GAZZE MERSİYESİ

GAZZE MERSİYESİ


Gazze Mersiyesi: İnsanlığın Vicdanına Yazılmış Bir Feryat

Gazze, tarihin en derin acılarını bağrında saklayan, masumiyetin ve mazlumluğun şehri. Her taşı kanla yoğrulmuş, her sokağı gözyaşıyla sulanmış bu kadim şehir, insanlığın vicdanına yazılmış bir mersiyedir. Bombaların gökyüzünü kararttığı, çocukların çığlıklarının sessizliğe karıştığı, annelerin gözyaşlarının sönmeyen bir ateş gibi aktığı bu şehir, sadece bir coğrafya değil, aynı zamanda bir direnişin ve sabrın sembolüdür.

Gazze, modern dünyanın kayıtsız kaldığı, insanlığın vicdanını sorgulayan bir yaradır. Savaşın masum bedenlere nasıl dokunduğunu, adaletin nasıl ayaklar altına alındığını ve zulmün nasıl normalleştirildiğini anlatan bir ibret vesikasıdır.

Gazze’nin Çığlığı: İnsanlık Nerede?

Her bombanın düşüşüyle yerle bir olan sadece binalar değil, aynı zamanda insanlığın ortak vicdanıdır. Gazze’deki mazlum halk, uluslararası kamuoyunun sessizliği karşısında yalnız bırakılmıştır. Yetim kalan çocukların, dul kalan kadınların, evsiz ve aç bırakılan masum halkın çığlıkları, insanlık için ibret verici bir ders niteliğindedir. Bu sessizlik, sadece Gazze’ye değil, aynı zamanda insanlığın ortak değerlerine vurulmuş bir darbedir.

Gazze’nin çığlığı, sadece Filistin topraklarında yankılanan bir ses değil, adalet, merhamet ve vicdan duygularını yitiren insanlığa yöneltilmiş bir sorudur: Nerede kaldı insanlık?

Gazze: Direnişin ve Sabırla Yoğrulmuş İnancın Şehri

Gazze, her şeye rağmen pes etmeyen bir halkın direniş sembolüdür. Bombalar altında doğan çocuklar, sabırla büyüyen anneler ve canını ortaya koyarak vatanını savunan gençler, bu şehrin ruhunu oluşturur. Gazze, sadece bir şehir değil, aynı zamanda zulme karşı direnişin ve haksızlık karşısında boyun eğmemenin adıdır.

Her acı, sabırla yoğrulmuş bir inanca dönüşür bu topraklarda. Gazze halkı, Allah’a olan teslimiyetleriyle her türlü zorluğun üstesinden gelmeye çalışır. Zulmün en karanlık anlarında bile, Allah’ın adaletine olan inançlarını asla kaybetmezler.

Gazze’nin Mersiyesi: İnsanlığın Kaybolan Değerleri

Gazze, yalnızca bir halkın değil, tüm insanlığın kaybolan değerlerinin ağıtını yakmaktadır. Adalet, merhamet, yardımlaşma ve dayanışma gibi insanlığın ortak değerleri, Gazze’nin yaşadığı trajedide kaybolmuş gibi görünmektedir. Ancak Gazze, bu değerlerin yeniden hatırlanması için bir çağrıdır.

Gazze’nin acısı, dünya halklarına düşen bir sınavdır. Bu sınav, zulme sessiz kalıp kalmama, mazlumun yanında durup durmama ve insanlık onuruna sahip çıkıp çıkmama sınavıdır. Tarih, Gazze’nin yanında duranları ve bu zulme sessiz kalanları mutlaka yazacaktır.

Gazze’den Alınacak Dersler

Gazze’nin yaşadığı acılar, sadece bir halkın değil, tüm insanlığın acısıdır. Bu yüzden Gazze’den çıkarılacak dersler, dünya halkları için bir ibret vesikası olmalıdır:

1. Zulme Sessiz Kalmamak: Haksızlık karşısında susmak, zalimin zulmüne ortak olmak demektir. Gazze, mazlumun sesi olmak için bir çağrıdır.

2. Birlik ve Dayanışma: Gazze’nin direnişi, ümmetin birlik ve beraberliğini hatırlatır. İslam dünyasının bu acı karşısında birleşmesi ve mazlumlara yardım elini uzatması gereklidir.

3. Adaletin Önemi: Gazze’nin yaşadıkları, adaletin olmadığı bir dünyada masumların nasıl zarar göreceğini gösteren acı bir örnektir. Adalet, insanlığın en temel değeridir ve her koşulda savunulmalıdır.

Sonuç: Gazze’nin Mersiyesi Hepimizin Mersiyesidir

Gazze, sadece bir coğrafya değil, insanlığın vicdanını temsil eden bir aynadır. Bu aynada, insanlık olarak nerede durduğumuzu görebiliriz. Gazze’nin acısı, hepimizin acısıdır. Onların direnişi, hepimizin davasıdır.

Bu mersiye, bir halkın zulüm karşısındaki sabrını ve direnişini anlatırken, aynı zamanda insanlığa bir çağrı yapar: Vicdanlarınızı uyandırın, mazlumların sesi olun ve zulme karşı durun. Çünkü Gazze’nin çığlığı, insanlığın ortak feryadıdır. Rabbimiz, Gazze’deki mazlum kardeşlerimize yardım etsin ve bizlere zalimlere karşı duracak bir güç ve inanç nasip etsin.

Loading

No ResponsesOcak 27th, 2025