklarını bildirir. Zebânîler, bu bağlamda inkarcıları cezalandırmakla görevli varlıkları ifade eder.
**3. Müfessirlerin Görüşleri:**
– **İbn Kesir:** Zebânîleri, “cehennemin sert ve acımasız bekçi melekleri” olarak açıklar. Onların görevinin Allah’ın emriyle azabı uygulamak olduğunu belirtir.
– **Taberî:** Kelimenin “şiddetle itmek” kökünden türediğini vurgular ve Zebânîlerin, inkarcıları cehenneme sürükleyen melekler olduğunu aktarır.
– **Kurtubî:** Zebânîlerin sayısının 19 olduğunu (Müddessir 74:30) ve her birinin özel bir görevle donatıldığını ifade eder. Ayrıca bu meleklerin fiziksel güç ve heybetlerinin insan idrakinin ötesinde olduğunu ekler.
– **Modern Yorumlar:** Bazı çağdaş müfessirler, Zebânîleri “ilahi adaletin somutlaşmış temsilcileri” olarak metaforik bir dille yorumlar, ancak geleneksel anlayışa bağlı kalınır.
**4. Farklı Yaklaşımlar:**
– **Dilbilimsel Yorum:** “Zebânî” kelimesinin İbranice veya Süryanice kökenli olabileceği tartışmaları mevcuttur, ancak Arap dilindeki kök anlamı genel kabul görür.
– **Tasavvufî Yorum:** Bazı mutasavvıflar, Zebânîleri “nefsin kötülüğünü temsil eden içsel güçler” şeklinde sembolize eder, ancak bu görüş klasik tefsirlerde yer almaz.
**Sonuç:**
Zebânî, cehennem azabını uygulayan melekleri tanımlayan bir terimdir. Kök anlamından hareketle “şiddetle iten, zorlayan” anlamına gelir. Müfessirlerin çoğu, bu meleklerin somut varlıklar olduğu ve ilahi adaletin tecellisinde rol aldığı konusunda hemfikirdir.
@@@@@@
KURAN-I KERİM’DE ZEBANI VE MURADİFİ KELİMELER
Kur’an-ı Kerim’de “zebânî” kelimesi yalnızca Alak Suresi 18. ayette geçmektedir. Ancak zebânî kelimesiyle benzer anlam taşıyan ve cehennem meleklerini ifade eden başka kelimeler de bulunmaktadır. Bu kelimeleri ve ayetlerdeki kullanımlarını inceleyelim:
1. Zebânî (ٱلزَّبَانِيَةَ)
Geçtiği yer: Alak Suresi, 18. ayet
Anlamı: Cehennemin bekçileri olan sert ve güçlü melekler.
Ayet: “Biz zebânîleri çağıracağız!”
(سَنَدْعُ ٱلزَّبَانِيَةَ)
2. Hazaene (خَزَنَةُ) – Cehennem Bekçileri
Geçtiği yerler: Zümer 71, Mümin 49
Anlamı: Cehennemi yöneten, ona bekçilik eden melekler.
Ayet:
“Kâfirler bölük bölük cehenneme sevk edilirler. Nihayet oraya vardıklarında onun kapıları açılır ve bekçileri (hazaenetuhâ) onlara der ki: ‘Size içinizden Rabbinizin âyetlerini okuyan ve bugüne kavuşacağınızı ihtar eden peygamberler gelmedi mi?’” (Zümer 71)
3. Melâiketün Ghilazun Şidadun (مَلَٰٓئِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ) – Sert ve Şiddetli Melekler
Geçtiği yer: Tahrim 6
Anlamı: Merhametsiz, güçlü ve sert tabiatlı cehennem melekleri.
Ayet:
“Onun üzerinde sert ve şiddetli melekler vardır.” (Tahrim 6)
4. Malik (مَٰلِكُ) – Cehennem Meleklerinin Başında Olan Melek
Geçtiği yer: Zuhruf 77
Anlamı: Cehennemin baş meleklerinden biri.
Ayet:
“(Cehennemlikler) Ey Malik! Rabbin bizim işimizi bitirsin, dediler. O da dedi ki: Siz burada kalacaksınız.” (Zuhruf 77)
5. Saqar’ın Bekçileri (عَلَيْهَا تِسْعَةَ عَشَرَ) – 19 Melek
Geçtiği yer: Müddessir 30-31
Anlamı: Cehennemi bekleyen 19 melek.
Ayet:
“Onun üzerinde on dokuz (melek) vardır.” (Müddessir 30)
Sonuç
Kur’an’da zebânî kelimesi tek başına Alak Suresi’nde geçse de, cehennemin bekçileri ve azap melekleriyle ilgili “hazaene”, “melâiketun ghilazun şidadun”, “Malik” gibi başka kelimeler de kullanılmıştır. Özellikle hazaene kelimesi zebânîye en yakın anlamı taşımaktadır.
@@@@@