KİR VE LEKELERİ ÖRTÜP PERDELEME YÖNTEMİ DEMOKRASİ

KİR VE LEKELERİ ÖRTÜP PERDELEME YÖNTEMİ DEMOKRASİ

Demokrasi, idealinde halkın kendi iradesiyle yöneticilerini seçtiği, şeffaf ve adil bir yönetim biçimi olarak tanımlanır. Ancak tarih boyunca ve günümüzde birçok ülkede demokrasi, gerçekte bir yönetim aracı olmaktan ziyade, hataları örtmek, lekeleri perdelemek ve gerçekleri gizlemek için kullanılan bir yöntem hâline gelmektedir. Demokrasi, bir temizlik mekanizması olarak mı çalışıyor, yoksa zamanla gerçekleri saklayan bir illüzyona mı dönüşüyor?

Demokrasinin Gerçekleri Gizleme Potansiyeli

Demokratik sistemlerde halkın iradesiyle yöneticilerin değişebileceği, hataların düzeltilebileceği ve şeffaf bir yönetim anlayışının hâkim olacağı varsayılır. Ancak pratikte, birçok yönetici ve siyasi güç, demokrasiyi bir perde olarak kullanarak gerçekleri halktan gizlemekte, hatta var olan problemleri örtbas etmektedir.

Bu gizleme yöntemleri birkaç temel başlıkta incelenebilir:

1. Medya Manipülasyonu: Hakikatin Üstünü Örten Battaniye

Özgür basın, demokrasinin olmazsa olmazlarındandır. Ancak medya, siyasi ve ekonomik çıkarlar doğrultusunda yönlendirildiğinde, gerçeği yansıtmaktan çok halkın algısını şekillendiren bir propaganda aracına dönüşmektedir.

Taraflı haberlerle halkın dikkati gerçek sorunlardan uzaklaştırılır.

Karşıt görüşler susturulur veya itibarsızlaştırılır.

Gerçek sorunlar yerine sahte gündemler oluşturularak halkın tepkisi yönlendirilir.

Bu durumda demokrasi, halkın bilinçli tercihler yapmasını sağlamak yerine, yöneticilerin kendi hatalarını örtmek için kullandığı bir perdeye dönüşür.

2. Seçim Mekanizması: Algı ile Gerçek Arasındaki Uçurum

Seçimler, demokrasinin temel taşıdır. Ancak seçim süreçleri, halkın iradesini yansıtacak şekilde değil, güç odaklarının çıkarlarına uygun şekilde şekillendirildiğinde, demokrasi sadece bir gösteriden ibaret hâle gelir.

Seçim öncesi yapılan propagandalar, yanlış vaatler ve halkı etkileyen popülist söylemlerle gerçekler perdelenir.

Seçim sistemleri manipüle edilerek halkın iradesi yönlendirilir.

Seçim sonrası verilen sözler unutularak yönetim halktan kopar.

Bu durumda demokrasi, halkın yöneticilerini özgürce seçtiği bir sistem olmaktan çıkıp, iktidarların kendi varlıklarını devam ettirmek için kullandıkları bir vitrin hâline gelir.

3. Bürokrasi ve Yargı: Lekeleri Kalıcı Hâle Getiren Sistem

Demokrasinin en önemli unsurlarından biri de bağımsız yargı ve işleyen bir bürokrasidir. Ancak siyasi güçler, yargıyı ve bürokrasiyi kendi kontrolleri altına aldığında, demokrasinin temizleyici gücü ortadan kalkar ve aksine lekeler kalıcı hâle gelir.

Hukuk sistemi, güçlülerin lehine çalıştığında adalet mekanizması zayıflar.

Bürokrasi, halkın değil, yönetenlerin çıkarlarını koruyacak şekilde dizayn edilir.

Yolsuzluk ve usulsüzlükler yargı yoluyla aklanır veya gündemden düşürülür.

Bu durum, demokrasinin en büyük açmazlarından biridir. Eğer bağımsız kurumlar ortadan kalkarsa, demokrasi sadece bir tabela hâline gelir.

Türkiye ve Demokrasi: Hakikatin Perdelendiği Dönemler

Türkiye’de demokrasi zaman zaman normal şekilde işlerken, bazı dönemlerde ise bir perdeleme aracı olarak kullanılmıştır.

Basının tek taraflı çalıştığı, halkın sadece belirli kaynaklardan bilgi alabildiği dönemlerde, gerçekler halktan saklanmıştır.

Seçim süreçlerinde halkın duygularına hitap eden söylemlerle ekonomik ve siyasi krizler göz ardı edilmiştir.

Bürokrasi ve yargı mekanizmasının bağımsızlığı sorgulandığında, adaletin nasıl işlediği tartışmalı hâle gelmiştir.

Bu süreçlerde demokrasi, halkın sorunlarını çözmek yerine, sorunların üstünü örten bir sistem hâline gelmiştir. Ancak demokrasi, yanlış kullanıldığında bir perdeleme aracı olabilir, ancak bilinçli bir toplum tarafından sahiplenildiğinde gerçekleri açığa çıkaran bir mekanizmaya dönüşebilir.

Sonuç: Demokrasi Perde mi, Ayna mı?

Demokrasi, idealinde halkın haklarını koruyan, adaleti sağlayan ve yöneticileri denetleyen bir sistemdir. Ancak doğru işletilmediğinde, gerçeklerin üstünü örten, yanlışları gizleyen bir illüzyona dönüşebilir.

Bugün dünya genelinde ve Türkiye’de demokrasi, ne kadar şeffaf bir sistem olarak işliyor? Yoksa seçimler, medya ve yargı mekanizmaları, gerçekleri saklamak için kullanılan araçlara mı dönüşüyor?

Halkın bilinçli olduğu, basının özgür çalıştığı ve hukukun üstün olduğu bir demokrasi, kirleri temizler ve toplumu arındırır. Ancak bu unsurlar zayıfladığında, demokrasi yalnızca hataları saklayan bir perdeye dönüşebilir.

Öyleyse en kritik soru şu: Biz demokrasiyi bir perde olarak mı kullanıyoruz, yoksa bir ayna olarak mı? Gerçekleri görmek için aynaya bakmaya cesaretimiz var mı?

Loading

No ResponsesŞubat 3rd, 2025