YILBAŞINDA İNDİRİM, RAMAZANDA BİNDİRİM. TOPLUMSAL SİNDİRİM. ENFLASYONU YÜKSELTEN BÜNYEDEKİ GİZLİ VİRÜS.

YILBAŞINDA İNDİRİM, RAMAZANDA BİNDİRİM. TOPLUMSAL SİNDİRİM. ENFLASYONU YÜKSELTEN BÜNYEDEKİ GİZLİ VİRÜS.


Enflasyonu Yükselten Gizli Virüs: Fırsatçılık ve Toplumsal Sindirim

Ekonomik dalgalanmalar, bir toplumun refah seviyesini doğrudan etkileyen en önemli unsurlardan biridir. Ancak enflasyonu yalnızca döviz kuru, maliyet artışı veya küresel krizler gibi makroekonomik faktörlere bağlamak eksik bir değerlendirme olur. Çünkü toplumun iç dinamikleri, özellikle de ahlaki yozlaşma ve fırsatçılık, enflasyonun en sinsi ve tehlikeli tetikleyicilerindendir. Bu açıdan halk arasında sıkça dile getirilen şu söz durumu özetlemektedir:

“Yılbaşında indirim, Ramazan’da bindirim. Toplumsal sindirim.”

Bu cümle, ekonomik sistemin içinde saklı ama toplumun benimsediği bir gerçeğe işaret ediyor: Belirli dönemlerde yapılan zamların sistematik hale gelmesi ve insanların bunu bir mecburiyet gibi kabullenmesi.

1. Sezon Fiyat Dalgalanmaları: Gerçek mi, Bahane mi?

Bazı dönemlerde fiyat artışları kaçınılmaz olabilir. Örneğin:

Turizm sezonunda otel ve uçak biletlerinin yükselmesi

Kış aylarında sebze-meyve fiyatlarının artması

Döviz kuruna bağlı ithalat maliyetlerindeki değişimler

Ancak işin içine yapay fiyat artışları, stokçuluk ve fırsatçılık girdiğinde, enflasyon adeta bir virüs gibi yayılmaya başlar. Özellikle dini ve milli bayramlar, tatil dönemleri veya kriz ortamlarında bazı kesimler, durumu fırsata çevirerek fiyatları suni şekilde şişirir.

2. Ramazan’da Fiyatların Artması: Ticari Ahlaksızlık mı?

Ramazan ayı, paylaşım ve bereket ayıdır. Ancak bazı işletmeler için karaborsaya dönüşen bir kazanç fırsatı olarak görülmektedir.

Ramazan öncesinde şeker, un, yağ gibi temel gıda maddelerine gelen zamlar

İftar ve sahur menülerinde normalden fazla fiyat artışı

Zincir marketlerin stokçuluk yaparak mal kıtlığı oluşturması

Bu durum, yalnızca ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda ahlaki bir çöküş meselesidir. Çünkü enflasyon yalnızca maliyet artışından değil, insan vicdanındaki fiyat artışından da kaynaklanmaktadır.

3. Yılbaşında İndirim, Ama Neden?

Büyük alışveriş merkezleri ve zincir mağazalar, yılbaşı döneminde kampanyalarla fiyatları düşürürken, bazı esnaflar Ramazan gibi manevi dönemlerde tam tersine fiyatları yükseltir.

Burada sorulması gereken sorular şunlardır:

Yılbaşında yapılan devasa indirimler nasıl mümkün olabiliyor?

Eğer zararına satılmıyorsa, demek ki fiyatlar zaten fazla şişirilmiş miydi?

Ramazan’da neden benzer bir indirim politikası uygulanmıyor?

Bütün bu soruların cevabı, kapitalist düzenin psikolojik fiyatlandırma taktikleri içinde saklıdır. Tüketici davranışları analiz edilir, zamanına ve duygusal durumuna göre fiyatlandırma stratejileri belirlenir.

4. Toplumsal Sindirim: Alışan Toplum, Sorgulamayan Zihin

Belki de en büyük problem, toplumun bu durumu benimsemiş ve kabullenmiş olmasıdır. Her yıl aynı zamları görüp tepki vermeyen insanlar, fırsatçı ekonominin en büyük destekçileri haline gelirler.

İnsanlar “Ramazan’da et pahalı olur” diyerek yüksek fiyatları kabullenir.

“Bayramda otobüs biletleri zamlanır” düşüncesi normalleşir.

“Kışın kömür ve doğalgaz artar” diyerek önlem almayanlar, krizleri fırsatçılara teslim eder.

Bu, adeta zihinsel ve ekonomik bir sindirim sürecidir. Fiyat artışlarını mantıklı bir gerekçeye oturtma çabası, fırsatçılara cesaret verir ve onları meşrulaştırır.

5. Enflasyonun Bünyedeki Gizli Virüsü: Ahlaki Çöküş

Ekonomik krizlerin yalnızca dış nedenlerden kaynaklandığını düşünmek yanıltır. Asıl kriz, insanların fırsatçılığı ahlaki olarak meşru görmesi ve küçük kazançlar uğruna toplumun genel refahını tehlikeye atmasıdır.

Fiyatları yükseltmek için stokçuluk yapmak

“Herkes yapıyor” diyerek haksız kazanca yönelmek

Piyasadaki belirsizlikleri bahane ederek fırsatçılık yapmak

Bunların hepsi, enflasyonu yükselten gizli virüslerdir. Virüsler vücudu içten içe zayıflatır ve bir noktadan sonra artık iyileşmek zorlaşır. Toplum da aynı şekilde, bu ahlaki erozyona uzun süre maruz kaldığında ekonomik hastalıkları kronik hale gelir.

Sonuç: Ahlaki ve Ekonomik Bilincin Önemi

Enflasyon, yalnızca rakamların yükselmesi değil, aynı zamanda vicdanların değer kaybetmesi meselesidir. Eğer toplum, fiyat oyunlarını ve manipülasyonları sorgulamadan kabul ederse, enflasyon yalnızca ekonomik bir problem olmaktan çıkıp karakter meselesi haline gelir.

Bu nedenle, ekonomik düzenin düzelmesi için yalnızca politika yapıcıları suçlamak yerine, bireysel ve toplumsal farkında oluşun artırılması gerekmektedir.

Tüketiciler bilinçlenmeli, fırsatçılığı teşvik eden alışverişlerden kaçınmalı.

Esnaflar ve işletmeler, kısa vadeli kazançlar uğruna toplumun uzun vadeli refahını riske atmamalı.

Devlet mekanizmaları, stokçuluk ve spekülasyon yapanları caydırıcı önlemlerle denetlemeli.

Ancak bu şekilde, yapay enflasyonun önüne geçebilir ve fırsatçılık virüsünü yok edebiliriz. Çünkü adil ticaret ve vicdanlı ekonomi, sadece fiyatları değil, toplumun huzurunu da dengeler.

 

 

Loading

No ResponsesŞubat 24th, 2025