NETANYAHU’NUN GAZZE İŞGALİNDEN, TRUMP’IN GAZZE İŞGAL VE TEHCİRİNE. -1-
NETANYAHU’NUN GAZZE İŞGALİNDEN, TRUMP’IN GAZZE İŞGAL VE TEHCİRİNE. -1-
Netanyahu’nun Gazze İşgalinden, Trump’ın Gazze İşgal ve Tehciri Planına: İnsanlık ve İslam Dünyası İçin İbret Dolu Bir Süreç
Filistin topraklarında yıllardır devam eden İsrail işgali, Netanyahu’nun yönetiminde eşi benzeri görülmemiş bir vahşet seviyesine ulaştı. Gazze’deki katliamlar, yıkım ve soykırıma varan saldırılarla milyonlarca insan evsiz, aç ve susuz bırakıldı. Ancak İsrail’in işgal politikası, sadece Netanyahu’nun eseri değil. ABD başkanlarının desteği olmadan İsrail’in bu kadar pervasız davranması mümkün değil. İşte tam bu noktada, Donald Trump’ın adı devreye giriyor.
Bugün Gazze’nin işgali ve tehciri gündemdeyse, bunun temelleri Trump’ın başkanlığı döneminde atılmıştır. Trump, Netanyahu ile birlikte “Yüzyılın Anlaşması” adı altında Filistin’i tamamen yok etmeye yönelik bir proje başlattı. Bugün gelinen noktada ise Gazze’nin tamamen boşaltılması ve Filistinlilerin sürgüne zorlanması, işte bu politikanın bir devamıdır.
Netanyahu’nun İşgal Stratejisi: Filistin’i Haritadan Silme Planı
Netanyahu, yıllardır İsrail siyasetinde “Güçlü İsrail” söylemiyle ayakta durdu. Ancak bu güç, Filistin’in topraklarını işgal ederek, masum sivilleri bombalayarak ve Filistin halkının varlığını yok sayarak elde edildi. Netanyahu’nun stratejisi üç temel üzerine kurulu:
1. Gazze’yi Açık Hava Hapishanesi Haline Getirmek: İsrail, Gazze’yi uzun yıllardır kuşatma altında tutarak orayı yaşanmaz hale getirdi. Gıda, su, ilaç ve temel insani yardımların girişini engelleyerek insanları yavaş yavaş ölüme mahkûm etti.
2. Sürekli Askerî Saldırılarla Halkı Yıldırmak: 2008’den beri İsrail, Gazze’ye düzenli olarak ağır bombardımanlar gerçekleştiriyor. Netanyahu’nun en büyük silahı, Gazze’yi sürekli korku içinde tutarak direniş ruhunu kırmak.
3. Filistin’i Böl-Parçala-Yönet Politikası: İsrail, Filistin’i Batı Şeria ve Gazze olarak ikiye ayırarak, halkın bir araya gelmesini engelliyor. Aynı zamanda Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimlerini artırarak, Filistin’i tamamen haritadan silme planını uyguluyor.
Netanyahu’nun Gazze’yi tamamen işgal etme planı, uzun yıllardır süregelen bir süreçti. Ancak bu sürecin en tehlikeli aşamasına Trump döneminde girildi.
Trump ve Tehcir Planı: Filistin Halkını Sürgüne Zorlama Girişimi
Donald Trump, başkanlığı döneminde İsrail’e koşulsuz destek verdi ve Netanyahu ile birlikte Filistin’e yönelik en büyük ihanetlerden birine imza attı: Yüzyılın Anlaşması.
Bu planın temel amacı, Filistin’i küçük parçalara ayırıp, Gazze’yi tamamen etkisiz hale getirmekti. Trump’ın planı, Filistinlileri Ürdün, Mısır ve başka Arap ülkelerine sürerek, İsrail’in Filistin topraklarını tamamen ilhak etmesini sağlamaktı.
Trump’ın başlattığı bu süreç, Biden döneminde bile durdurulmadı. Bugün Netanyahu’nun Gazze’yi tamamen boşaltmayı gündeme getirmesi, Trump’ın başlattığı bu büyük planın bir devamıdır. Trump, böylece Gazze’nin tehciri konusunda İsrail’e daha büyük destek vereceğini açıkça beyan etti.
İslam Dünyası ve İnsanlık İçin Büyük Bir İmtihan
Gazze’nin işgali ve tehciri, sadece İsrail’in değil, aynı zamanda ABD’nin ve Batı’nın ortak bir planıdır. Ancak en büyük sorumluluk İslam dünyasınındır.
Eğer Müslüman ülkeler sessiz kalırsa, Gazze halkı sürülecek ve Filistin davası yok olacaktır.
Eğer dünya bu zulme göz yumarsa, gelecekte başka halklar da benzer kaderi paylaşacaktır.
Eğer Müslümanlar ve insanlık şimdi ayağa kalkmazsa, bir daha asla adaletten bahsetmeye hakları kalmayacaktır.
Bugün Gazze için ayağa kalkmak, sadece bir insanlık görevi değil, aynı zamanda tarihsel bir sorumluluktur. Netanyahu’nun işgal planı ve Trump’ın tehcir politikası, ancak güçlü bir direnişle durdurulabilir.
Sonuç: Direniş ve Birlik Olmazsa, Tüm Dünya Kaybedecek
Netanyahu ve Trump gibi liderler, sadece Filistin’i değil, tüm insanlığı tehdit eden siyasetçilerdir. Onların politikaları sadece Filistin halkını değil, tüm bölgeyi istikrarsızlığa sürüklüyor.
Eğer bu plan gerçekleşirse, İsrail’in Filistin üzerindeki zaferi, insanlığın adalet duygusunun sonu anlamına gelecektir. Ancak unutulmamalıdır ki, Filistin halkı direnmekten asla vazgeçmedi ve vazgeçmeyecek.
Bugün Gazze için ayağa kalkmak, sadece Filistin halkı için değil, tüm insanlık için bir zorunluluktur. Aksi takdirde, tarih bizi affetmeyecek.