CEHENNEMDE GEÇEN BİR GÜN
CEHENNEMDE GEÇEN BİR GÜN
Cehennemde Geçen Bir Gün: İbret ve Düşünce
Ahiret, dünya hayatının sonrasında insanın yaptıklarının karşılığını bulacağı ebedi bir diyardır. Cennet, Allah’ın rızasına erenlerin ödüllendirildiği sonsuz nimet yurduyken, cehennem ise O’nun emirlerine karşı gelenlerin cezalandırıldığı azap mekânıdır. Cehennem, sadece fiziksel acının değil, aynı zamanda pişmanlık ve manevi ızdırabın da yaşandığı bir yerdir. Kur’an-ı Kerim’de cehennem azabının şiddeti ve orada geçen zamanın dayanılmazlığı, insanı derin düşüncelere sevk eder.
Cehennemde Zaman Kavramı
Kur’an’da cehennemde geçen zamanın uzunluğu ve ağırlığı şöyle ifade edilir:
“Onlar orada, gökler ve yer durdukça kalacaklardır…” (Hud, 107).
Bu ifade, cehennemin ebedi bir azap yurdu olduğunu gösterir. Ancak cehennemlikler için orada geçen her an, dayanılması zor bir acıyla doludur. İnsan, dünya hayatında birkaç saniyelik bir yanık acısına bile dayanamazken, cehennemdeki bir günün ağırlığını düşünmek bile korku ve ibret vericidir.
Cehennemde Geçen Bir Günün Manzarası
Cehennem azabını tarif eden ayetler, oradaki bir günün ne kadar dehşet verici olduğunu gözler önüne serer:
1. Fiziksel Azap:
Cehennemdeki en ağır azaplardan biri, bedenin sürekli olarak yanması ve yeniden yaratılmasıdır. Kur’an bu durumu şöyle tarif eder:
“Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onları başka derilerle değiştiririz.” (Nisa, 56).
Bu, cehennem azabının sürekliliğini ve dayanılmazlığını gösterir. Her yanış bir son değil, azabın yeniden başlamasıdır.
2. Manevi Pişmanlık:
Cehennemde geçen bir günün diğer bir yönü de, kişinin yaptığı hataların farkına varması ve geri dönmek için duyduğu çaresiz arzudur. Ancak artık dönüş yolu kapanmıştır:
“Orada feryat ederler: ‘Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar, yaptıklarımızdan başka salih bir amel işleyelim.’ (Onlara şöyle denir:) ‘Size, düşünüp öğüt alacak kimsenin öğüt alabileceği kadar bir ömür vermedik mi?’” (Fatır, 37).
Bu ayet, cehennemliklerin pişmanlık içinde kıvrandığını ancak dünyadaki gafletlerinin bedelini ödediklerini ifade eder.
3. Ruhsal Azap:
Cehennemdeki bir gün, yalnızca fiziksel acılarla değil, aynı zamanda ruhsal bir boşluk ve karanlıkla geçer. Allah’tan uzak olmanın verdiği ıstırap, azabı daha da ağırlaştırır. İnsan, dünyada Allah’ın rahmetinden yararlandığı her anın kıymetini o zaman idrak eder.
Cehennemden Kaçış Yok
Cehennemlikler, oradan kurtulmanın hiçbir yolu olmadığını acı bir şekilde anlar. Kur’an’da cehennemliklerin haline şöyle değinilir:
“Onlar, her ne zaman oradan çıkmak isteseler, tekrar oraya geri döndürülürler ve kendilerine, ‘Yalanlamakta olduğunuz azabı tadın!’ denilir.” (Secde, 20).
Bu, cehennemin kapılarının hiçbir zaman kurtuluş için açılmayacağını ve azabın sürekliliğini ifade eder.
İbret ve Düşünce
Cehennemde geçen bir günün bu tasviri, insana dünya hayatının değerini ve ahirete hazırlığın önemini hatırlatır. İnsan, dünya hayatında Allah’ın emirlerine uymalı, haramlardan sakınmalı ve ahireti düşünerek yaşamalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), cehennem azabının şiddetini şu sözleriyle hatırlatır:
“Cehennem ateşi, dünya ateşinizden yetmiş kat daha şiddetlidir.” (Buhari, Bedü’l-Halk, 10).
Sonuç
Cehennemde geçen bir günün dehşeti, insanı dünya hayatında Rabbine yönelmeye ve ahiret bilinciyle yaşamaya teşvik etmelidir. İnsan, dünyadaki gaflet ve zevklerin geçiciliğine aldanmamalı; ebedi hayatın huzurunu kaybetmemek için gayret göstermelidir. Rabbim, bizleri cehennem azabından korusun ve cennetiyle mükâfatlandırsın.
Amin.