RAHMETLİ DEDEM, EVVELDEN EŞKİYA DAĞDAYDI ŞİMDİ ŞEHRE İNDİ DEMİŞTİ, YA ŞİMDİ?
RAHMETLİ DEDEM, EVVELDEN EŞKİYA DAĞDAYDI ŞİMDİ ŞEHRE İNDİ DEMİŞTİ, YA ŞİMDİ?
Eşkıya Şehre İndi, Peki Ya Şimdi?
Rahmetli dedemiz doğru söylemiş: “Evvelden eşkıya dağdaydı, şimdi şehre indi.” Bir zamanlar dağ başlarında, yol kesen, hükûmetten kaçan, kendi kanununu koyan eşkıyalar vardı. Onlar, devletin otoritesinin zayıf olduğu kırsal bölgelerde, kendi düzenlerini kurar, bazen halkı korur gibi görünse de neticede güçlünün haklı olduğu bir düzenin parçasıydılar.
Ama zaman değişti. Şimdi eşkıya ne dağda ne bayırda… Artık şehirlerde, beton binaların içinde, takım elbise giymiş, kravat takmış hâlde dolaşıyor. Eskiden silahı belindeydi, şimdi kalemi elinde; eskiden yol keserdi, şimdi insanları borçla, faizle, hileyle soyuyor. Eskiden kaçaktı, şimdi saygın iş insanı, yönetici, hatta siyasetçi olmuş.
Eşkıyalık Değişti, Ama Yok Olmadı
Eskiden bir köyü basan eşkıyalar, insanları soyup kaçarlardı. Şimdi ise, büyük şehirlerin lüks ofislerinde, bir imza ile binlerce insanın alın terini, emeğini yok ediyorlar. Eskiden hanları, kervanları basarlardı; şimdi bankalar, büyük şirketler, hatta devlet mekanizmalarıyla insanın cebindeki üç kuruşa göz dikiyorlar. Hukuku kendi lehlerine eğip bükerek, “kanuni” eşkıyalık yapıyorlar.
Artık yol kesmeye gerek yok. Medyanın, reklamların, kredi kartlarının, tüketim kültürünün içinde öyle yollar kurulmuş ki insanlar gönüllü olarak soyuluyor. Üretmeden kazananlar, çalışmadan zenginleşenler, başkasının sırtına basarak yükselenler, modern zamanın eşkıyalarıdır.
Peki Çare Nedir?
Rahmetli dedemizin söylediği bu söz, sadece bir tespit değil, aynı zamanda bir uyarıdır. Çünkü biz farkına varmadıkça, bu düzen böyle devam edecek.
Önce ahlakı yeniden tesis etmek gerekir. Eşkıya ruhu sadece dağda değil, insanın içindedir. Açgözlülük, hırs, adaletsizlik varsa, modern eşkıyalık her yerde kök salar.
Hakkı ve adaleti savunmak gerekir. Eşkıyalık, insanların sustuğu yerde palazlanır.
Bilgili ve bilinçli olmak gerekir. Modern eşkıyalar, cehaletten beslenir. İnsanları kandırmak, bilinçsiz bir toplumda çok daha kolaydır.
Evet, eşkıya şehre indi ama biz hâlâ seyirciyiz. Unutmayalım, biz izin vermezsek ne dağda ne şehirde eşkıya barınamaz.