MİRACA AÇILAN KAPI
MİRACA AÇILAN KAPI
“Miracın kapısıyla açtığı cadde-i kübrayı açık bırakmış. Bütün evliya-yı ümmeti seyrü sülûk ile derecelerine göre, ruhani ve kalbî bir tarzda o miracın gölgesi içinde gidiyorlar.”
Miraç’a Açılan Kapı: Ruhani Yolculuğun Gölgesinde İlerlemek
Miraç, sadece Peygamber Efendimiz’in (sav) yüce bir manevi yolculuğu değil, aynı zamanda bütün insanlığa açılmış bir kapı, ilahi bir yol haritasıdır. Bu kapı, insan ruhunun Allah’a yaklaşma ve hakikati bulma yolculuğunun rehberliğini yapar. Bediüzzaman Said Nursi’nin ifade ettiği gibi, Miraç sadece Peygamber Efendimiz’in göğe yükselmesiyle sınırlı bir olay değildir. Aksine, ümmetine ruhani ve kalbî bir seyir ve terakki yolunu gösteren sonsuz bir “cadde-i kübra”dır.
Miraç: İnsanlığın İlahi Daveti
Miraç, insanın yaratılış hikmetini ve nihai amacını ortaya koyan bir olaydır. Peygamber Efendimiz (sav), bu yolculukta Allah’ın huzuruna çıkmış, kulluk makamını en yüce şekilde sergilemiş ve insanlık için ebedi bir rehberlik mirası bırakmıştır. Bu olay, sadece bir bireyin Allah’a yükselişi değil, aynı zamanda bütün insanlık için ilahi bir çağrıdır.
Bu çağrı, kulluğun en üst mertebesine ulaşmayı ve insanın dünyadan öteye uzanan yolculuğunun anlamını keşfetmeyi ifade eder. Miraç’ın kapısından girenler, ruh ve kalp dünyasında bir terakki yoluna koyulurlar. Bu yolculuk, Allah’a yakınlaşmanın ve O’nun sevgisini kazanmanın en ulvi yollarından biridir.
Evliyaların Seyrü Sülûkü ve Miraç’ın Gölgesi
Bediüzzaman, Miraç’ı sadece tarihsel bir olay olarak değil, aynı zamanda ümmetin ruhani yükselişi için açılmış bir kapı olarak değerlendirir. Peygamber Efendimiz’in Miraç yolculuğu, tüm müminlere ilham kaynağı olmuş ve Allah’a yaklaşmanın yollarını göstermiştir. Evliyalar, bu kapıdan geçerek seyrü sülûk yoluyla, yani nefislerini terbiye ederek ve ruhlarını yücelterek, Allah’a yaklaşmaya çalışmışlardır.
Her veli, Miraç’ın gölgesi altında kendine has bir manevi yolculuk yapar. Bu yolculuk, sadece bireysel bir çaba değil, aynı zamanda ilahi rahmetin ve yardımın bir tezahürüdür. Her bir adımda kul, Allah’a daha yakın hale gelir ve O’nun sonsuz rahmet deryasında kendine bir yer bulur.
Miraç Kapısını Açık Tutmak
Miraç, sadece Peygamber Efendimiz’e mahsus bir yükseliş değil, aynı zamanda insanlığın da kendi çapında ruhani bir yükseliş yaşayabileceğini gösteren bir ilahi müjdedir. Bu kapı, kıyamete kadar açık bırakılmıştır. Ancak bu yoldan ilerleyebilmek için bazı şartlar gereklidir:
1. Tevhid İnancı: Allah’ın birliğine ve yüceliğine inanmak, bu yolculuğun ilk şartıdır. Miraç, tevhidin en büyük tezahürlerinden biridir.
2. Samimi İbadet: Miraç’ın ardından ümmet için beş vakit namaz farz kılınmıştır. Namaz, bir nevi küçük bir miraçtır ve insanın Allah’la doğrudan iletişim kurmasını sağlar.
3. Tezkiye ve Arınma: Seyrü sülûk yolculuğunda nefis terbiyesi ve kalp temizliği esastır. Bu, insanın Miraç yolculuğunda ilerleyebilmesi için gereklidir.
4. Sabır ve Tevekkül: Ruhani bir yolculuk, iniş ve çıkışlarla doludur. Bu yolda sabır ve Allah’a güvenmek, en önemli rehberlerdir.
Ruhani Yolculuk: Modern İnsan İçin Bir İhtiyaç
Günümüz dünyasında, insan ruhu daha önce hiç olmadığı kadar yorgun ve karmaşık bir hale gelmiştir. Modern hayatın getirdiği dünyevi kaygılar, insanı manevi boyuttan uzaklaştırmaktadır. Ancak Miraç, insanın bu kaygılar arasında bir sığınak bulmasını sağlar. Peygamber Efendimiz’in (sav) yolculuğu, her insanın kendi içinde yapabileceği bir manevi yolculuğun da rehberidir.
Miraç, insana Allah’ın her zaman yakın olduğunu ve bu yakınlığın sadece bir dua, bir secde veya bir içten yakarış kadar uzak olduğunu hatırlatır. İnsan, bu ilahi kapıdan girerek hem kendi ruhunu hem de çevresini aydınlatabilir.
Sonuç: Miraç Yolculuğunun Gölgesinde İlerlemek
Miraç, insanın Allah’a ulaşma çabasının sembolüdür. Peygamber Efendimiz’in açtığı bu kapı, evliyaların ve tüm müminlerin ruhani yolculuklarında rehberlik etmeye devam etmektedir. Bu yolculuk, sadece bireysel bir terakki değil, aynı zamanda insanlığın Allah’a olan bağlılığını ifade eden büyük bir caddedir.
Miraç’ın kapısını açık bırakmak, insanın ruh ve kalp dünyasını diri tutmasıyla mümkündür. Peygamber Efendimiz’in açtığı bu kapıdan girerek Allah’a yaklaşanlar, dünya ve ahiret saadetine ulaşacaklardır. Unutmayalım ki, bu yolculuk herkese açıktır ve Allah, kendisine yönelen her kula rahmet kapılarını ardına kadar açar.
“Secde et ve yaklaş!” (Alak Suresi, 19. Ayet)