CAMİYE YENİDEN DÖNDÜĞÜNDE KIRK YIL GEÇMİŞTİ

CAMİYE YENİDEN DÖNDÜĞÜNDE KIRK YIL GEÇMİŞTİ


Camiye Yeniden Döndüğünde Kırk Yıl Geçmişti

Sabahın erken saatlerinde, eski taş caminin önünde durdu. Yıllar önce buradan ayrıldığında gençti, şimdi ise saçları beyazlamış, yüzü çizgilerle dolmuştu. Derin bir nefes aldı. Eşiği aşarken içini garip bir his kapladı: Buraya son adım attığında üzerinden tam kırk yıl geçmişti.

Zaman Nasıl Geçti?

O günleri düşündü. Çocukken bu cami onun oyun alanıydı. Babası elinden tutar, namaza getirirdi. Sonra gençlik yılları geldi. Üniversiteye gitti, kariyer yaptı, hayatın telaşı içinde kayboldu. İş, aile, sorumluluklar derken cami defterini fark etmeden kapatmıştı. Hep “Bir gün dönerim” demişti ama o gün hiç gelmemişti.

Oysa hayat devam ediyordu. Babası vefat ettiğinde bile camiye sadece cenaze namazı için uğramış, sonra yine uzaklaşmıştı. Çocukları büyüdü, kendi hayatlarını kurdular. O ise emekli olduğunda bir boşluk hissetmeye başladı. Yıllarını verdiği iş, artık ona bir anlam ifade etmiyordu. İçindeki huzursuzluğu dindirecek bir şey ararken camiyi hatırladı.

İlk Adım, Son Fırsat

Caminin avlusuna girerken kendini garip hissetti. Cemaatten birkaç kişi ona baktı ama kimse tanımadı. Oysa bir zamanlar burada herkes birbirini bilirdi. Eski ahşap kapıya dokunduğunda yüreğinde bir ürperti hissetti. Ne kadar uzun zaman olmuştu…

İçeri adım attığında burnuna eski halılar, duvarlardan süzülen nem ve yılların sessiz tanıklığını taşıyan tahta kokusu geldi. Mihrabın önünde durdu, başını eğdi. Gözleri doldu. “Allah’ım, ben geldim. Geç kaldım ama geldim,” diye fısıldadı.

Namaza durduğunda dizleri titredi. Uzun zaman sonra ilk defa secdeye vardığında, içindeki yüklerin de yere serildiğini hissetti.

Hayatın Özeti Bir Cümlede Saklıydı

Namazdan sonra caminin köşesinde oturan yaşlı bir amca yanına yaklaştı. Ona dikkatle baktı ve gülümseyerek sordu:
— Evlat, seni burada görmeyeli uzun zaman oldu. Nerelerdeydin?

Adam gözlerini yere indirdi. Verecek cevabı vardı ama aynı zamanda yoktu. Yılların bahanesi olur muydu?
— Hayat işte… dedi sessizce.
Yaşlı amca başını salladı ve tek cümleyle her şeyi özetledi:
— Hayat seni camiden uzaklaştırmış ama bak, sonunda yine buraya getirmiş.

İşte o an anladı. İnsan ne kadar uzaklaşırsa uzaklaşsın, dönmesi gereken yer belliydi. Dünya işleri, meşguliyetler, hırslar, hepsi gelip geçiyordu. Ama cami, Allah’ın evi, her zaman aynı yerde duruyordu. O bekliyordu.

Sonuç: Geç Kalmadan Dönmek

Belki de en büyük ibret, insanın nereye ait olduğunu fark etmesiydi. Hayatın koşuşturması içinde kaybolmuş, yıllarca camiye uğramamıştı. Ama o kapı kapanmamıştı. O cami hâlâ oradaydı. Ve en önemlisi, Rabbi de onu bekliyordu.

Şimdi geriye dönüp baktığında tek bir şey geçiyordu içinden: Keşke kırk yıl beklemeseydim.

Ama biliyordu ki Allah’ın rahmeti genişti. Ne kadar zaman kaybolmuş olursa olsun, önemli olan geri dönebilmekti. Çünkü en güzel dönüş, O’na yapılan dönüştü.

 

 

Loading

No ResponsesOcak 31st, 2025